16|Gemi tatili.

185 21 3
                                    

Alberto Rosende- Fragile World

16|Gemi tatili.


°Jungkook°

Valizin içine birkaç tane de havlu yerleştirdikten sonra ağzını kapatarak gülümsedim. JungGi'yi yattığı yataktan alarak boynuna öpücük kondurdum. Minik beden göğsümde gülerek bana bakmaya başladı. Yumruk yaptığı ellerini sallayarak heyecanlı heyecanlı çevreye bakmaya devam ediyordu.

Bu haline kıkırdayarak belime sarılan kollar ile irkildim. Yoğun nane kokusunun burnuma olması ile gözlerimi kapatıp sırtımj Yoongi'nin göğsüne yasladım. Omzumda dolanan dudakları duraksayarak karnımı okşadı.

"Ben olduğumu nereden anladın?"

"Her şeyini bildiğim gibi kokunu da biliyorum Yoongi. Aşık olduğum kokuyu nasıl bilmeyeyim?"

Yoongi'nin omzumdaki dudakları gerinirken ben de gülerek arkamı dönüp JungGi'yi aramıza yerleştirdim. Yoongi burnunu JungGi'nin boynuna yerleştirdiğinde buruk bir şekilde gülümsedim. Aklıma dolan eski anılar, ilk oğlumuz, beni o kadar yaralıyordu ki kalbim kırılıyor ve kırılan cam parçaları kalbime batıyordu. Bu da oluk oluk kanamama neden oluyordu. Berbat hissediyordum. Her şey berbattı. Hayat berbattı. Ben berbattım. Kendi çocuğuma bakamamıştım.

"Ne oldu?"

Yoongi'nin sorusu ile irkilerek gülümsedim. Kafamı olumsuz anlamda sallayarak mırıldandım.

"Yok bir şey.."

Yoongi, JungGi'yi kucağımdan alarak yatağa oturdu.

"Sen de üzerini değiştir de yola çıkalım artık. Gemiye gitmeden bir yere uğrayacağız."

"Nereye?"

Arkamı dönerek dolabın kapağını açtım. Çiçekli tatil gömleğini çıkartarak üzerimdeki tişörtü çıkarttım. Yoongi gülerek beni izlemesi umrumda bile değildi acele etmezsem merakımdan ölecektim. Dolaptan bulduğum beyaz tişörtü üzerimden geçirip gömleği de üstüne giydim. Eşofmanımı çıkartarak altıma siyah, dar ve yırtık pantolonumu giyerek kemerimi taktım. Arkama dönüp Yoongi'nin yanına geldim. JungGi'yi kucağından alarak dudağına minik bir öpücük kondurdum.

"Gidelim o halde? Geç kalmak istemeyiz."

Yoongi kafasıyla onaylayarak dolaptan gömleğimin aynısını çıkartıp üzerine geçirdi. Eh, çift giysisi giymek için onu tehdit etmiştim. Tabiki de kazanmıştım.

Zafer sırıtışım ile beraber kıvırtarak odadan çıktığımda Yoongi valizle beraber peşimden gelirken söylendi.

"Kıvırtmadan yürü."

"Nedenmiş?"

Daha fazla kıvırtarak yürümeye başladım. Merdivenlerden indikten sonra kalçamı dışarıya çıkartarak kıvırta kıvırta evden çıktım. Kahkaha atarak arkamı dönüp yüzünde minik oynatmadan bana bakan Yoongi'ye dil çıkartarak arabanın yolcu koltuğuna bindim. JungGi göğsümde uyuya kalmıştı. Kalçasına hafifçe vurarak camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Yoongi valizi bagaja yerleştirdikten sonra sürücü koltuğuna yerleşmiş, kemikli elleri ile direksiyonu kavramıştı. Aklıma dolan bir hafta önceki gecemiz, dudağımı dişlememe ve yüzümün kızarmasına neden olmuştu.

O kemikli eller beni o gece çok güzel kavramıştı.

Gözlerimi hızla kırpıştırıp kucağımdaki minik bebeğe döndüm. Burnumu onun boynuna yerleştirerek bebeksi kokusunu ciğerlerime çektim. Yoongi aracı çalıştırarak yolda ilerlerken gözlerimi kapatıp JungGi ile birlikte uyuklamaya başladım. JungGi yüzünde pek uyuyamıyordum. Beşiğe ne zaman yatsa ağlıyordu ve artık ses kayıt cihazındaki kalp ritmimi de takmıyor gibiydi. Göğsümde yatmadan uyumayan miniğimiz beni de uyutmuyordu. Ben de o ne zaman uyursa fırsat bilip uyukluyordum.

Aqualand•myg.jjk✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin