Ara vermem gerekiyordu

4.4K 415 223
                                    

Canım yanıyordu. Canım çok acıyordu. Sahte bir dünyaya hapsolmuştum. Kendimi bulmuştum ama sanki gerçek benliğimle aramda buzdan bir duvar vardı. Onu kırmak için elimde hiçbir alet de yoktu. Duvarı kırmak istiyor muydum ki? Gerçek benliğime kavuşmak istiyor muydum?

Yoongi kesinlikle gay olduğumu biliyordu. Birçok defa öpüştüğümüzü sayarsak da inkar asla edemezdim. O zaman bu durum onun da öyle olduğunu göstermez miydi? Ya da biseksüel miydi? Ben değildim. Kesinlikle kadınlara ilgi duyamıyordum.

Yoongi'nin yanındayken tüm bunları umursamıyordum. Eşcinsel olmayı, eşcinsel olmasını aklıma bile getirmiyordum. Ama ne zaman ayrılsak aklıma birçok düşünce doluyor ve kendimi yiyordum. Her şey açığa çıkmalıydı ama çıkmamalıydı da. Kafayı yiyecektim.

Yuzuru'yla yemekhanedeydik. Yanımızdan geçenlerin ona ve bana attığı gülüşlere kulaklarımı tıkamış yemek yemeye çalışıyordum. Yuzuru ise tüm hevesiyle bana bir şeyler anlatıyordu. Umursamadığı ya da alıştığı belliydi. "Yuzuru?" dedim ne anlatıyorsa sözünü bölerek. "Gay olduğunu ailen biliyor mu?"

"Biliyorlar." dedi ağzındaki lokmayı çiğneyerek. Şaşırarak ona bakıyorken ne düşündüğümü anlayarak devam etti. "Onların çocuğuyum Jimin. Onlardan bir parçayım. Beni bunun için yargılamazlar." Bakışlarımı yemeğime indirdim. Yemekten çok yemekleri didikliyordum. Benimkiler beni yargılar mıydı? Hiçbir fikir yürütemiyordum bunun hakkında.

"Hey boyzz." Taehyung ve Jungkook'un yanımıza gelmesiyle daldığım düşüncelerden sıçrayarak geldim kendime. Gülümsemeye çalıştım. En çok onlara anlatmak istiyordum kendimi. Çünkü bu yaşıma kadar onlardan hiçbir şey saklamamıştım.

"Jennie'yi gördün mü?" dedi Kook hafifçe masaya eğilerek. Yüzümü buruşturarak kafamı hayır anlamında salladım. Umrumda olduğu söylenemezdi. "Zico'yla çıkıyormuş." Biraz düşününce işte bu mantıklıydı. Zico'nun beni ibne diyerek dövmesinin nedeni Yuzuru'yla takılmam olabilirdi ama Jennie eminim ki ona gay olduğumu söylemişti. Ondan uzaklaşmak için söylediğim doğru yalanı söylemiştir tabi ki de. Güldüm. Zavallıydı. Benden daha zavallıydı.

Yemekhaneden geçerken bizim masamızın önünde durdular ikisi. Sanki onlar hakkında konuştuğumuzu anlamışlar gibi. Zico'nun aptalca sırıtıp "Homo masası." demesine Jennie'nin aptal gülüşü eşlik etti. Ben de güldüm. Gerçekten içten güldüm. Ayağa kalktım ve masaya yaslanarak onlara döndüm. "Vay canına Jennie. Bu çocuğun gay olduğunu bildiğin halde kendini becertmek için yalvardığın zamanlar çok da uzun zaman önce değildi." Ve gülüşünün solmasını izledim.

"Hadi ama be!" "Adamım bu sertti." Tae ve Kook'a göz kırpıp Zico'nun yanından gözlerimi ondan ayırmadan geçtim. Yemekhane şimdi onları konuşuyordu.

-

Yoongi hyung'u iki haftadır görmüyordum. En son onun öğrenci evinde kaldığımdan sonra işlerin ne noktada olduğunu bilmiyordum çünkü dengesizdi. İki hafta boyunca beni aramaması demek tekrardan aramıza sınır çektiğini bile gösterebilirdi ama iyi ayrıldığımızı varsayıyordum. Wonho dışında tabi..

Göz ardı edip ben numarasını tuşladım. Açmadı. Derin bir nefes verip eve yürüdüm. Hepimiz Yuzurularda toplanacaktık ve bende eve uğrayıp duştan sonra geçecektim. Kulaklığımı takıp cadde boyunca yürüdüm. Düşünmemeye çalışacaktım. Ot gibi yaşayacaktım. Asla yapamayacak olsam da.

Eve vardığımda müziği kesip zile bastım. Annemin kapıyı açması, ona sarılmam ve salondaki koltukta Yoongi'yi oturuyor olarak görmek sanırım beş saniye içerisinde gerçekleşen ama on dakika hissi veren olaylardı. Hala anneme sarılı durumdayken gözlerim onda donuk kalmış, bana sırıtan yüzüne özlemle bakıyordum. Gelmişti. Bir sorun yoktu.

little man big problems | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin