VAMPİRİN KUÇUSU(Texting//boyxboy)

2.4

İyi okumalar...

Auwwwwwwwwwww

***

Derin bir nefes alıp bileğimdeki saati çıkarırken o ruhsuz kan emicinin gelip gelmeyeceğini merak ediyordum.

Sabrımın sınırlarında dolaştığından haberi yoktu. Gevşek biri olmam kimsenin beni sinirlendiremeyeceği anlamına gelmiyordu.

Fena şekilde sinirlenmiştim ve tabii ki bunun intikamını alacaktım. Beni oradan oraya savurmasına daha fazla izin vermeyecektim. Gel dediğinde gelen, git dediğinde bir köpek olmayacaktım.

Auwwwww!

Tamam, en iyisi ciddiyeti fazla abartmamaktı.

Penceremden gelen tıkırtıyla düşüncelerim bölündüğünde kaşlarımı çatıp penceremin önüne kadar gittim. Gecenin bu saatinde evimin önünde duran karartının kim olduğunu göremiyordum ama bir fikrim vardı.

Düşünmeden penceremi açıp yüzümdeki alaycı ifadeyle karartıya doğru baktım. Birkaç saniye sonra önümde beliren sinirli kan torbası Hasan'dan başkası değildi.

"Sen kafayı mı yedin? Ne demek kurt kapanına katılacağım?"

"Sana ne yarram? Konuşmayalım, uzak duralım diyen sen değil miydin? Şimdi beni umursamaya başladığını söylemeyeceksin herhalde."

"Ben sana git kendini öldürt mü dedim it? Bunun seni umursamamamla ne alakası var?" Kalbimde anlamlandıramadığım bir acı hissi oluştuğunda elimi kalbime doğru götürüp onun gözlerine baktım.

Buraya gelmesinin tek nedeni onun yüzünden kendimi tehlikeye atmamı istememesiydi. Buraya sadece vicdanını rahatlatmaya gelmişti.

"Yüzüme aptal aptal bakmaya ne kadar devam edeceksin?" 

"Ben zaten aptalım." Elimi kalbimin üzerinden çekip kendimi koltuğa attığımda ettiği küfürleri umursamadan bacaklarımı masanın üzerine yerleştirip kumandayı elime aldım ve televizyonu açtım.

"Sen beni dinliyor musun?" Çizgifilm kanallarından birinde durup kumandayı yanıma koyduğumda pes etmiş bir şekilde omuzlarını düşürdü.

"Giray..."

"Susar mısın? Televizyon izliyorum."

"Sikeceğim ama şimdi televizyonunu." Pepe başladığında yüzümü buruşturup kanalı değiltirdim. Geçen gün Bebe'ye yaptığı atardan sonra gözümden düşmüştü. 

Orospu Pepe.

Televizyon kumandası ani bir hareketle elimden çekildiğinde sinirle ayaklanıp ona sert bir bakış attım.

"Ver şunu." Kumandayı kırıp yere attıktan sonra dibime kadar girip yakama yapıştı.

"Senin amacın ne?"

"Sevişmek." Madem o benim canımı yakmıştı, ben de onunkini yakacaktım. Onunla sadece cinsel dürtülerimle konuştuğumu düşünmesini sağlayacaktım.

"Başından beri istediğim tek şey buydu, konunun neden bu kadar uzadığını..."

"Yalan söylediğinde kalbinin ritmi değişiyor." Bir eliyle çenemi sertçe kavrayarak konuşmaya devam etti.

"Beni kandırıp ayağına getirdiğin gün bunu öğrendim."

"Hasiktir lan, ben onu unutmuşum." Çenemdeki eli canımı yakmaya başladığında onu ittirmeye çalıştım ama tıpkı çelikten bir heykel gibi bir milim bile oynatamamıştım.