chapter one

233 30 54
                                    


Boya fırçasını gezdirdi tuvalde. Renkler onu bambaşka yerlere götürüyordu. İnsanların doğayla iç içe olduğu, çimenlere uzanıp rahatlamanın mümkün olduğu yerlere. Hislerden arınıp boşluğa kavuşmuş gibi hissediyordu. Annesi öğretmişti ona resim yapmayı. Daha doğru düzgün konuşamazken eline  fırçaları vermiş ve farklı bir dünyanın kapılarını aralamıştı. Bu yüzden her zaman minnettardı ona; ellerine, belki de her şeyini veren kadına.

Charlie, evinin balkonunda müzik çalardan güzel bir melodi yükselirken resim yapıyordu. Dışarıdaki araba gürültüsüne rağmen odaklanmayı başarmıştı. Renklerin ahenginde kaybolmuş, görmeden devam ediyordu. Her zaman ortaya mükemmel sonuçlar çıkardığı söylenemezdi ama bu işte iyi sayılırdı. Odasının bir köşesinde boş tuvaller yığılıydı, resim yapma hızı canının isteğine göre değişiyordu. Bunun için o tuvallerin ne zaman dolacağı belirsizdi.

Birkaç boyayı karıştırıp kendine güzel bir renk ararken telefonu çalmıştı. Her ne kadar resim yaparken rahatsız edilmekten hoşlanmasa da işini yarıda kesip telefonunu bulmak amacıyla balkondan odasına geçti. Evi temizdi ama çok düzenli sayılmazdı. Charlie eşyalarının bu dağınık görüntüsünden hoşlanıyor ve resimleri için ilham alıyordu. Yatağının üstünde duran telefonunu alıp baktı, kayıtlı olmayan bir numaraydı.

"Alo," karşıdan neşeli bir ses konuşmaya başladı,

"Charlie Bey iyi günler, ben Repida'dan Lenora. Kurs başvurunuzun kabul edildiğini mutlulukla bildirmek isterim. Ayrıntılı bilgileri e-posta yoluyla mı almak istersiniz yoksa size hemen şimdi söyleyeyim mi?"

Lenora'nın muazzam enerjisi karşısında afallayan Charlie kekeledi, "Şe-şey, ben hemen yani e-posta, yok söyleyin şimdi siz."

"Tabii, kurs günlerimiz pazartesi, çarşamba, cuma ve cumartesi olmak üzere haftada 4 gün. Bu günlerde saat sabah 10'da burada olmanızı isteyeceğim sizden. Zorunlu kursumuz 1 saat, müessesemiz 4.30'a kadar açık kalmaktadır yani istediğiniz kadar burada vakit geçirebilirsiniz. Yarın bu saatlerde burada olmanız mümkün mü acaba?"

"Evet, elbette." bu sefer kekelemeden tek seferde söylemişti. "Çok güzel, hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum ama yanınızda hiçbir şey getirmenize gerek yok. Sadece kendinizi ve inanılmaz yeteneğinizi getirseniz yeterli." Lenora'nın minik kahkahasına karşın Charlie de güldü ve iyi günler dileyip telefonu kapattı.

Şimdi keyiflenmişti işte. Repida yeteneği olan kişilere ücretsiz kurs ve her türlü malzeme sağlayan bir kurumdu. Charlie kurs için değil de ücretsiz tuval ve boya alabilmek için buraya başvurmaya karar vermişti. Bütün bu malzemeler onun her ay bütçesinin büyük bir bölümüne mal oluyordu.

Telefonunu bırakıp mutfağa gitti ve buzdolabından kendine çikolatalı dondurma çıkardı. Balkondan eşyalarını sonra toplardı ne de olsa. Televizyonun karşısına kurulup kaşıklamaya başladığı dondurmasıyla rahatı yerindeydi.

sorry •charlenaWhere stories live. Discover now