15.Bölüm

1.1K 74 4
                                    

Bazen bir insanın varlığını acı çekecek kadar güçlü hissederdiniz. Bazen de her taraf karanlıkken sizi aydınlatacak tek şey bir çift göz olur ya da ufacık bir ses. Luhan,Sehun’un odayı dolduran bağrışlarından sonra onun buradaki varlığını hissetmek acı veriyordu. Kendine gelip ona tekrar bakmasını istiyordu. Ona tekrar o içini hep rahatlatan sesiyle ‘Her şey iyi olacak Luhan-ah’ demesini istiyordu. Onun gözlerinin önünde bu denli acı çekmesi Luhan’ı konuşamaz hale getirmişti. Artık ağlayamıyordu da. Belki burada ölümden eser yoktu ancak acı vardı. Acıya dayanmak zor olurdu. Acıyı verene inanmak zaman alırdı. Ancak karşınızda acı çeken eğer hayatınızda asla sevmekten vazgeçemeyeceğiniz insan ise acı yerine ölmeyi tercih edebilirdiniz. Luhan bunun belki de bencilce olduğunu biliyordu. Ancak bu olması gerekiyorsa olacaktı. Bu sefer kurtarıcı olan Luhan olurdu. Sehun her zaman onu hayata bağlamıştı.

Sehun duyduğu acılar hafifleyip gözlerini aralamaya başladığında beyni ve vücudu uyuşmuş gibiydi. Aklına ilk gelen Luhan oldu. 

‘’ Luhan-ahh.’’

Luhan Sehun’un sesini duymuştu. Duymuştu ancak konuşamıyordu. 

‘’Luhan. Cevap ver bana lütfen. Sana ihtiyacım var…’’ Sehun boğazında düğümlenen hislere daha fazla engel olamadı. Gözlerini yaşlar doldurup,sesi ihtiyaç ile boğulduğunda tek istediği şey Luhan’ın kollarını tekrar onun bedenine sarmasıydı. Gözünden düşen her ona çaresizliğini anımsatıyordu. Luhan neden yanına gelmiyordu?

Luhan Sehun’un ihtiyaç dolu sesini duyduğunda ne söyleyeceğini bilmiyordu. Ona ne söyleyebilirdi ki? ‘Tanrım ölmek istediğimi düşünseydi Sehun beni asla affetmezdi’ diye düşündü. O an aklına gelen ilk şeyi söyledi.

‘’ Gök gürlüyor Sehun-ah. Buradan duyabiliyorum.’’ Konuşurken ağladığının farkında değildi Luhan. Sehun onun ne kadar korkmuş ve acı içinde olduğunu anlamıştı. 

‘’ Lütfen bana sarıl Luhan’’ dedi. Luhan nasıl ona yaklaştığını bilmiyordu. İstem dışı bir hareket gibiydi. Sehun’dan uzak kalamazdı. Ona doğru yaklaştı. Bağlı ellerinden birini Sehun’un göğsünde oluşan yaraların üzerine koydu. Ürkekti. Korkuyordu. İkisi de ağlıyordu. Luhan’ın gözyaşları Sehun’un göğsüne düşerken eli yaraların üzerinde geziyordu. 

‘’Keşke bu sefer seni ben koruyabilseydim Sehun-ahh..’’ dedi. Sehun buna daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu. Ellerini acıtan iplere aldırmayarak Luhan’ı yanına çekti ve ikiside yerde uzandılar. Luhan’ın dudaklarını kavradığında onun hıçkırıklarını durdurmaya çalışıyordu. Daha fazla ağlamak istemiyordu. Luhan’ın ağlamasınıda istemiyordu. Luhan ona karşılık verirken bunun asla bitmemesini istiyordu. O gece onun evinde kaldıkları zamana geri dönmek ve bunların hiç birini yaşanmamış saymak istiyordu. Dudaklarını birbirlerinden ayırdıklarında Luhan kollarını Sehun’a doladı. Sehun dudaklarını Luhan’ın başına dayayıp kokusunu içine çektiğinde huzur bulduğunu hissetti.

‘’ Biz şeytanı gördük Luhan. Seni buradan çıkaracağım. Onu birlikte alt edeceğiz.’’ 

Flashback—

Minhyuk uyanıp gözlerini açtığında karşısında onu izleyen Sehun’u buldu. Gözleri komik bir şekilde ona bakıyordu. Ağzını açıp kocaman gülümsemişti Sehun. Minhyuk onun kopmuş dişini gördüğünde kahkaha attı.

‘’Sehun-ahh. Ağzın çok komik gözüküyor. Dişini sana asla geri vermeyeceğim.’’ Diyerek güldü ve dilini çıkarttı. Sehun ise karşısında melek gibi uyuyan arkadaşının uyanıp ona şaşkın gözlerle baktıktan sonra dişiyle dalga geçmesiyle eğleniyordu.Minhyuk onun buraya dayanma sebebiydi. Eğer o olmasaydı çok daha kötü şeyler yapabilirdi. Ancak aldığı cezaya onunda ortak olacağını bildiği için fazla baş kaldıramıyordu. 

Heaven and HellWhere stories live. Discover now