3. Bölüm: Dantelli Ayşe ve Takımı

1.2K 94 842
                                    

Bölüm Şarkıları
Andy Black, We Don't Have To Dance
Jagged, Ben Bir Deliyim (sakın ailenizin yanında falan açmayın ha bdjwnkwjqkkw)

3. Bölüm: Dantelli Ayşe ve Takımı

Telefonumun zil sesi aniden kulaklarımı doldurduğunda, kendimi bir anda yerde buldum ve nefesim boğazımda asılı kaldı resmen. Metal müzik dinlemenin acısını çok pis çekiyordum, sabah Lzzy Hale'nin sesiyle uyanmak resmen ödünüz ve bokunuzu karıştırıp harmanlıyordu amına koyayım. Bir rock müzik sevdalısı olmanın cezasını kulak zarımda hissediyo'm.

"Ne var lan?" diyerek arayan kişiye bakma gereği dahi duymadan telefonu kulağıma dayadığımda, karşı taraftan homurtular yükseldi ve ardından Murat'ın o Behzat amcanın borazanını andıran sesini duydum.

"Sana da günaydın haysiyetsiz herif," diye homurdandı, o bunu der demez Ayazın arkadan bağırdığını duydum: "Diyene bak! Bozo no bondon omono koydoğom..."

Ömer'in cırıltısını duydum, ardından Ayaz'ın, "Siktiğimin delisi rahat dur lan," diye bağırdığını ve çıkan gürültüyü. Büyük ihtimalle Ömer Ayaz'ın üstüne atlamıştı. Size yemin ederim, bakın gerçekten yemin ederim ki uyanır uyanmaz duyduğunuz ilk seslerin şu mallar olması gidip Ajdar ile Zeki Müren şarkılarının coverlarını yapma isteği falan uyandırıyor. Bazen kafamı koparıp atmak istiyorum.

"Oğlum siz ne ara uyandınız?" diye isyan ettim ve yere yığıldım bir anda. "Murat sen askerliği geride bırakmadın mı oğlum, bu ne lan Miryekafelon Savaşı'na gider gibi bu saatlerde uyanıp duruyo'nuz cırlayacağım ha!"

"En azından tarih bilgisi var bile dedirttiremiyorsun lan adama," diye çığırdı Murat. "Ne boş adamlarsınız duvara kafa atacağım şimdi! Kahvaltıya gel diye aradım şu yaşananlara ba- lan Ömer! Bak o menemenden tek bir lokma daha alırsan seni üç sokak kovalarım artık içinde menemen olmayan tavayla, bırak lan şunu! Ayaz sen uyuyor musun? Oğlum siz beni deli mi edeceksiniz amına koyayım!" 

Murat'ın onları döveceği anı kaçırmamak için evden adeta uçarak Murat'ın evine doğru yol aldım. Motorla gitmemi gerektirecek bir mesafe değildi, hemen alt mahalleydi, bu yüzden bir gözüm açık diğeri kapalı ara sıra yol üstündeki direklere kafa ata ata kendimi Murat'ın evine atabildim. Kapıyı açtığında, bir an durdu ve sokak lambalarıyla olan onurlu mücadelemde gazi olan alnıma, biri kapalı diğeri açık olan gözlerime, üzerimdeki beyaz gömleğe ve altımdaki göt donduran soğuğa rağmen çıkarmayı unuttuğum için hâlâ duran şortuma, ters giyindiğim montuma baktı.

"Oğlum siz salak mısınız?"

Bunu o kadar içten söylemişti ki bir an kendimi tutamasan gülmeye başladım.

İçeri geçtiğimde Ayaz'ın yemek masasında elinde çatalı tavadaki menemene uzatmış olduğunu ve elini orada unutup uyukladığını gördüm. Hatta resmen uyuyordu. Hayvan herif.

Ömer ise televizyonun üzerine ayaklarını uzatmış, bacak arasından televizyon izliyordu. Bir an durdum ve şok içinde bunu nasıl yaptığını düşünmeye başladım.

Murat durdu, belindeki önlüğü çıkarıp attı ve bir anda öyle gür bir sesle, "Kalkın lan!" diye bağırdı ki, Ömer yüzüstü yere kapaklanırken ardından televizyonu da sürükledi gürültüyle göt üstü yere çakıldı; Ayaz ise elindeki çatalı anlık şokla bir silah gibi tutmuş, hazır ola geçmişti.

"Lan televizyonum..."

Ömer acıyla bağırdı: "Güzel Rabbim! Haykırışlarımı duy, isyanlarıma kulak ver..." Gözlerini Murata çevirip ağlamaklı bir ses çıkardı. "Murat saat sabahın 8'i amına koyduğumun çocuğu!"

Küçük Mucizeler MüzesiWhere stories live. Discover now