Bir Veda Havası

881 59 19
                                    

Vakit tamam! seni terk ediyorum.

O bütün alışkanlıklardan 

Ve bütün sıradanlıklardan öteye, 

Yorumsuz bir hayatı seçiyorum. 

Doyamadım inan, 

Kanamadım sevgiye...


Korkulu geceleri sayar gibi,

Deprem gecesinde bir yıldız, 

Birdenbire kayar gibi;

Ellerim kurtulacak ellerinden,

Bir kuru dal, ağacından

Çatırdayıp kopar gibi...


Aşksa bitti...

Gülse, hiç dermedik.

Bul kendini kuytularda, hadi dal! 

Seninle bir bütün olabilirdik...

Hoşça kal gözümün nuru,

Hoşça kal...


Vakit tamam! seni terk ediyorum.

Bu, kırık ve incecik

Bir veda havasıdır. 

Tutuşan ellerimden

Parmak uçlarına değen sıcaklık,

İncinen bir hayatın yarasıdır...


Kalacak tüm izlerin hayatımda.

Gözümden bir damla yaş,

Sızlayıp resmine aktığında;

Bir yer bulabilsem keşke

Bir yer, seni hatırlatmayan;

Kan tarlası gelincik şafağında...


Ölümse, korktun.

Savaşsa, hep kaçtın...

Vur kendini kuşkularda, hadi al!

Sen bir suydun oysa,

Sen bir ilaçtın...

Hoşça kal canımın içi,

Hoşça kal...

Yusuf Hayaloğlu

Herkese merhaba. Bu bölüm, iki bin on altının dört ağustosundan beri asla kopyala yapıştır yapmadan yazdığım şiir kitabımın yüzüncü bölümü. 

Bu işe giriştiğim zaman asla sonunu düşünmemiştim fakat dünyada daha okumadığım binlerce şiir var ve ben hepsini buraya aktaramam. Şiir okumaktan ve sizlerle bu şiirleri paylaşmaktan sıkıldığımı düşünmeyin. Bundan her zaman büyük bir keyif aldım. Sadece artık bir sonunun gelmesi gerektiğine inanıyorum.

Buraya yazdığım her şiir benim ruhuma, kalbime, hayatıma dokunan şiirlerdi. O yüzden tüm şiirlerin bendeki anlamı çok büyük. Umarım sizlere de dokunmuşlardır. 

Başta sürekli kitabı yakından takip eden ve her okuduğu bölüm için oy kullanıp teşekkür eden UmutVar1001 isimli okuyucuma daha sonra da bu kitabı okuyan herkese minnettarım. Şiir okuyanların varlığını bilmek beni mutlu ediyor. 

Yolun sonuna geldik. Sizleri bu bölümdeki diğer şiiri okumanız için Erdem Bayazıt'la baş başa bırakıyorum. 

Kendinize güzel bakın. Hoşça kalın! 

VEDA

Bu şehirden gidiyorum 

Gözleri kör olmuş kırlangıçlar gibi 

Gururu yıkılmış soyatlar gibi 

Bu şehirden gidiyorum. 


İnsanlar taş gibi bana yabancı

Ağaçlar bensiz hüküm giyecek bulvarda

Bir tanbur bir yalnızlığı anlatıyorsa

O ışıksız pencereden

Ben onu duymuyor gibiyim

Bir ağaç ölüyorsa kapınızın önünce

Ben onu bile duymuyor gibiyim. 


Bu şehirden gidiyorum

Gömerek geceyi içime 

Sabahın hüznünü beklemeden

Gidiyorum bu şehirden.

Erdem BAYAZIT

28.07.2018    19:40

Şiir Dünyası-2 yayımda! 

Şiir Dünyası-1Where stories live. Discover now