"Hadi Barış sür gidelim."
"Tamam gidiyoruz. Sarıl dememe gerek yok herhalde."
Barış'ın beline sıkı sıkı sarıldım.
"Barış."
"Efendim güzelim."
"Bilerek yapıyorsun değil mi?"
"Neyi?"
"Sana sarılmam için hızlı sürüyorsun motoru."
Barış motoru sağa yanaştırdı ve arkasını döndü. Yaprak'ın burnuna küçük bir öpücük konurdu.
"Bana sarılman için bir sebebim olmasına gerek yok Amazon."
"Hmm. Ama yinede onun için yapıyorsun değil mi? "
"Evet Yaprak."
"Evett. İşte zafer." dedim elimi havaya kaldırarak. 20 dakika sonra okula geldik. Ben yine kaskı çıkartamadım. Bu kaskın oldum olası benle bir sıkıntısı vardı.
"Barış çıkarır mısın şunu?"
"Tamam aşkım dön bana doğru."
Barış kaskımı çıkarırken bir anda aramızdaki mesafe yok olmuş kadar azaldı. Allah'ım dayanamıyorum öpücem.
"Barış."
"Efendim."
"Okuldayız."
"Ne oldu ki?"
Barış aniden geriye çekilip kaskımı çıkardı.
"Noldu Yaprak neden sustun?"
"Iııh!" deyip sinirle elimi yumruk yaptım.
"Ne oldu Yaprak? Sen başka bir şey yapacağımı mı düşündün yoksa?"
"Yürü Sırık yürü." Dedim dişlerimi sıka sıka. Elimle belinden ittirdim. Gıcık gıcık gülmeye başladı.
"Ooo Sırık'a geçmişiz. Baya sinirlendin sen o zaman."
Derse 10 dakika vardı. Barış'ı elinden tutup kütüphaneye götürdüm. Sabah sabah orda kimse olmazdı ve kamerada yoktu. Kapıyı arkadan kilitledim. Barış duvara yaslanmıştı, bende karşısına geçtim. İyice yaklaştım, yaklaştım ve tam öpecekken geri çekildim. Barış beni kolumdan tutup kendine çekti ve dudağıma yapıştı. Nefesim kesilince dudaklarımı ayırdım.
"Ödeşmiş olduk Amazon."
"Her seferinde ödeşeceksen işimiz zor."
"Hmm" dedi ve yine dudağıma yaklaşmaya başladı. O arada zil çaldı.
Barış kendi kendine söylenmeye başladı. Kütüphaneden çıktık.
"Yaprak akşam sana bir sürprizim var gelirsin dimi?"
"Gelirim tabi aşkım."
"Senin aşkım diyen dillerini varya."
Sınıfa girdik. Barış ile ben oturduk bu sefer. Arkamızla Ali ve Oğuz vardı. Onların arkasında da Sinan ve Gökhan. Arkamı döndüm;
"Naber Alikuş?" Y'
"İyi sen?" A'
"İyi." Y'
Diğerleri keyifsizdi.
"Onlara ne oldu?" B'
"Oğuz'un pizzaları bitmiş, Merve bir erkekle fotoğraf koymuş, Sinan'da karpuzlu çorabının tekini kaybetmiş."
