4. Bölüm ✓

53 5 16
                                    

İşte böyle birşeysin bende. Hem içimdesin hem düşecek gibisin.
Tıpkı bir nefes gibi. İçimde tuttuğum sürece benimsin.
Bırakırsam gideceksin, bırakmazsam öldüreceksin.

İyi Okumalar..

Selim Ağırman;

Eve gelir gelmez soluğu kum torbasının başında aldım. Kaç dakikadır yumrukladığımı bilmediğim torbanın canı çıkmıştı. Ama halen içimde ki siniri atamıyorum. Nasıl oluyor da bana böyle davranabiliyor?

Alnımdan akan terleri havlumla silerken tekrar gözümün önüne geliyor. Mavi, hırçın bakışları. Sanki tüm dünyaya meydan okuyor. Bana bile..

O sırada gözlerim çıplak vücudumda bulunan yanık izine takılıyor. Sinir tüm duvarlarımı talan ediyor. Bu kız beni yakacak cesareti nereden buluyor?
Ne sanıyor kendini!

Benim canımı kimse yakamaz kolay kolay. Ama bu kız beni yakıyor..

Tekrar nefes alıp torbayı yumruklamaya başladım. Bazı şeyler vardı. Konuşulması güç olan. Ben güçlüydüm, ama kaçıyordum.

Bundan iki yıl önceydi onu kaybedişimiz. Annesi ölmüştü sadece. Ama biz onun ölümünü de izlemiştik. Günden güne eridiğini, ağlamaktan bitik düştüğünü, ağlayamacak kadar donuk zamanlarını.
Hayat enerjisiyle dolu, zeki bir kızdı oysa ki.
Belki de herkesten daha çok yakınımdaydı. Onun enerjisi, gülümsemesi iyi geliyordu. Diğer kızlar gibi beni elde etmek için değil, harbiden yanımda olmak için yanımdaydı. Bir zamanlar..
İyi arkadaştı. Güzel gülen bir insandı. Neşe saçan, gözlerinde samimiyet barındıran..

Ama o kız öldü bir anda. Yok oldu. Yanında olmaya çalışmıştım. İnadına uzaklaştı bizden. Herkese nefret saçan, hayattan bıkmış, yorgun bir çift mavi göz kaldı geriye.

Geri gelmesini bekledim. Olmadı. Aksine daha fazla açıldı aramız. Konuşmalarımız tartışmalara dönüştü. Bana olan öfkesine anlam veremiyordum. Benim de bir sabrım vardı. Ve sonunda taşırmıştı. Ne olduğunu anlamadan düşman gibi olmuştuk. Şimdi bizi gören eskiden dost olduğumuza inanmazdı. Ben de inanamıyorum. Bu hale gelmesine.. En yakınımdayken hiç ulaşamayacağım uzaklıkta olmasına..

Onun için üzülen bir yanım vardı. Ama öfkeli yanım daha ağır basıyordu. Umursanmamak en nefret ettiğim şeydi. Ve bunu en iyi bilen oydu. Her defasında bunu kullanmaktan kaçınmıyordu.
İnsanların gözünde ki otoritemin sarsılmasına asla izin vermezdim. O, bunu yıkıp geçmişti. Defalarca..

Bugün yaptığı affedilecek gibi değildi. İyi bir dersi hak etmişti.

Düşüncelerle daha fazla hızlandırmıştım yumruklarımı. "Öldürdün!"

Sesin geldiği yöne döndüm. Burak gelmişti. Yüzünde silik bir tebessümle bana yaklaştı. Ona da sinirliydim. O kızı savunmuştu. Beni bile bile.. Bana kafa tutmuştu. Ne dediğini anlamadığımı belirtircesine kaşlarımı çattım.

Kum torbasına baktı. "Reyna'yı öldürmeye çalışıyorsan, öldürdün diyorum. Ne bu hırs?!"

Reyna'yı öldürmek!

Hiçbir zaman böyle bir şey düşünmemiştim bile. Onun öldüğünü düşünmek bile tüyleriminin ürpermesine sebep olmuştu.

Gerçek AşkOù les histoires vivent. Découvrez maintenant