Piano/Yoonkook✔

4

Sabah uyandığımda üstüme yatmış bir Jimin olduğu için onu itmiş ve derin bir nefes almıştım.

"Piç ayı gibisin zaten ölüyordum!"

Jimin esnemişti.Bu gün cumaydı.
Kurs vardı.

"Kalk lan kalk! Kursa gidelim!"

"Saat kaç?"

"1:30"

Çok geç uyandığım doğruydu ancak 1:30 çok geçti.Kalkıp hemen,unicornlu tulumuma utanmadan dışarı fırladım.Geç kalırsam kötü şeyler olurdu.Yoongi bekletilmekten hoşlanmazdı.2 de orada olmam gerekiyordu.

Gelirken Yoongi'yi arabasıyla kursa doğru giderken gördüğümde şapkamı takmış ve gözükmeden kaçmıştım.Rezillik.Tam anlamıyla rezillik.

Üstüme kıyafetlerimi giyip saçlarımı karıştırdım ve doğal bir hava olmasını sağladım.Yine mükemmeldim.

Saate baktım. 1:43.Yapabilirdim. Hadi bakalım.

Kursa hızlı adımlarla yürüyordum.Binaya girdiğimde Jimin'inde benden farksız olduğunu görmüştüm ve gülmüştüm.

"Ne gülüyorsun lan ?"

Kafamı olumsuz anlamda sallamış ve bizim ders işleyeceğimiz odaya girdim.Saat 1:59 du.Başarmıştım.Suyumdan bir yudum alıp elimi yelpaze olarak kullandım.Sıcaktı.Yarın doğum günüm olduğunu hatırladığımda aptalca sırıtmıştım.Yemek yiyeceğimizi söylemişti.Minho bir bok çıkarmazsa her şey yolunda olacaktı.

Yoongi geldiğinde telefonumu kapamıştım.Sırıttığımı görmüş ki konuşmuştu.

"Kiminle konuşuyordun?"

Omuz silktim.Beni mi merak etmişti? Şuan fangirl çığlıkları atabilirdim.

Yanıma oturmuş ve bana bakmıştı.

"Seni unicorn tulumunla koştururken gördüm."

Utanmaktan götüme kadar kızarmış olabilirdim.Sahte bir öksürük yapıp konuştum.

"Başlamayacak mıyız?"

Yoongi damaklarını göstererek gülmüştü.Seni yiyebiliyor muyuz?

"Kızarman için söylememiştim.Tatlı ve komikti."

Tatlı diyor durun.

"Uyuya kalmıştım Jimin'in evinde."

"Geç mi uyuyorsun?"

"Hayır sadece garip bir uyku düzenim var."

Kafasını sallamış ve ellerini piyanoda sürtmüştü.

Bir şarkı üzerinde 4 gün dururduk.Şarkıyı çalabilirsem bana kahve ısmarlardı.Ben kahve sevmediğimi uydurup tatlı alırdım.

"Ha birde bu gün çalabilirsen tatlı yemene izin vermeyeceğim."

Neden diye sormamıştım çünkü yarın doğum günümdü.Demek ki bana pasta alıcaktı (☞ ͡ ͡° ͜ ʖ ͡ ͡°)☞.

*****

Her zaman ki gibi çalabildiğim için hep gitmiş olduğumuz kafeye gelmiştik.

Kahve sipariş etmiştim.O da benim istediğimi söylemişti.

" Kahve sevmiyorum demiştin."

"Yoo."

Gülmüştüm.

"Cidden çok kötüsün."

Kahvelerimiz geldiğinde soğuması için beklemiş ve ilk yudumumu almıştım.

"Seni yarın 5 gibi alırım.Jimin ve Taehyung'ta gelicek. "

İyi en azından sürtük sevgilisi yok.

"Teşekkür ederim Yoongi. Düşündüğün için."

"Yoongi? "

"Derste değiliz. Sana bay Min demek istemiyorum."

Yoongi omuz silkmiş ve kahvesinden büyük bir yudum almıştı. Bende onu taklit ettim. Yarın beni büyük bir şey bekliyor muydu bilmiyorum ancak beklentimi çok yükseltmesem iyi olabilirdi. Sonra kendimi üzmek istemezdim.

"Jungkook! "

Jin hyungu gördüğümde kahveyi püskürtmeden zor durmuştum. Jin hyung manyak ve utanmazdı. Ha birde mankendi ve mükemmel bir kocaya yani Kim Namjoon'a sahipti.

"Yoongi sende mi burdasın? N'aber? "

"İyiyim Jin sen? "

Bunlar nerden tanışıyor?

"Tanışıyor musunuz? "

"Arkadaşız."

Neden bana söylemedi? Yoongi'nin sevdiğimi biliyordu.

Yoongi'nin koluna yumruğunu geçirdi.

Yoongi bu yaptığına gülmüştü.

"Git şurdan. Kocana gitsene sen,neden geldin? "

"Beni kovuyor musun? Seni 1 yılda 1 görüyorum. "

"Daha dün seninleydim hyung. "

"Değerimi bilmiyorsun Jeon Jungkook. Gidiyorum. Elveda. "

Kafamı olumsuz anlamda salladım ve kahveden yudum aldım.

"Jin neyin oluyor? "

"Abim gibidir. Baya yakınız. "

*****

"Ne giycez lan biz!? "

Jimin telaşlanıp duruyordu. Daha dün pezevenk dediği kişi için süslenip püsleniyordu.

"Süslenip püslenme.Benim doğum günüm. "

Gardırobun önüne geçip kıyafet aldım. Aldığım şeyler kot yırtık pantolon, beyaz uzun,kollarında küçük siyah yazılar vardı. Onları uzattım ve  siyah bir ayakkabı verdim. Ben kot ceket beyaz bir tişört ve siyah bir pantolon giyecektim. Siyah bir ayakkabıydı benimkisi de.

"Mükemmelim ya! "

Jimin bana elini uzattığında çakmıştım.