• İkinci Bölüm •

21.3K 1.2K 131
                                    

Meyra

Yumuşacık yatağımda dönmeye çalıştım ancak hareket edemiyordum. Birden karnımda keskin bir acı hissettim. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama bu işkenceden farksızdı.
Başucumda birisi konuşuyordu. Sesi sanki çok uzaktan geliyordu ve boğuktu. Duyma yetime ne olmuştu böyle?

Sesler giderek netleşti. Başımda bir sıcaklık hissettim. Biri saçlarımı okşuyordu. Vücudumun hâkimiyetini ele almaya çalışarak gözlerimi açmaya çalıştım. Nihayet göz kapaklarım aralanmaya başladığında gözlerimi bir kaç kez kırptım. Aydınlık ve bembeyaz bir odadaydım. Benim odam mavi renklidir, ben neredeydim böyle?

"Uyandı!" dedi biri. Anne? "Uyandı Kenan, kızımız uyandı! Doktor çağır." Görüşüm bulanıktı ama annemin sarı saçlarını seçebiliyordum. Bana doğru eğildi.
"Şükürler olsun!"

Birkaç ayak sesi işittim. Görüşüm yavaş yavaş kendine geliyordu. "Merhaba Meyra Hanım. Ben doktorunuz Ece." dedi birisi. Yanıma yaklaşıyordu. Yatağımın yan tarafında durup, "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" diye sordu kadın.

Dudaklarım kıpırdandı ama konuşamadım.

"Şimdi sizi muayene edeyim, sonra detaylı bir açıklama yapacağım, olur mu Meyra Hanım?"

Gözlerimi kapatıp açarak cevabımı anlamasını diledim.

Gözlerime ışık tuttu ve ardından, "Avucunuzu yumruk yapabilir misiniz?" diye sordu.

Elim uyuşmuştu sanki ama elimi yumruk yapmayı başardım.

Kadın benden uzaklaşıp ayakucuma geçti. Ayağımın altına bir cisimle bastırdığında, "Bunu hissediyor musunuz?" diye sordu. Gözlerimi açıp kapattım.

Odanın uzak köşesinde ayakta dikilmekte olan babamı gördüm. Bu insanlar en son Londra'da değil miydi? Ne ara yanıma gelmişlerdi? Ben neden bir hastanedeydim ve neden konuşamıyordum?

Doktor tekrar yan tarafıma gelip bana doğru eğildi. "Meyra Hanım, bir kaza geçirdiniz. Kafatasınızda çatlak vardı ancak ameliyat gerektiren bir durum değil. Şimdilik ilaç tedavisi yapıp kemiğin kaynamasını bekleyeceğiz. Uzun bir süre kontrol altında olacaksınız. Karnınıza büyük bir cam parçası saplanmıştı ve iç organlarınız zarar görmüştü. Hayati tehlikeyi atlattınız ancak kafa travmanız bizi biraz korkutuyor. Bazen travmadan uzun bir süre sonra bile iç kanama gerçekleşebiliyor. Bu yüzden taburcu olduğunuz zaman bile sık sık görüşeceğiz. Bu arada çarpma esnasında kafanızdaki yumuşak doku çok zarar görmüştü. Birkaç tane dikişiniz var. Kazayı hatırlıyor musunuz?"

Bu sefer konuşacaktım. Kelimelerimi bulmaya çalıştım ve nihayet dudaklarımdan cılız bir ses çıktı. "Ha-hayır."

Kadın doğrulup anneme ve babama baktı. Sonra yeniden bana yöneldi bakışları. "Meyra Hanım, en son hatırladığınız şeyi bana anlatabilir misiniz? Biliyorum konuşmak sizin için zor ama durumunuzu değerlendirebilmem için bana yardımcı olmanız gerek."

Düşündüm. En son ne olmuştu? Kafam allak bullaktı. Düşüncelerimi toparlayamıyor ve odaklanmakta zorlanıyordum. Doğum günümü kutlamıştık. Belki de dün geceydi? Sarhoş bir şekilde kaza yapmış olabilir miydim? Bünyem çok zayıftı ve çabuk sarhoş olurdum. Ama içkiliyken araba sürmezdim ki ben. Araba süreceksem içki içmezdim zaten. "Doğum... Günüm."

Doktor tekrar anneme baktı. Ben de anneme bakınca yüzündeki şaşkınlığı gördüm.

"Daha detaylı bir şey söyleyebilir misiniz Meyra Hanım? Doğum gününüzde kaç yaşınıza girdiniz?"

Bu ne saçma bir soruydu böyle? "Yirmi altı."

Doktorun bakışları birden değişti. Ters giden bir şeyler vardı. Kahretsin neler oluyordu Doğrulmaya çalıştım ama karnımdaki korkunç acı buna izin vermedi. Acıyla inledim. Annem elimi tutup bana destek olmaya çalıştı. Gözleri yaşlıydı.

Siyahın Kelebeği (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now