|| 7 ||

478 56 72
                                    

Jungkook ve Hoseok, aynı giyinmişlerdi. Fakat Jungkook üzerine bir hırka giyinmişti belli olmaması için. Jungkook kendini hazır hissetmiyordu, onunla olacaktı, Jimin onun olacaktı.

Sokağın başında Jungkook, Hoseok’a maskeyi taktı.
"Bak şimdi, hiç konuşma, zaten ona konuşmayacağımı söylemiştim. Sadece hareket et ve umarım yapacağın şeyleri unutmamışsındır.
Şurada kenara saklan, ilk ben gideceğim benden 10 dakika sonra gel."

"Ne uzattın be anladık herhalde, dünden beri 10 kere aynı söyledin amına koyayım."

"Bana bak, bir arıza çıkarsa onu değil seni sikerim."

"Hadi yürü git, hadi."

Jungkook ilerleyip kafeye girdi, düşündüğü gibi Jimin ona bakmıyordu bile. Kahvaltısını da getirmemişti. Yaklaşık 10 dakika sonra maskeli Hoseok girdi içeriye, Jimin onu görünce ellerini çırparak yerinde zıpladı. Konuşmayacağını bildiği için onu bir masaya otutturup önünde durarak saçlarını okşadı.

Hoseok, biraz zaman sonra planı uygulamaya geçmişti bile. Önünde duran bedenin poposuna büyük bir şaplak atmıştı.

Jungkook, planda olduğu gibi masaya elini vurarak ayağa kalktı. Jimin'i kolundan tutarak arkasına aldı ve Hoseok'un üzerine yürüdü. Hoseok da ayaklanıp onun yakasından tuttu.

"Sen kimin kalçasına vuruyorsun ulan kertenkele beyinli?!"

"Jungkook!" Jimin bağırdı ve araya girdi. Jungkook ağzından beklenilmedik bir cümle kaçırdı,

"O kalça sadece bana ait- hasiktir."

Jimin gözlerini kocaman açıp maskeli Hoseok’a baktı.

"Jungkook git, onu tanıyorum."

"Tek geceliğin değil mi?"

Jimin kafasını eğip Jungkook'un arkasına geçerek onu kafeden çıkarttı. Hoseok da tuvalete gideceğini işaret ederek söyledi ve plana kaldıkları yerden devam ettiler.

Jungkook arkadan dolaşıp tuvalete gitti, Jungkook hırkasını Hoseok'a verdi. Hoseok da maskeyi Jungkook'a verdi. Jungkook maskeyi takıp, Jimin'inin yanına gitti.

Gider gitmez, Jimin onun kolundan tutup kafeden ayrıldı.

Birkaç dakika sonra Jimin'in evindeydiler. Jungkook çok, çok heyecanlıydı.

Jimin kapıyı kapatıp, onu koltuğa ittirdi. Jungkook oturunca o da onun kucağına oturup erkekliğine erkekliğini sürttü.

Jungkook sesli bir şekilde yutkundu, alttakinin kalktığını hissedebiliyordu.

Jimin, tahrik edici sesiyle fısıltılı bir şekilde konuştu.

"S-seni istiyorum."

Zorla söylemişti, çünkü aslında istemiyordu. Jungkook'unu istiyordu, ama onun zaten Jungkook olduğunu bilmiyordu ama.

Jungkook küçük bedeni kucağına alarak, yatak odasını bulduğu gibi onu yatağa bıraktı.

Jimin, Jungkook'u ensesinden tutarak maskenin dudaklarına dudaklarını bastırdı.

Jungkook onun dudaklarını hissetmek için şu an canını bile verebilirdi ama yapamayacaktı.

Geri çekilip Jimin'in üzerindeki tişörtü çıkardı, ardından altındaki pantolonu.

Daha sonra kendisi de soyunup tıpkı Jimin gibi sadece boxerla kalmıştı.

Jungkook erkekliğini, Jimin'in erkekliğine bastırdı.

"A-ah! J-jungk-kook!"

Jungkook kafasını kaldırıp ona baktı, bunu beklemiyordu.

Jimin bu işi onu düşünerek yapıyordu.

"Üzgünüm, çok üzgünüm devam et lütfen."

Jungkook mutluluktan ne yapacağını şaşırmıştı, Jimin de onu istiyordu. Bu işi zorla yaptığını anlamıştı. Hızlı bitirmek için boxerlarını çıkardı.

Jimin'in erkekliğini eline alarak okşamaya başladı.

"M-mhğğ.."

Jungkook, Jimin'i belinden tutup yerlerini değiştirdi.

Jimin ise ne yapacağını anlayıp hemen Jungkook'un erkekliğine eğilip nazikçe ağzına aldı, bir eliyle de toplarıyla oynadı.

"J-jimin!"

Jungkook istemeden, inlemişti.
Jimin aynı Jungkook'un sesine benzetmişti.
Jungkook ise içinden kendine küfür ediyordu.

Jimin'i koltuk altlarından tutarak onu yukarı çıkardı ve altında aldı.

Jungkook Jimin'in bacak arasına girerek, deliğinin etrafında parmaklarını gezdirdi.
Jimin yalvarırcasına ona bakıyordu, Jungkook bu bakışları görünce dayanamayıp parmaklarını içeri gönderdi. Jimin ise büyük bir çığlık patlattı.

İlkiydi.

Jungkook o alışana kadar parmaklarını içeride oynattı.

Jimin durmadan inliyordu, Jungkook'un alttaki ise can çekişiyordu.

Jimin'in yüzüne bakarak, yavaşça doğrulup erkekliğini deliğine konumlandırdı. Yavaş yavaş içine girmeye başladı, o sırada Jimin'in yüzünü kontrol ediyordu. Çok acırsa içinden çıkacaktı.

"Ah a-ğh!"

Jungkook onun o halini görmemek için gözlerini kapatıp gelgit yapmaya başladı.

Jimin'in inlemeleri Jungkook'un vuruşlarına göre artıyor veya azalıyordu.

Jungkook, Jimin'in prostatına çarpmasıyla zevkten bağırdı.

"O-orası, mğh.."

Jungkook zaferle maske altından gülümsedi.

İkisi de zevkten dört köşe oluyorlardı.

Jungkook, Jimin'in bu görüntüsü altında sakin kalamıyor, daha çok hızlanıyordu.

Daha önce Jimin'i çıplak düşünmüştü ama bu kadar güzel olacağını düşünmemişti.

Jimin eliyle erkekliğini çekiştirken, bağırarak kendi eline geldi.

Birkaç dakika sonra ise Jungkook da titreyerek Jimin'in içine geldi.

Jimin hissettiği sıcaklıkla nefeslerini düzenledi ve rahatladı.

İkisi de zirveye ulaşmıştı.

Jimin, her şeyden habersiz sevdiğiyle yatmıştı.
İlkini ona göre bir yabancı almıştı, ama aslında Jungkook'tu.

Jungkook hızlıca içinden çıkıp ayağa kalkarak üzerini giyindi. Hâlâ nefesleri düzenli değildi.

"D-dinlenseydin."

Kook, eliyle olmaz anlamında bir işaret yapıp koşarak kapıyı açtı ve oradan ayrıldı.

Jimin hala ne yaptığının, neler olduğunun farkında değildi.

Ama nedense, çok hoşuna gitmişti.

Bu hissi daha çok istiyordu.

Single Night. || JiKook ||Where stories live. Discover now