15

1.3K 102 14
                                    

"Yoongi'yi sevmeye başladığından beri kızarıp duruyorsun ve bu acayip bir değişim. "

Öyle mi olmuştu? Eski beni ben genellikle yavşak olarak adlandırırdım. Yeni bene dair bir ad yok. Orospu? Belki. Bu sadece dün olanları ölçtüğüm zaman ortaya çıkan bir adlandırma.

"Jimin daha önce kendini mal hissettin mi? "

"Şuan bile hissediyorum niye? "

"Çünkü biz malız. Bende her zaman mal hissediyorum. Değişeyim veya değişmeyeyim her türlü malım. Orospu veya yavşak iki seçenekte mallık. "

"Neden bahsediyorsun? Kendi kendine konuşuyor gibisin. "

Bende bir bilsem neden bahsettiğimi.

"Malım işte. "

"Hadi telefonu ver orada. "

"Bekle beni. "

"Bir aksilik olursa el hareketi yap. "

Göz devirdim ve Yoongi'nin yanına gittim. Ne olabilirdi ki? En fazla yine öldürürdü.

"Telefonumu alarak aptallık ettin. "

"Sana aşık olduğumdan beri aptalım. "

Bana aşık olmayı kötülemişlerdi her zaman. Ancak ben Yoongi'ye aşık olduğumda dünyayı pembe gözlükle görmeye başlamıştım. Saçmalıyorlar derdim, aşık olmayan ve saf nefret,kinden oluşan bir aile ve akrabalarım vardı. Bende öyleydim bir zamanlar. Piyanoyu yakan bir baba... Ne demeliyim? Aşık oldum ve imkânsız bir adama kapıldım. Bir piyano öğretmenime kapıldım. Ne acı.

"Ver hadi. "

"Önce sen ver. "

"Ne? "

"Önce sen ver. "

"Neden? "

"Sonuç."

Yaptığım espriye tepki vermedi. Espiri denilir miydi?

"Sen önce ver işte uzatma. "

Dediğim gibi uzatmadan telefonumu verdi. Telefonunu önceden kapatmıştım. Çünkü yaptığım değişikleri görecekti. Arkama döndüm ve bir adım atmama izin vermeden konuştu.

"Dün yaptığın düşüncesizceydi. "

Ona döndüm ve ciddi bir tonda konuştum. Sanki bir Jeon ailesi gibi.Jeon ailesi acımasızdır. Ki ben Jeon Jungkook lanet bir ailedendim.

"Kendimi sürtük gibi hissediyorum. Aslında en başında basıp gitmeliydim. "

Bir şey demesine izin vermeden arkamı dönüp Jimin'in yanına gittim. Fark etmediğim yaşlarımı elime bir damlanın düşmesiyle anladım. O beni değiştirmişti. Yoongi beni değiştirmişti. Her açıdan değiştirmişti. Aşkı kötü sanardım ama aşk otada konar boka da ve galiba benimki boka konmuştu.Beni çok hassas bir çocuk yaptı.

"Taehyung geliyor. "

Gözyaşlarımı sildim ve yürümeye başladım.

"Gidelim."

"O ne demek? "

Benim yüzümden onun aşkını bozamazdım. O hâlâ pembe gözlük evresindeydi.

"Taehyung? "

"Hâlâ yalan söyleyemiyorsun. "

Koca bir gülümseme sundu ona. Benim onda görmediğim bir gülümseme. Demek ki aşk bazılarını bozuyor.

"Neden burdasınız? "

"Jungkook ile Yoongi telefonlarını karıştırmış. Bu yüzden. Şimdi başka bir yere gideceğiz. "

"Nereye? "

"Başka bir yere. "

Vazgeçtim. O çoktan bozulmuş ve pembe gözlükler kaybolmuş. Çünkü o benim arkadaşım Park Jimin, gerekmediği halde saçmalayan.

"Her neyse. Görüşürüz çocuklar. "

El salladı.Taehyung gittiği zaman bana döndü ve mood oldu.

"Çocuklar ne ya? "

Gerçekten de çocuklar neydi? İlkokul bebesi miyiz?

Belki.
Dur,
Hayır.

"Nereye gideceğiz? "

"Bir yere mi gideceğiz? "

"Başka bir yere gideceğiz dedin. "

"Öyle bir şey demedim. "

Evet o benim arkadaşım Park Jimin.

Omuz silktim ve abur cubur almayı önerdim.

"Depresyon kokusu aldım da,ne oldu? "

"Siktir git."

"Yanlış söylemişim. Regl dönemi. "

"Siktir git Jimin. "

"Pardon ergenliğe geri dönmüşsün. "

Hızlandım ve onu arkamda bıraktım.

"Hey sadece dalga geçiyordum. "

Arkamdan koştu ve omzuma kolunu attı.

"Dalga denizde olur. "

"Ergen."

"Siktir git. "

Elime gelen çikolata, cips ne bulduysam sepete attım. Sırada olan Yoongi ve Taehyung'u görünce bir an duraksadım.

"Oradalar."

"Ne? "

O'da onları gördü ve benim gibi duraksadı.

"Senin için sorun olur mu? "

Kafamı olumsuz salladım.Olmazdı herhalde. Hayır olurdu.

"Sepeti al ben seni çıkışta bekliyorum. "

"Sorun değil kardeşim ya ne sorunu tabii öderim ben."

Ellerimi şişme siyah montuma koydum ve Jimin'i beklemeye başladım. Taehyung ile konuşuyordu,Yoongi arada kafasını sallıyordu. Marketten çıktılar. Yoongi tıpkı kafedeki gibi tekrar yandan bana bakmıştı. Bu sefer ona bakmamıştım.Kokusu burnuma dolduğu için başta afallasamda kendime kısa bir sürede döndüm. Jimin de marketten çıktı ve evine doğru yürümeye başladık. İçki almıştı.

"Taehyung kızmadı mı içkiyi görünce? "

"Görmedi ki kızsın. "

Poşetleri benim elime tutuşturdu.

"Kaslarım var diyordun taşı bakalım kas yığını. "

"Olan şeye yok diyemem. "

"Sus lan ergen. "

Ona tekme geçirdim ve eve girdik.

Piano/Yoonkook✔Where stories live. Discover now