5.BÖLÜM

46 6 3
                                    

Uzun bir aradan sonra yeni bölümle karşınızdayım. Dediğim gibi az oy verdiğiniz için  bölümleri kısa ve sık atmaya çalışıyorum. Tek isteğim yıldız tuşuna basmanız.

Seviliyorsunuz😗öpüldünüz

İyi okumalar...

Beşinci bardağımı kafama dikecekken kendime verdiğim söz geldi aklıma. 'Sadece çakır keyif olacaksın arsina sadece çakır keyif' ama ben hiç durmadan içiyordum. Bu ağır gelebilirdi.

Kafamı bar masasına koyacakken âşık olduğum o şarkı çaldı.

Mor ve ötesi : Bir derdim var

Solist etraftaki kişilere "Bilenleri ortaya alalım lütfen" diyince kalktım sandalyeden.
Tam o sırada şarkı başladı. Bende söylemeye tabi ki.

Bir derdim var artık

Tutamam içimde

Gitsem nereye kadar

Kalsam neye yarar

Hiç anlatamadım

Hiç anlamadılar

Herkes neden düşman

Herkes neden düşman

Unuttuk hepsini ruhun nefesini

Gelme yanıma sen başkasın

Ben başka...

Grup gitar ve bateri ile melodi kısmını çalarken ben gülümsüyordum. Kendime verdiğim sözü tutmuştum. Sadece çakır keyif olmuştum. Şarkı yeniden başlarken ben de söylemeye devam ettim.

Bir derdim var artık

Tutamam içimde

Gitsem nereye kadar

Kalsam neye yarar

Hiç anlatamadım

Hiç anlamadılar

Bak bu son perde oyun yok bundan sonra

Işık yok hiçbir şey yok yok yok yok

Bu kısımdan sonra bir kalabalık bir solist söylemeye başladık.

(Parantez içleri kalabalığın söyledikleri.)

(Bir derdim var) Bir derdim var

(Bir derdim var) Bir derdim var

(Bir derdim var artık) Bir derdim var içimde

Grup şahane bir şekilde son noktayı koyarken geri döndüm ve çantamı alarak bardan çıktım. Kapıdaki görevliye;

"Arabamı getirin."dedim.
"Bu şekilde kullanabilecekmisiniz?"
"Evet getirin artık lütfen."
"Peki efendim."

Arabam geldiğimde bindim ve bütün camları açtım. Hava beni ayıltıyordu.
Eve doğru sürmeye başladım. Yavaş sürüyordum. Kaza yapmak istemezdim.

Eve geldiğimde arabayı park ettim ve indim. Korumalar bana endişe ile bakarken ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. İçlerinden bir tanesi yanıma gelip;

"Arsian hanım iyimisiniz?"
"Ben iyiyim de ne oluyor burada?"
"Babanız selçuk bey çok sinirli efendim."
Adam daha fazla konuşmak istemiyormuş gibi geri çekildi. Üstelemedim. Eve doğru hızla adımlamaya başladım. O sırada babamın adımı kükreyişini duydum.

"ARSİNA!"

"Baba ne oluyor neden bu kadar sinirlisin?"

"NEREDEYDİN SEN?" yerimden sıçrayarak geri gittim. Babam ilk defa bana bu kadar sinirli davranıyordu.

"B-ben biraz erken çıktım işten. Ona sinirlendiyseniz yarın geç çıkarım baba bağırmaya gerek yok."

Böyle söylüyordum ama içten içe buna sinirlenmedigini biliyordum. Arada bir bara kafa dağıtmaya giderdim ve babam buna kızmazdı. Eskisine nazaran daha sakin bir sesle;

"Sana ne yaptın demedim! Neredeydin dedim!"

"Bara gittim baba. Arada bir yaptığım gibi.
Yankı yoktu bugün gitmiş. E işte yoktu. Yapacak bir şey yoktu yani o yüzden gittim. Yoksa gitmezdim."

Babam yanıma geldi ve hem korku hemde büyük bir kızgınlıkla gözlerimin tam dibine bakarak konuşmaya başladı.

"Bak! Benim o kadar düşmanım varken ve senin etrafında korumalar yokken sen kafa dağıtamazsın! Dikkatli olman gerek!
Ama sen kafa dağıt! Sana bir şey olsa ne olacak ha!?"

"Baba bak ben senin hayatın ve düşmanların yüzünden kısıtlanmaktan bıktım. Nereden böyle kötü oldun anlamıyorum. İstemiyorum bu yaşantıyı sıkıldı-"

Sözümü kesen keşke babamın yüksek sesle konuşması olsaydı.

Ama tokadı oldu...

Kafam yana düşerken kalbim paramparça olmuştu. Ama olmuşla ölmüşe çare yoktu işte. Kafamı geri kaldırırken gözümden yaş düştü. Babamın gözlerine baktım kırgın ve kızgın bir şekilde. Ne yaptığının yeni farkına varır gibi önce eline sonra yanağıma baktı. Eli o kadar ağırdıki bembeyaz yanağımda kıpkırmızı bir el izi olduğuna emindim.

Yankı ve Ahmet amca korkuyla yerlerinden kalkarken çok utandım. Ben babam icin endişelenirken o bana tokat atmıştı. Hele bir de konuşmaları. Sanki hep yapıyormuşum gibi. kendimi küçük düşmüş hissediyordum. Ama bunun altında kalmayacaktım. Saçlarımı düzelttim ve;

"Ne var baba biliyormusun? Belkide annem gibi bende seni terk etmeliyim!"

Kocaman gözlerle bana bakarken bunu umursamadım ve evden çıkmak için geri adımladım.

O sırada Yankı;

"Nereye gidiyorsun?" diye sorunca daha bir kötü oldum.

"SANANE!" diyerek avazım çıktığı kadar sert bir şekilde bağırdım. Sonra koşar adım evden çıktım ve arabama bindim. Eve şöyle son bir kez baktım. 'Babam kapıya çıktımı acaba' diye ama onun yerine Yankı'yı gördüm. Bana ulaşmasını engellemek için gaza bastım. Hızla oradan ayrıldım.

Biraz araba ile tur atar babamın yatma saattine yakın geri dönerdim. Yatmayacağını biliyordum ama en azından odasında olurdu. Yüzünü bile görmek istemiyordum. Nasıl oldu bilmiyorum. Aslında babam bana bir kere bile vurmamıştı. Hep iyide olmuştur. Bir dediğim iki olmamıştır hemen gerçekleşmiştir. Anlamadım bugün ne olduysa. Bara gitmeme kızamaz çünkü arada bir bunu yapardım. Neyse yakında çıkardı kokusu...

Bunları düşünürken başıma iyice ağrılar saplanmaya başladı. Etrafıma göz gezdirirken dikiz aynasından arkada bir kaç tane arabanın peş peşe grup halinde hareket ettiğini gördüm.

Benimi takip ediyorlardı yoksa?

Belkide kendi hüsnü kuruntumdu ama nedense beni takip ediyorlarmış gibi geliyordu. Bu kadar araba peş peşe ne yapardı ki başka?

Hızımı arttırdım. -gayet güzel araba kullanırdım- Arabayı bir sağa bir sola hareket ettirdim ve bir anda sağa saptım. İki araba düz giderken üçü peşime düştü.

Artık anlamıştım bunlar beni takip ediyorlardı!!

Oy ve bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Tekrar söylüyorum ister yirminci bölümdeyken bu bölümü okuyun ister ben altmışıncı bölümü yazarken. Yinede benim için okuduğunuz bölüm hakkındaki düşündesiniz çok önemli. Lütfen yorumlarda yazsın olurmu?

Seviliyorsunuz 😗öpüldünüz

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 20, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

VUSLATWhere stories live. Discover now