♡8. Bölüm: Tık Tık! Kim O? Romeo.

74.3K 3.1K 437
                                    

Bölümü @MERVEBLTC'e de ithaf ediyorum.
Eğer yedinici bölümden bir kaç tane varsa, hikayeyi kütüphaneden silip yeniden ekleyin.

♡8. Bölüm: Tık Tık! Kim O? Romeo.

TOPRAK'IN BAKIŞ AÇISINDAN

"Kumsal!"

Ağzımdan, benden habersiz kaçan ismine, bir an afallayarak karışık versede arkasına yavaşça döndü. Bakışlarımı kaçırdım, karizmamı zedelemeyen bir yalan bulmalıydım. Eğer onu tanıdığım gerçeğini Esila ve Can öğrenirlerse, beni soru yağmuruna tutarlardı. Hah, bir de Juliet deseydim, daha fazla batardım dibe.

Bakışlarım yanındakilerin meraklı bakışlarının üzerinden geçti ve su yeşili gözleri buldu. Eğer biraz daha kafedekilerin ve benim bakışlarıma maruz kalırsa, ağlayacağını biliyordum. Kızaran gözleri, buna işaretti.

Elinde ki şapkaya baktım. Eğer şu an Esila aptalı onu benden almasaydı, kafamda o kokuyu taşıyor olacak ve daha kolay bir açıklaması olacaktı. Birde sevgilim demişti, kahpe.

"Ne var?" diye sordu, o uzun sessizliği bozan, titrek ses. Ani kararla ayağı kalktım. "Seni ben bırakırım." dedim gayet cool bir şekilde. Allah bilir içimde ki duygular yüzüme bile yansımamıştı. Deneyim.

"Can, Esila'yı eve bırak. Esila, seninle görüşeceğiz." Altında hainlik yatan tatlı bir gülüş attım ve itiraz etmesine fırsat vermeden, Juliet'e dışarı gelmesi adına bir bakış atıp kafeden çıktım. Esila'ya gününü göstereceğim ama Can? O süs gibi kalmayacak. Demek Sıçan benim Julietimmiş. Görür o Sıçanı.

Yavaş adımlarla ilerlerken omzumun üstünden arkama baktım. Bakmaz olaydım, resmen ateş püskürüyordu. Tırstım.

"Çabuk ol." Durup yanıma gelmesi için kısa bir süre bekledim. Yavaş adımlarla yanıma geldiğinde, bileğini kavrayıp yürümeye başladım.

Bu kadar yavaş olmamalıydı.

"Bıraksana beni ya!" Veletler gibi mızmızlanıp, elimden kurtulmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı, başaramadı. "Hırsız, hırsız, hırsız."

Ne?

Birden duraksayıp dibine girdim. "Tekrar söyle?"

Yutkundu. Aptal kız, böyle anlayacağını bilseydim, yanına bile yaklaşmazdım. Hırsızmış, hah!

Suratını buruşturdu. "Şapkamı çaldın!"

"Şapkan umurumda değil!" Etraftaki insanlar bir an işlerini bırakıp bize döndüklerinde ve karşımda ki bedenin, hönkürerek bağırmamdan irkildiğini bildiğim için, onu hızla yanında durduğumuz ara sokağa çektim. "Sadece-"

"Sus," Yavaşça beni kendinden uzaklaştırdı. "Bağırma." Benim aksime sakin davranmaya çalışıyordu. Gözlerimi sinirle yumup, bağırma isteğimi bastırdım. Onun bana bağırması gerekirdi. Açıklama yapmadan onu orada bırakıp gitmiştim, her ne kadar Esila elimi kolumu birbirine dolaştırmış olsada bir açıklama hak ediyordu.

Ne zamandan beridir, tanımadığın bir kızın duyguları ile ilgileniyorsun?

Annem gibi koktuğu zamandır, diye karşılık verdim, benim aksim mantıklı davranan iç sesime. Umursama, umursama.

Gözlerimi açtım, ellerimi cebime sokup aradaki mesafeyi kapattım. "Dün, bana yardım ettiğin için, teşekkürler."

İyi ki umursama, dedim.

Benden kaçmak istercesine arkaya doğru adımladı. "Önemli değil,"

"Ne oldu?" diye sordum, kaşlarımı çatarak. "Korkuyor musun?"

ÇAKMA ROMEO ♥Where stories live. Discover now