Ne eksikse sen tamamla,
son derece yorgunum
Çok uykum var,
öp beni,
öpersen ne güzel uyurum*
Karşımda oturan büyük bedene baktım. Geleli ne kadar oluyordu bilmiyorum ama bana saatler geçmiş gibi geliyordu. Gergindim. İlk defa böyle bir randevuya çıkmıştım."Kaç yaşındasın?" Sessizce sordu. Sesi güzeldi. Kendisi daha güzel. Doğrusu şaşırmıştım, hiç öyle yirmi yedi yaşında bir tipi ya da tarzı yoktu. Saçları siyah ama kıvırcık dalgalı arasında bir şekildeydi.
Gergin olabilirdim ama ona bunu belli etmek istemiyordum. "Yirmi dört." Kahvesinden bir yudum aldı ve hafifçe onayladı. Bu zamana kadar nasıl bekar kalabilmişti anlamıyorum. Kesinlikle çok farklı bir aurası vardı.
"Bende yirmi yedi yaşındayım. Tabi merak ediyorsan." Hafifçe gülümsedi bende karşılık verdim. Ardından "Biliyorum." Dedim, babam onun hakkında her şeyi anlatmıştı. Neden bilmiyorum ama küçük olmasına rağmen Oh şirketi ile büyük bir ortaklık peşindeydi. Önemsiz bir şirket olduğunu söyleyemezdim ama daha büyük şirketlerden de teklif geldiğini biliyordum.
"Pekala o zaman asıl meseleye geçebiliriz." Hafifçe öne eğildi ve gözlüğünü düzeltti. "Bu normal bir randevu değil." Onu onayladım. "Babam asla bana böyle bir teklif ile gelmez. Hatta cesaret bile edemezdi ama sanırım işin ucunda büyük paralar var." Açık sözlülüğüne karşılık ne söylemem gerektiğini çözemedim. Ama devam etmesi için küçük bir onay sesi çıkardım.
"Gençsin, eğer istemiyorsan şimdi bitirelim ama senin için uygunsa hakkımda bilmen gereken birkaç şey var." Sakin ve düzgün bir üslüp ile konuştu. Sesinde hafif bir pelteklik var gibiydi ama sanırım bunu en aza indirmek için tane tane konuşuyordu. O an Sehun'un benden bir cevap beklediğini unutup düşüncelere daldım. Karşımdaki kişi gerçekten kibar, güzel ve zarif bir insandı. Benim için en iyi eş adayı gibi duruyordu. Ailemin belki de bu kadar ısrar etmesinin sebebi sadece ortaklık değildi.
"Kabul etmeme gibi bir şansım yok." Homurdandım. Ardından yaptığım çok saçma geldi. Çocuk gibi bir ses çıkmıştı ama dikkate almış gibi görünmüyordu. "Ailelerimiz çoktan anlaştı ben buraya seni ikna etmek için geldim." Kıkırdadım. "Aslında gönderildim."
Derin bir nefes aldı. Ne kadar kabul etmiş gibi davransada emin olmadığını fark ettim. Bakışlarım yumuşadı onun da omuzları hafifçe çöktü. Şimdi gözümde çok yorgun gözüktü. İşaret parmağı ahşap masanın desenlerini üzerinde gezerken gözleri parmağını takip ediyordu.
"Eşimi kaybedeli dört yıl oldu." Bildiğim halde sustum, anlatmasına izin verdim. Sesi gerçekten kadife gibiydi. Yumuşak tonları sahipti. "Bir daha evlenmek isteyeceğimi hiç düşünmedim. Bu durum benim için gerçekten zor. Ama bu evlilik inkar edemeyeceğim derece şirket için yararlı olacak gibi."
"İstemiyorsan kendini zorlama. Bir insanın mutsuzluğuna neden olmak istemem." Geldiğinde beri yaptığı gibi bana küçük bir gülücük sundu.
"Babam yıllar sonra ilk defa benden bir ricada bulundu. Ona bunu yapamam. Şirket için tüm hayatını feda etti. Şimdi hayalleri çok yakında."
"Bu gerçek bir evlilik olmayacak." Onu rahatlatmak için elini tuttum, fazla sıcaktı. "Arkadaş olabiliriz. Eşine ihanet etmiyorsun. Tamamen çıkara dayalı bir ilişki. "
"Bir oğlum var. Beş yaşında." Tepkimi merak ediyordu. Bakışları tam göz bebeğimin içine sabitlemişti. "Ona her şeyi açıklarız."
"Senin için sorun değil mi? Bir oğlum var, senden yaklaşık üç dört yaş büyüğüm."
Omuz silktim. "Çocukları severim. Ayrıca çok yaşlı değilsin. Dur bir.." Dedim çoktan tebessüm etmeye başlamıştı ama çenesini hafifçe kavradığımda şaşırdığını hissettim. Bebek gibi bir cildi vardı. Bembeyaz ve yumuşacık, burnundan yanaklarına doğru dağınık şekilde yayılan turuncu çillerinde biraz oyalandım. Parmaklarımın uçları karıncalanmaya başlamıştı.
"Gerçekten genç gözüküyorsun ve sağlıklı." Bu sefer kıkırdayan taraf o olmuştu. Bende gülümsedim. Ona ısınmıştım. Gerçekten güzeldi.
*
Kim jongin;
Oh Sehun;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Eksikse Sen Tamamla [ Sekai ]
Short StoryEşini kaybedeli dört yıl olmasına rağmen hala onu unutamayan Oh Sehun babasının ısrarı üzerine Kim şirketlerinin en küçük varisi Jongin ile bir randevuya çıkar.