28

10K 711 203
                                    

DOĞUKAN

Kafeteryaya girerken aşırı gergin hissediyordum, saat henüz on birdi ve etrafta çok az insan vardı, son sınıflar mezuniyet işleriyle ilgilenirken telefonumu çıkardım, dün kurup sadece Yavuz'u eklediğim gruba girdim. Bir kaç saat sonra etraf kalabalıklaşırdı.

Doğukan: Tibet krokanlı pasta sever mi?

Yavuz: Evet

Yavuz: Kestaneliden sonra favorisi

Doğukan: Oh

Doğukan: Sağol

Yavuz: Neden sordun?

Doğukan:

Yavuz: Oha pasta mı aldın?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yavuz: Oha pasta mı aldın?

Doğukan: Evet

Doğukan: Kestaneli bulamadım krokanlı aldım

Doğukan: Sever umarım

Yavuz: Pastayı sevmese bile sürprizine bayılır

Yavuz: İnan bana çok mutlu olacak

Doğukan: Umarım

Doğukan: Bu arada

Doğukan: Şey

Doğukan: Melih'ten dolayı benden rahatsız oluyorsan olma

Doğukan: Melih'e karşı hissettiğim bir şey yok

Doğukan: Gıcıklık var o kadar

Doğukan: Yaşanan her şey geçmişte kaldı inan bana

Yavuz: Konuşuruz sonra

Yavuz: Tibet'i almaya gideceğim şimdi

Doğukan: Tamam

Doğukan: Ay çok heyevanlandm

Yavuz: Trafik var biraz gecikebiliriz

Doğukan: Tanam

Doğukan: Bend e kenximi sakinlestiririm

Yavuz: Peki

Yavuz çevrimdışı

Gergince telefonumu masaya bırakınca ellerime baktım, titriyordum. Sakinleşebileceğime dair olan umudum azalırken pastayı dikkatlice poşetine koyup masanın ortasına doğru ittirdim, devirip mahvetmek istemiyordum. Cimri birisi değildim ama pahalı bir pastaydı bu yüzden ekstra dikkatli davranıyordum. Derin ve titrek nefeslerle kendimi rahatlatmaya çabalarken bana doğru gelen Cemre'ye gözlerimi devirdim, kendisi ilk anonim sapığım ve numaramı herkese dağıtan kişiydi.

Karşımdaki sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attı, avuçlarını çenesine dayayıp, "Naber, Doğuuuu." Dediğinde iç geçirdim, çok sinir bozucu bir sesi vardı. Kara tahtaya sürtülen tırnakların çıkardığı ses kadar sinir bozucuydu. Pastanın poşetini elime alıp en köşedeki masalardan birisine geçtim. Kulağıma kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapattım, tüm vücudum yapacağım şeyin gerginliğiyle titrerken aklımda sadece Tibet vardı. Ondan ne zaman etkilenmeye başladığımı bilmiyordum, sanırım evine gidip onu o halde gördüğüm gün bir şeylerin farkına varmıştım. Vücudunda bir çok kırık olmasına rağmen kendisine, 'orta hasarlı' demişti. Kalbimin acıdığını hissetmiştim.

Tibet | B×B Where stories live. Discover now