:15:

8.8K 1.2K 1.7K
                                    


İyi okumalar~

...

Jungkook gözlerini kapatan ve vücudunu sıkıca saran ellerin arasından kurtulmaya çalışıyordu. Kafasını geriye atarak debeleniyordu.

Fakat çok zordu.

Hatta imkansızdı. Çünkü Jaehyun onu bırakacak gibi değildi. Jungkook'un cılız bedenini biraz daha göğsüne yaslayıp ilerledi.

Jungkook, kapının gıcırdama sesini duyduktan sonra kendini soğuk zeminde hissetti. Gözlerini acıyla kapattı ve hızla arkasını döndü. Jaehyun'un iğrenç yüzüyle karşılaştı.

Keşke Taehyung yanında olsaydı.

İğrenç gülümseme görüş alanını doldurunca kusmak istedi. Bir an önce oradan kurtulmak istiyordu.

Jaehyun dudaklarını araladı. "Korkmana gerek yok, Jungkook."




...



#JİMİN

Bazen, kazanmak için fedakarlık yapmak gerekiyordu. En yakınlarını bile ateşe atmak gerekiyordu. Ben daha önce kimseye ihanet etmemiştim. Hep sözümü tutmuş, aynı annemin öğrettiği gibi, iyi birisi olmuştum. Fakat bazı anlar oluyordu. İşte o anlarda kendime engel olamıyordum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Ağzımdan kaçmıştı. Yoongi'ye söyleyip omuzlarımdaki yükü azaltmak istediğim doğruydu ama bunun sonucunu hiç düşünmemiştim. Bencilliğimde boğulduğumu düşünüyordum.

Tanrım, ben cidden neden bunu söylemiştim ki?

En yakın arkadaşıma söz vermişken, niye ağzımdan bunu kaçırmıştım? Yarın Taehyung'un beni yumruklamasına izin verecek, Jungkook'un dalgalarına kulak asmayacaktım.

Vicdan azabı berbat bir şeydi. Henüz hiçbir şey yapmamıştım ama şimdiden kalbim acıyordu. Kendimi boğmak istiyordum.

"Ne?" demişti Yoongi iri gözleriyle bana bakarken. Hemen elimdeki kahveyi masaya bıraktım. Ayağa kalkıp ondan uzaklaşmaya çalıştım ama nafileydi. Çok hızlıydı. "Jimin ne demek istedin?" Bir kez daha tekrarladı. Gözlerimi sıkıca kapattım.

Ağzımı siksinler, keşke söylemeseydim.

"Yoongi, bir anlık bir şeydi." deyip onun kollarından uzaklaşmaya çalıştım. Fakat her seferinde önüme geçip bunu engelliyordu. Normal bir zamanda olsa bu için canımı verirdim fakat şu an kendime sövmekle meşguldüm.

"Jimin." dedi Yoongi oldukça sakin bir şekilde ama bu beni biraz daha ürküttü. "Ne olduğunu bana anlatır mısın lütfen?"
Sesi sakindi ama kendisini zor tutuyordu. Bakışlarındaki merakı ve siniri görebiliyordum.

"Yoongi," diye mırıldandım pişman bir şekilde. Beni daha fazla zorlamamasınj istiyordum. Her an ağlayacak gibiydim.

"Jimin." dedi Yoongi, beni taklit etmişti. "Eğer bana şimdi, ne olduğunu anlatmazsan, gider kendim bulurum." dediklerinin altında yatan tehditi biliyordum. Bu yüzden gözlerimi sertçe yumdum. Onun ne kadar zeki olduğunu bazen unutuyordum.

Omuzlarımdan koltuğa doğru ittirildiğimde, yenilmişliğin verdiği hisle dudaklarımı büzdüm. Bir kez daha kendime sövdüm ama bu sefer Yoongi'yi unutmadım.

Bej rengi koltukta otururken bakışlarını gözlerime çevirdi. Psikolojik baskı uygulamaya başladı. Eh, ben de buna dayanamadım ve yeniden döküldüm.

"Geçen gün Taehyung yanıma gelmişti, biraz konuşmuştuk." Yoongi dikkatini iyice bana verdi. Tek kaşını kaldırarak bakmaya başladı, devam ettim. Gerçek açıklamayı yaptım. "Yoongi senin bilmediğin bir şey var. Taehyung'la Jungkook sevgili.(Buna şaşırmadı.) Ve ikisi de Rweona yetimhanesinde büyüdüler."

joker  ☓ taekookWhere stories live. Discover now