6.BÖLÜM

625 44 1
                                    

FETHİDEN::
-'Hastayı kaybettik " Ne kadar zor durumda bırakan bi kelime...
Fethi: N-nasıl kaybettik??
Z: ...
Fethi: Alo! Size diyorum. Alo!
-Telefon kapanmıştı. Bir an tabur bahçesinde çöktüm. Gözümden tek damla düşen göz yaşımı sildim. Ama hissettiğim en kötü şey kaydetme korkusu. İlerideki Keşanlı'nın sesini duydum. Hemen gözümü silip kalktım.
Keşanlı: Avcı! Duymuyor musun oğlum!? Sana diyorum!
Fethi: Noldu?
Keşanlı:Asıl sana noldu lan! Gözün şişmiş. İyi misin sen?
Fethi: Keşanlı... E-eylem. Hani.. Vuruldu ya! Ö-ölmüş lan?!
Keşanlı: Ne ölmesi... Emin misin oğlum?
Fethi: E-evet!
-Bir an ağlamaya başladım. Keşanlı hemen sarıldı bana.
Keşanlı: Ulan ne ağlıyon elin kızına!
Hem... Erkek adam ağlar mı lan?!
Fethi: Benim hastaneye gitmem lazım.
Keşanlı: Tamam. Gel beraber gidelim. Hadi!
-Hemen taburdan çıktık. Bi taksiye atlayıp hastaneye gittik. Yolda...
Keşanlı: Tamam oğlum. Bi sakin ol. Bi dakka bi dakka. Kim dedi sana bunu?!
Fethi: Bi-bilmiyorum. Meydanda geziyodum. Telefon çaldı. Gizli numaraydı. Hastayı kaybettik dedi. Sonrası sesin bildiğin gibi işte.
Keşanlı: Allah Allah. Hastane seni niye gizli numaradan arasın ki?!
Fethi: Bilemiyorum.
-Bi süre sonra hastaneye ulaştık. Hemen koştuk. İçeri girdik. Hemen danışmaya gidip telaşlı bi şekilde sordum. Keşanlı da etrafa falan bakıyodu?!
Fethi: Bakın bu numara aradı beni. Bi hastanız vardı. Eylem. Kaybettik dedi. G-gerçek mi?!
X: Bu gösterdiğiniz numara yok beyfendi. Gizli yazıyo görmüyor musunuz?! İyi değilsiniz sanırım!
Fethi: Hanfendi. Akşam akşam beni arayıp hastayı kaybettik diyosunuz. Siz benimle dalga mı geçiyosunuz!?
-O an yanımıza biri yaklaşıyodu ama benim derdim büyüktü.
(Keşanlı donakalmış bi şekilde)
Keşanlı: A-avcı... Bi baksana?
Fethi: Ha! Meraba Eylem.... E-Eylem mi!
-Aniden kafamı çevirdim.
Eylem: N-apıyosunuz burda. Hemde bu saatte. Gece gece beni mi özlediniz yoksa?!
Fethi: Ah Eylem.
-Hemen sarıldım. Hemde sımsıkı.
Fethi: Şükürler olsun ölmemişsin. Çok korktum bişey oldu diye.
Eylem: Tamamda. Kurşundan değildi nefessizlikten ölebilirim şuan.
Fethi: Ha... Şey, tamam.
-Keşanlının suratındaki alaycı sırıtmayı görmemek mümkün değildi.
Keşanlı: Sen daha burda mı kalıcan yenge?
-Bir an gözlerim açıldı. Keşanlının kulağına doğru yaklaştım.
Fethi: Yenge ne oğlum. Salak salak konuşuyosun.
-Eylem'in yüzündeki anlık tebessüme ne demeli?
Keşanlı: Yani yenge derken öyle birden ağzımdan çıktı. Kusura bakma yenge!
Fethi: Tamam Keşanlı tamam. Sen beni yerin dibine sokmadan biz gidelim. Görüşürüz.
Eylem: Görüşürüz. Burdan çıkınca artık.
-Eylem'in yanından ayrıldık. Çıktık hastaneden. Derin bi oh çektim.
Keşanlı: Maşallah yani. Bari bana yalan söyleme lan! Arkadaşmış!!
Fethi: E öyle zaten.
Keşanlı: Oğlum ben anlarım. Seviyon demi? Bak inkar etme. Bozuşuruz!
Fethi: Ne yalan söyliyim... Bende bilmiyorum Keşanlı. Bende bilmiyorum.
Keşanlı: Ya neyse onu bırakta... Hastaneden değilse... Seni arayan kimdi?
Fethi: Bilmiyorum ama öğrenicez.
-Yolda yürürken telefon çaldı.
Fethi: Bak yine arıyo.
Keşanlı: Aç lan aç!
Fethi: Alo! Kimsin sen ya? Ha cevap ver lan!
Ceylan: Aaa hiç yakışıyo mu aşkım sana böyle laflar... Ee Eylem nasılmış?!
Fethi: Sen tımarhaneliksin Ceylan. Ama bunu ödiyceksin. Seni bi bulayım keşke ölseydim dersin!
Ceylan: O kadar emin olma!
-O sırada benim talimatımla Keşanlı Karabatak'ı aradı. Ve telefon kapandı!
Fethi: Hallettin mi?
Keşanlı: Hallettim. Ceylan'ın yerini bulmuşlar. Sabah erkenden yola çıkıyoruz Avcı.
--------------------------
-BU SIRADA CEYLAN-
-Beni buna sen zorladın Fethi. Salağım ya ben. Dinlediklerini anlamadım. "Hastayı kaybettik  Fethi Bey." Hiç gülüceğim yoktu. Ama esas şimdi gülücem. Bakalım benim peşimdeyken Eylem'e nasıl yardımcı olucaksın. Ona yapıcağım şeyden nasıl koruycaksın. Görücez..
....

AVCIWhere stories live. Discover now