3.BÖLÜM

75 13 0
                                    


Medya= Pınar'ın kıyafeti

Sabah birinin yüzümdeki saçlarımı çekmesiyle uyandım. "Ne oluyor?"dedim uykulu bir sesle.

"Evet Arsina 20 dk içinde hazır ol. Beklemeyi sevmem ve seni patronunun uyandırdığı düşünülürse şimdiden -1 puan kaptın. Çabuk!"

Sıçradım.

Alarm kurmayı nasıl unuttum ben? Allah beni ne eylemesin. Hemen banyoya koştum. İyiki dün duş almıştım şimdi almama gerek yoktu.

Banyoda rutin işlerimi halledip giyinme odama gittim. Hemen ne giyeceğime karar vermem gerekiyordu. Siyah gögüsümün altında biten ince askılı bir bustiyer ve bu sefer bilekte biten beyaz kumaş pantolon giydim. Ayakkabı olarak bantlı bir topuklu seçtim. Makyaj masama oturdum. Kırmızı bir ruj,rimel,aylaynır sürdüm. Çantama telefon bir miktar para belki makyaj tazelerim diye makyaj mazemelerimi koydum. Hazırdım.

Saate baktığımda 25 geçiyordu. Hemen aşağıya inmeye başladım.

"5 dk geç kaldın Arsina"

"Kusura bakma patron" dedim gülerek ve evden çıktık.

PINAR KESKİN

Çalan alarmıma lanet ettim. Onu 10.kez kapattım. 10 kez. Yani 10 kere 10. Bakın 10 kere diyorum...

Bu alarmın bana bir şey hatırlatması gerekiyor öyle değil mi? Bence de öyle. Ama ne ? Bunları gözlerim kapalı düşünmek beni bir hayli yormuştu. Aklıma bugün ilk iş günüm olduğu geldi. Bir saniye ben ne dedim?

İlk iş günüm...

Yataktan fırladım. Daha sonra yere düştüm. Hemen dünden hazırladığım elbise kombinimi giydim. Ayağıma da bir topuklu. Elbisem biraz kısaydı.

Yani biraz...

Bunu umursamadım ve makyaj masama oturdum. Bordo'ya yakın bir ruj,rimel,aylaynır sürdüm. Çok az da allık.

Evden koşar adım çıkarken SV mi unuttuğumu fark ettim. Eve geri dönüp onu aldım. Hemen arabama atlayıp holdinge sürdüm. Saate bakmayı akıl ettiğimde on beş  dk geç kaldığımı fark ettim. İş yerinin önüne gelince arabayı park ettim. Danışmadan öğrendiğime göre patronun odası 40. Kattaydı.

Yuh 40 nedir arkadaş...

Kapanmak üzere olan asansöre koştum ve kolumu koyarak son anda durdurdum.
"Pardon" diyerek kenarda köşede kendime yer edindim. O sırada beni süzen bir sürü kişi gördüm. Ne vardı bu elbiseyi giydim sanki.

Kata on dk içinde geldim ama bir duvarla(!) çarpıştım. " Zaten geç kalmışım be adam. Çık önümden."diyerek dosyaları daha sıkı kavradım. Odayı arıyordum. Ama gel gör ki bulamıyordum.

E sağa doğru gideceğime sola gidince bulamam tabii.

Kapıyı tıklayacağım sırada durup bir soluklandım. Daha sonra kapıyı tıklayıp içeriye girdim. İçeride çarptığım adam vardı. Buyur buradan yak. Ben nelerde yanayım. Yanlış geldim diyip geri mi dönsem acaba. Ne yapsam bilemedim. Ama bu işe ihtiyacım vardı.

"Yankı Bey, Ben bugün SV getirip size kısaca kendimi tanıtıp sizin onayınız dahilinde işe başlayacaktım-"

"Neden yirmi beş dakika geç kaldın? Umarım geçerli bir sebebin vardır."

"Kurduğum alarmı durmadan erteledim ve bu yüzden geç kaldım. Bu şekilde olmasını tabi ki istemezdim ama yalan konuşmak ve uydurmak bana göre değil. Bazı sıkıntılı anlardan dolayı uyku ilacı kullanıyorum. Geceleri uymak benim için büyük bir zorluk. İlacın dozunu düşürmem gerekiyor ama zamanım hiç olmadı. Tam olarak bu yüzden geç kaldım Yankı Bey."

Yankı Bey'in gözlerinin içine bakarak konuşmuştum. Yalan konuştuğumu düşünmesini istemiyordum.

Ayrıca bu yaşadığım olayı daha sonra size daha sonra anlatacağım.

"Anlıyorum ama bir daha böyle olmasını istemiyorum. Başka bir zaman bu kadar yumuşak olmayabilirim. Dikkatli ol.!" diyip
SV'mi işaret etti. "Onu bırak ve işe başla. İşe alındın eksiğimiz de vardı bir çeşit deneme gibi olsun."

Allah'ım her zaman yanım da olduğun için saol yarabbim.

Yankı Bey'e yaklaşıp SV mi bıraktım.
"Odam neresi bilmiyorum Yankı Bey."

"Bir saniye bekle Pınar."

Yankı Bey'in dediği üzere yanında durmaya devam ettim.

"Sen yeni mezun değilmisin Pınar? Altı dil ve iyi bir üniversite yaşın için şaşırtıcı.İngilizce,latince,fransızca,rus-ça,arapça,farsça sana fazla gelmedi mi?"

Gülümsedim ama bu patrona sırnaşan çalışanlar gülüşü değildi. Zira elbisem beni öyle gösterebilirdi. Ama içtendi benim gülümsemelerim her zaman gök mavisi gözlerime yansırdı.

"Hayır Yankı Bey,fazla değil bana tam hatta. Zaten holdinge yakışır olmam gerekiyor. Araştırmalarıma göre yurtdışındaki küçük büyük bütün iş gruplarıyla bir işiniz,işiniz olmasa bile resmi bir sohbetiniz var. Bu da benim için iyi bir şey. Öyle değil mi Yankı Bey?"

"Yağız bundan sonra çevirmana gerek yok. Pınar bundan sonra yapacağımız toplantılarda bize çevirmanlık yapar. Öyle değil mi Pınar?"

"Olur Yankı Bey."

Bir masa beklerken bana oda verdiklerinde şaşırdım. Bana özel bir şey değil o okulu okumasaydım iyi bir okul bitirmeseydim böyle olmazdı.
Çok mutluydum. Gözlerimle etrafa gülücük saçıyordum resmen.

Hayallerimden biri daha gerçek oldu. Hayat denen bu zorlu savaştaki en güçlü silahı elime almıştım sonunda. Özgürüm ve en önemlisi ekonomik bağımsızlığımı İlân edecektim.
Kendi paramı kazanacaktım.

Masama oturup uzun ince bacaklarımı gülümsemem eşliğinde masanın üstüne attım.

Arkadaşlar okumanın çok olduğu  yerde oy az olunca üzülüyorum. Bir emek var burada. Evet belki yeni bir kitap ama buna rağmen okuması çok. Sizlerden  isteğim şu gördüğünüz yıldız butonuna parmak basmanız...

Ve artık bölümleri 2000 kelimelik değil de 700-800 kelimelik bölüm  yazıp daha çok bölüm atmayı planlıyorum.
Bölüm uzun oluyor ama emeğim yeterince ilgi görmüyor.

Bu bölüm ise 791 kelime  aslında yayınlayacağım bölüm 5000 kelime idi ...



VUSLATWhere stories live. Discover now