¤49

5.8K 406 106
                                    

Mert

"Do-Do-Doğana!"deyip içeri girdi Doğan. Eliyle Selena'ymış gibi hareketler yaptı. "Bumm! Mert Cavlı'nın yavrusu geliyor, kaşarların düşmanı Doğan geliyor!"

Göz devirerek güldüm. Doğan kollarını bana sararken gözlerim istemsizce kapandı. Ne sıkmıştı ya? Çok güzel kokuyordu. Ona eğilip sarıldığımda -uzun olmak bazen zordu- bacaklarını belime dolayarak koala gibi yapıştı. Gülerek geriye yürümeye başladım. Evde kimse yoktu. Yoksa annem bir yerden atlayarak düşeceğiz diye kızardı. Düşmeyi bilmeyenler güçlü olamazdı.

Gereksiz felsefe.

Odama girdiğimizde boynumu öpmeye başlamıştı. Hoşuma gidiyordu.

Tamam, azıyordum.

Yatağa oturduğumda Doğan dizime oturmuştu. Bir an altıma almak istesem de bu düşünceyi kafamdan anında attım. Doğan saçlarımı okşarken aldığım test kitabını çıkardım. Pembe gözlükleriyle bana bakıyordu. Bu kadar şirin olunmazdı.
"Matematikle başlamayalım yaa!"dedi dehşetle.

Test kitabını açtım. "Aşkım köşede kalemlik var. Sana zahmet bir getir."

Aşkım mı?

Doğan güldü. "Ayy tabii yaşama sebebim, sen ne istersen."

İkimiz de uçlu kalem aldığımızda bir sayfayı kendime doğru çevirdim. "Bir sayfa sen bir sayfa ben yapacağız. Test kitabı aldığında sana çekip atacağım. Geçirirsin."

Başını salladı.

Kesinlikle hepsini yanlış yapacaktı. Gözlüğünü çıkarıp kenara koydu. İlk soruya baktım. Binomdu bu ya. Ben bunu biliyordum. Sıfırladın mı geliyordu. Cevabı bulduğumda alta doğru mu diye baktım. Biliyorum demiştim. Havaya girip üç soruyu da doğru yaptım. Sıradaki soru analitiktendi. Tamam, iki gelmişti. "Nasıl bir lan?"dedim cevaba bakarak.

"Ay ben sayfamı bitirdim bak hepsi doğru!"

"Permütasyon çözmüşsün!"

"Tek onu biliyorum."

Sayfayı çevirdik. Dakikalar sonra sadece iki test bitirebilmiştik. "Bunu bitirenin ebesini sikeyim, hayatta bitmez!"diye isyan ettim.

"Aşkım dairenin alanında daire parçası vermiş ben ne yapayım? 360-90 desem..." Doğan burnunu kaşıyıp kağıda masum masum baktı. Öğretmeni olsam sen bunu mu yapamadın yavrum deyip hepsini ben çözerdim. Fazla şirindi.

Neyse ki öğrenciydim.

"Onun formülü var mal."

"Hee yazsana formülleri minik kuşum. Rahat rahat çözelim." Defteri uzattım. Formüller oradaydı. On saniye geçmeden Doğan " Karenin içine çember koymuş ne yapayım?"dedi.

Aptal. Soru ezberliyordu.

Kitabı önüme çekip dediği soruya baktım. Geometrim daha iyiydi. Önce kendim çözmeye başladım. "Ee? Ne yaptık? Bu ne karenin alanı mı? Çember için pi sayısını üç alın diyor onu al-" Eliyle soruyu gösterip durdu.

"Doğan sus çözeyim,"dedim öfleyerek.
Üç dakika sonunda kalemi kapıya attım. "Sizin gibi okulu sikeyim! Hepimizi bitkiye çevirdiniz ebesini siktiklerim! Fotosentez yapmayı sayenizde öğrendik. Yaz tatiline üç soru bankası, denemeler ne biz son sınıf mıyız lan?"diye sinirle bağırdım.
Doğan devam etti. "Allahın beyin vermekten yoksun olduğu kişilikler! Bırakın da tatilimizi yaşayalım! İsteyen çalışır rakiplerini eler ya siz kimsiniz bize böyle karışıyorsunuz?"

"Sen çalışacak mısın?"diye böldüm.

Gülerek "Yok be,"dedi.

Sırıttım. "Şu bölümü bitirelim."

"Ay ne güzel eğleniyor-"

"Bitirirsek sana sürpizim var."

Aslında yoktu.

Doğan hızla sayfayı çevirdi ve yırttı. Göz devirip testin ilk sorusuna baktım. Yaz tatilimizi sikmişlerdi.

"Ne kadar oldu ya?"dedim gözlerim kayarken.

Doğan "Üç bölüm bitmiş,"dedi sayfalara bakarak.

"Neden haber vermedin?"dedim gözlerimi ovarken.

"Dalmışım aşkım. Hem sana hem teste. Ama en çok sana."

Başımı sallayarak kitabı kapattım.

Doğan "Sürprizin ne?"dedi heyecanla. Yatağa oturdu.

Tamam, Mert. Sakin ol. Tüm dersler soru bankasını üste çıkardım. Moladan sonra onu çözsek... Bir hafta evden çıkmasak...

Bitmezdi ebesini sikeyim ya!

"Sürpiz..." Doğan'ı belinden yatağın ucuna çektim. Saf saf suratıma baktı. Dudaklarımı yaladım. "Çıkar."

"Neyi?"

"Altını."

"Ne?"diye bağırdı.

Smut geliyorum demez

Oral yapacağımı ben de kendimden beklemezken böyle bir tepki doğaldı.

"Hadi." Yüzüne bakmadım. Kalbim deli gibi atıyordu. Dediğimi yaptığında başımı aletine yaklaştırdım, yavaş yavaş hareket etmek zorlaştırmasın diye dilimi gezdirdim.

"Si-Siktir..." Yatağa ellerini bastırdı.

Gözlerimi kapattım. Tekrar dilimi gezdirdiğimde yavaşça ağzıma itti. Sikeyim. Bir an nefes alamadım ama kendime geldiğimde ağzımı oynatıp yavaşça emdim. Öyle sıcaktı ki bayılacak gibi olmuştum. Ağzımla gel git yaptım. Doğan küfür mırıldanarak inledi. İniltisi bana güç verirken tamamen ağzıma aldım.

Oral yapıyorum.

Sikeyim, sikeyim.

Ağzımı hareket ettirdim ama dayanamayıp çıkardım ve elimle ağzımı kapattım. Midem bulanmıştı. Utançtan yanarken direkt kendimi banyoya attım ve kusmaya başladım.

Alt tarafım ise hala uykudaydı. Lanet olsun.

"Mert?" Kapı vuruldu.

"Bi-Bir dakika." Suyu daha fazla açtım. Kustuğumu anlamasın istedim.
"Kusuyor musun?"diye seslendi.

Dayanamayıp sesle öğürdüm. Ebeme sokayım. Rezildim. Bir anda tamamını aldığımda midem bulanmıştı.

Doğan içeri girdi. "Bebeğim kusuyor musun?"

Ağzımı çalkaladım ancak dönüp yüzüne bakmadım. Kim bilir içinden nasıl gülüyordu?

Burnumu çektim. Doğan arkamdan bana sarıldı. "İlkin olduğu için bu doğal bebeğim. Bir şey yok. Kızmadım. Komik de değil." Yatıştırıcı bir sesle konuşup saçlarımı okşadı. "Ayy utanma yerim seni. Düşünmen yeter."

Düşünmen yeter neydi ya? Beni teselli etmek için neler söylüyordu? Gülmeye başladım. "Öf birden midem bulandı ya..."

"Olur öyle. Suç bende. Direkt tamamını ittim ağzına."

"Ben beceriksizim, senin suçun yok."

"Var!"

Göz devirdim. "Kaç cm lan? Boğuluyordum."

Doğan kıkırdadı. "Allah boyumdan tamamen almamış."

"Onu anladım."

"Korkma zevki daha iyi oluyor,"deyip popoma vurdu.

Yüzüne musluktan su sıçrattım. O da gülerek beni tekrar ettiğinde kahkahalarımız banyoda yankılandı.

Doğan iyi ki hayatımdaydı.

İyi ki o kamyonu tamir etmiştim.

Deli karı doğru düzgün smut yazsana diyenler bana ne.

Kamyon | boy×boyWhere stories live. Discover now