UNMISTAKEABLE LOVE (Larry Stylinson)

ENDLESS LOVE (FİNAL)

Harry terler içinde uyandı.Hemen sagına ve soluna baktı.Evindeydi ve yatagındaydı.Karanlıga alışan gözleri birden ışık görünce karardı.Başı da dönmüştü.

Louis? Louis neredeydi? Bunun bir rüya veya gerçek olup olmadıgını ayırt etmek için el parmaklarına baktı.

5 parmak.

Demek ki bu bir rüya degildi.Biraz önce rüyasında gördükleri.. felaketti.Tüm bu gördüklerinin sadece bir rüyadan ibaret oldugu için derin bir nefes verdi.Böyle bir şey gerçek olsaydı ne olurdu acaba.O da Louis'nin yanına topragı kazar ,içine girerdi heralde.

Falcı kadının söyledikleri geldi aklına.Gerçek ile hayal'i ayırt edememişti.Tüm bu gördüklerinin gerçekle bir ilgisi olup olmadıgını düşündü.

Emin olmanın tek bir yolu vardı.

Yataktan kalktı ve üzerine pantolon ve bir tişört geçirdi.Banyoya gitti ve elini yüzünü yıkadı.Aynada kendine bir baktı.Gözleri kızarmıştı ve yanlarında halkalar oluşmuştu.

Rüyasında aglamış mıydı yoksa? Tekrar odasına döndü ve ceketini giydi.Yastıgına baktıgında sırılsıklam oldugunu gördü.

Evet kesinlikle rüyasında aglamıştı.Telefonu şarj aletinden çıkarıp cebine attı ve evden çıktı.

***

Tüm yolu içini kemiren düşünceler ile geçirmişti.Başını yerden kaldırıp ileriye baktıgında neredeyse gelmiş oldugunu gördü ve rüyası-pardon kabusu tam da bu yerde başlıyordu.

Köşeye dönerken durdu.Evin arkasındaki dumanı gördü.Ne?

''Hayır.Tanrım bu gerçek olamaz!'' diyerek köşeyi döndü.

Kalabalıgı görünce ''Hayır hayır''  diye tekrarladı içinden.Gözleri şimdiden dolmaya başlamıştı.Bu..gerçek olamazdı..

Ambulanslar,polis arabaları ve itfaiye...rüyası birebir gerçekleşiyordu.Koşarak kalabalıgın oraya geldi.

Arkası dönük kadını dürttü.Kadın önüne dönünce rüyasındaki yaşlı kadının bu oldugunu gördü.Dili tutuldu birşey diyemedi.Hayat şaka yapıyor olmalıydı.

-''Bu-burada neler oluyor?'' diye sordu sonunda, sesindeki endişe 1 kilometreden hissedilebilirdi.

-''Apartmanda patlama olmuş'' diye cevapladı kadın eliyle karşıdaki apartmanı işaret edip.

Harry,yaşlı kadının eliyle işaret ettiği apartmana baktı.

Burası...burası..Louis'nin oturduğu...apartman degildi.

O an Harry hayatının rahatlamasını yaşadı.Yüzüne kocaman gülümseme eklendi.Aglaması iki kat artmıştı.

Acıdan veya üzüntüden degildi bu.Mutluluktandı.

Benim ilk aşkım, 

Aldığım her nefessin, 

Attığım her adımsın.

''Tanrıya şükür'' diye mırıldandı ve koşarak Louis'nin apartmanına girdi.Onu canlı görmeye ihtiyacı vardı.Onu kollarının arasında hissetmeye ihtiyacı vardı.

Ona söylemesi gereken kelimeler vardı.

***

Kapının oraya geldi ve hızlıca kapıyı yumrukladı.Merdivenlerden koşarak çıktıgı için nefes nefese idi.

Açan olmadı.

Cebinden Louis'nin ne olur olmaz verdiği anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı.Yavaşça içeri girdi.