36♤

9.3K 734 91
                                    

Tam Yuşa gelecek görüşeceğiz diye sevinirken babam ani bir karar alıp tatile gitmeye karar vermişti. 2-3 günlük kaplıca maceramız sonucu nasıl olduysa babaannemlerin evindeydik. Bense her fırsatta "Öldürün beni" moduna giriyordum. Normalde severdim her şekilde gezmeyi. Ya da babaannem ve dedemle muhabbet etmeyi ama şimdi tek istediğim dönmekti. Zira sevgilimi fazlasıyla özlemiştim. Hem daha fazla vakit geçirememiştim ki hemen ayrı kalmak olmamıştı.

"Yiğit bir çay götürsene dedene." dedi annem koltuğa yapışmış olan bana.

"Çok çay zararlı ya erken ölür falan mazallah." dememe karşın babaannem sessizce gülmeye başladı.

"Öyle konuşulur mu manyak kalk hadi." dedi annem kaşlarını çatarak.

"Ben sadece sağlığını düşünüyordum." diye homurdanarak yerimden kalktım.

Mutfağa gidip minik çay bardaklarından birini aldım. Bunla içmekten nasıl zevk alıyorlardı anlamıyordum. Hem elleri yanıyordu hem de küçücüktü. Aşırı mantıksızdı bana kalırsa.

"Dede çay getirdim sana." dedim onun odasına girerken. Dedem insanlarla muhattab olmayı pek sevmezdi. Genelde odasında oturur, bir şey okur, eleştiri ve benzeri şeyler yazardı. Yanına geldiğimde de ilginç şeyler anlatırdı.

"Sağol oğlum. Otursana." dedi masasının karşısındaki tekli koltuğu işaret ederek.

Bir şey demeden gösterdiği yere oturdum. "Ne yapıyorsun?"

"Bir kaç kitap yollandı da onları inceliyordum."

"Eleştiri yazacak mısın?"

"Eleştirmeye değer görürsem evet."

"Peeki." dedim başımı hafifçe sallayarak.

"Geldiğinizden beri uğramadın yanıma." dedi sitemle.

"Daha dün geldik ya dede. Hem birlikte yemek falan yiyoruz ya."

"Sevgilin falan var mı? Pek bir dalgınsın." dedi aniden.

"Yoook." dedim. "Bana kim bakar ya?"

"Niye? Sen bana benziyorsun." dedi. "Babaannen bana baktı sonuçta. Eminim çok kız bayılıyordur sana."

Sorun şu ki ben onlara bayılmıyorum dede. Teşekkürler.

"Bilmem. Çok önemli değil."

Dedem bir şey diyemeden cebimdeki telefon bağırırcasına çalmaya başladı. Hızlı bir hareketle çıkartıp arayana baktım.

"Arkadaşım." diye mırıldanıp koşarcasına odadan çıktım. Son sürat kendimi balkona attım.

"Alo." dedim telefonu açıp.

"Selam." dedi Yuşa o hoş sesiyle.

"Selam." diye mırıldandım. Ardından "Ölüyorum." diye yakındım.

"Eee gitmeseydin. Gel gel diye başımın etini yedin sonra bir baktım yoksun adamlığa sığar mı bu?"

"Ya benim ne suçum var? Bi baktım arabadayım her şey çok ani gelişti."

"Sanki banka soygununa karışmışsın da onu açıklıyorsun bir sakin olsana." dedi gülerek.

"Sen geriyorsun beni." diyerek kendimi savundum.

"Ben ne yaptım?"

"Konuştun."

"Salaksın." dedi kıkırdayarak. "Bazen seni sahiden anlamıyorum."

"Ben de beni."

"Ne zaman geliyorsunuz?"

"Bilmiyorum ki. Annemlerin keyfine kalmış. Zira ben hariç herkes halinden memnun."

"Atla otobüse gel."

"Sebep olarak ne diyeceğim? Ders çalışacağım mı?"

"Senin bu tembelliğin ilişkimizi sarsıyor yalnız. İleride annem işssize vermez beni."

"Kaçırırım." dedim ciddi bir şekilde.

"Pek güven telkin etmiyorsun ama neyse."

"Ya niye gerekise inşaatta taş taşırım."

"Ne fedakar sevgilim var. Çok şanslıyım." dedi dalga geçercesine.

"Eh yani öylesin. Keşke bende senin kadar şanslı olsam."

Bir süre duraksadıktan sonra "Şerefsiz!" dedi yüksek sesle.

"Ben de seni." dedim. "Kapatmam lazım. Mesaj atarım sana."

Ne dediğini duymadan kapatmıştım. Yüzümde silmek istemediğim aptal bir sırıtma kalmıştı. Adamın sadece sesini duymak bile enerjimi son doza çıkartabiliyordu. Bu nasıl bir şeydi?

Dedemin yanına geri döndüğünde gülümsedi.

"Sevgiline selam söyleseydin." diye mırıldandı.

"Sen, duydun mu?" dedim telaşla.

"Hayır. Sırıtıp odadan çıkmandan anladım."

Bir şey demedim. Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Hala gülümsüyordum.

...

Niye her şey çok pahalı niye

YASAMAK ISTEMIYOM NIYEE

KALEYDOSKOP ( BOYXBOY // TEXTING )Where stories live. Discover now