chapter three

100 17 44
                                    

Yarın oldu selcalyu lfldkvoflgpd.

Evine sarhoş olmuş gibi yürüyen Charlie ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Az önce hayatında ilk defa gördüğü bir kadına aşık olmuştu. O, aşık olmuştu. Kulağa hem çok hoş hem de çok korkunç geliyordu. En son lisede sevgilisi olmuştu ve o zaman her şey bir oyun gibiydi. Ama şimdi eli ayağı bağlanmış gibi hissediyordu. O resmen az önce aşık olmuştu. Şunun garipliğine bakın! Aklı almıyordu. Daha önce bir kadından bu derece etkilenebileceğinden habersizdi.

Selena'ın mimikleri, saçları, elbisesi, sözleri, bakışları, sesi ve o muhteşem gülümsemesi aklından çıkmıyordu. Durmadan dönüp duran bir reklam gibi beyninde aynı görüntüler hep başa sarıyordu. Selena ve Taylor birbirlerine atışa atışa sınıftan çıkıp gitmiş Charlie bir 10 dakika daha orada kalmıştı. Hem de aynı pozisyonda. Kendisine geldiğinde hızlıca Repida'dan fırlayıp etrafa bakınıp kızları aramıştı ama çok geç kalmıştı. Görünürde onlardan bir iz yoktu. Çaresizlik ve aşık olmanın o sarhoş edici etkisiyle dalgın dalgın evine yürümeye başlamış ve Selena aklından bir saniye olsun uzaklaşmamıştı.

Taylor olan Alison'la konuşmayı deneyecekti, belki onunla arkadaş olur böylece Selena'nın yakınlarında olabilirdi. Ah, Selena... İnanılmaz duygular hissettiriyordu ona. Harika bir kadındı. Charlie'nin gönlüne şimdiden taht kurmuştu.

Nerelerden yürüyüp geldiğini bilmeyen Charlie caddedeki bir tatlıcıya girdi. Aydınlık ortamdaki boş masalardan birine kendisini attı. Küçük yuvarlak masa yıpranmış görünüyordu. Mekanın duvarları kırmızı çizgili bir duvar kağıdıyla kaplanmıştı. Eskitme apliklerle aydınlatılmış ortam gayet ferahtı. Sipariş almak için erkek bir garson geldi,

"Hoşgeldiniz." Charlie kafasını kaldırıp gelen kişiye baktı. Garson gözüne bir yerlerden tanıdık geliyordu. Adam bir şeyler söyleyip Charlie'nin önüne menüyü bıraktı. Charlie kendine limonlu kek ve sade kahve sipariş etti.

Siparişleri gelene kadar camdan dışardaki insanları seyretti. Sokaklar hareketliydi, bir sürü insan gelip geçiyordu. Ama Charlie hiçbirinden zerre etkilenmiyordu. Onun için ilk görüşte aşk sadece Selena'da can bulmuştu. Selena ve kahverengi gözleri...

Düşünceleri siparişlerini getiren garson sayesinde dağıldı. Limonlu keki kremasıyla birlikte hoş görünüyordu. Garsona "Teşekkür ederim." deyip çatalını eline aldı ve bu güzel tatlının tadını çıkardı.

Charlie eve vardığında güneş batmıştı. Tatlıcıdan çıkınca ne yaptığını bilmeden biraz daha dolaşmış sonra da evine ulaşmıştı. İçeri girdiği gibi ayakkabılarını çıkarıp fırlattı. Gömleğini başından sıyırıp salondaki sandalyenin üstüne koydu. En son pantolonunu da çıkarıp baksırıyla kalınca kendini televizyonun karşısına attı. Rahat bir pozisyon bulup kanallar arasında turlarken aslında ne seyrettiğini bilmiyordu. Selena'nın gülüşü ne kadar da güzeldi. Gülünce hafifçe kısılan gözleri ve kenarlarında oluşan kırışıklıklar öpülesiydi. Utanması bile ona ayrı bir tatlılık katıyordu. Tıpkı Charlie'yle gözgöze geldiği zamanki gibi.

Charlie kafasını sallayıp kendine gelmeye çalıştı. Selena zihnini ele geçirmişti. Televizyonu kapatıp kumandasını yan koltuğa fırlattı ve iki elini de kumral saçlarının arasından geçirdi. Burda, salonun ortasında, gri koltuk takımının ortasında oturmak ona hiçbir şekilde rahatlık vermiyordu. Hızlıca yerinden kalktı ve odasına ilerledi. Bu gibi durumlarda ne yapması gerektiğini biliyordu.

Şövalesini önüne çekti ve biraz da heyecandan elleri titreyerek birkaç boyayı palete sıktı. Selena'nın bir resmini yapacaktı. Nerden başlaması, nasıl bir şey resmetmesi gerektiğini bilmiyordu ama rahatlayabilmek için bunu yapmalıydı. Tuvalin üstüne açık tonlarda boya uygulayarak işe başladı.

 Tuvalin üstüne açık tonlarda boya uygulayarak işe başladı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*sonradan foto ekledim

sorry •charlenaWhere stories live. Discover now