Değişmek

740 57 84
                                    

7. BÖLÜM

-


Bir dakika bir saniye o ne dedi? Sarp Solman mı dedi? Hangi Sarp Solman? Bu Asya'nın bahsettiği Sarp Solman olamaz değil mi? Tedirginlikle gülümsediğimde "Sarp Solman?" diye sordum. Önce sorduğum soruya şaşırsa da tebessüm ederek kafasını salladı. "Sorun mu var?" Çocuğu da korkutmuştum anlaşılan. Dışarıdan nasıl gözüktüğüme dair en ufak bir fikrim yoktu ama az çok tahmin edebiliyordum.

"Hayır, hiçbir sorun yok. Soyadınla ismin çok uyumluymuş. Ben böyle şeylere takıntılıyımdır da." Evet, harika kendi kendime bir de takıntı oluşturdum. Atakan'ın 'değişik bu' bakışlarını gördüğümde Asya'yı aramam gerektiğinin sinyalleri beynimde çalkalanıp durmaya başladı. Asya'yı arayıp Sarp Solman'ın fotoğrafını istemeliydim. Eğer aynı Sarp Solman ise işim gerçekten yaştı. Asya bunun gibi bir çocuğa âşık olamazdı değil mi?

"Kızıl ağzını kapatsan mı artık?" Atakan'ın uyarı dolu sesiyle kendime gelirken bakışlarımı Sarp'tan çektim. Düşünceler beynimde dolaşırken mantıklı düşünemiyordum ve sanırım Sarp'ın yüzüne boş boş bakmıştım. "Kardeşim dediğin gibi saf herhalde." bir saniye ne? Kim saf ben mi? Atakan'a sinirle bakarken Atakan alayla gülerek dudaklarını yaladı. "Salak da biraz."

"Atakan! Sen beni ne biçim tanıtıyorsun millete?"

"Millet mi? Şu an kalbim kırıldı. Ben miyim millet?" Sarp'ın alay dolu cümlesi sinirlenmemi sağlarken Atakan'a bakmaya devam ettim. İkisinin de alay dolu bakışları ne kadar da benziyordu öyle. Dost olduklarına tam şu an inanabilirdim. "Olduğun gibi." Göz kırptığında yanıma kendini atarak kolunu omzuma attı. Ters bakışlarımı yollarken Sarp da karşı koltuğa oturup bacaklarını uzattı. "Doğal kızıl mısın yoksa badana mı o kafan?" Sarp'ın sorduğu soruyla şok geçirmem ve kendi öksürüğümle boğularak ölüme doğru uçmam aynı anda gerçeklemişti. Öksürüklerim birbirine karışırken Sarp kahkaha atarak gelen barmene her zamankinden dedi. Barmen bana soğuk çayımı uzattığında öksürüğüm durmamıştı. Ve olan oldu. Atakan gâvura vurur gibi sırtıma geçirdi ve benim adeta bütün organlarım ağzımdan çıktı. "Yavaş be. Gâvura mı vuruyorsun? Ay organlarım çıktı."

Atakan gülerek omuz silktiğinde elindeki iğrenç gözüken içecekten bir yudum aldı. Gerçekten bunu içerken nasıl zevk alıyorlardı? Kokusu bile berbattı. "Ben doğalım tamam mı? Ne saçma sapan gereksiz boş sorular böyle? Oradan bakılınca boya gibi mi duruyor? Bak bak düzgün bak. Iy aynı Atakan gibi sende uyuzsun." Bir an üzerime doğru gelip boğazımı sıkacak sandım ama o gülerek gelen içeceğini aldı. "Bak ben bunu sevdim ha." Sarp eliyle beni gösterip içeceğinden içtiğinde Melisa'ya baktı. "Sen niye siyahlara büründün yine süslü?"

"Sarpcığım neden benimle uğraşıyorsun canımın içi? Bugün uyuzluk günün mü?" Melisa gülümseyerek Sarp'a baktığında Sarp omuz silkerek elindekinden bir yudum aldı demek isterdim ama adeta bardağı yutmak istercesine kafasına dikti. Yuttuğunda yüzümü buruşturdum çünkü benim midem bulandı. Ben soğuk çayımı içeyim. "Yok yavrum ya vallahi canım sıkkın."

Buğra boğazını düzelttiğinde yavrum dediği için düzelttiğini anlayarak ona tebrik dolu bakışlarımı yolladım. Vallahi helal olsun tam korumacı erkek. Bayılırım yani. Sevgilisine ne güzel sahip çıkıyor. "Kardeşim alış artık. Bu süslü benim kardeşim." Sarp Buğra'ya bakıp konuştuğunda Sarp'ı incelemeye başladım. Üzerine mavi bir tişört ve altına da siyah pantolon giymişti. Mavi ayakkabıları gömleği ve mavi gözleriyle gayet de hoş duruyordu. Dediğim gibi yapılı bir vücudu yoktu ama hoştu da. Parmaklarına taktığı ona ayrı bir hava katan erkeksi yüzükler de farklı yerlere dizilmişti. Dün gece yüzünü görememiştim ama yüzü de bayağı hoştu. Asya'nın âşık olmasını anlıyordum ama... Umarım o değildi.

ŞAHWhere stories live. Discover now