Bölüm 248: Vahşi Hayvan

1 0 0
                                    

Yuki her zamanki gibi sakindi. Hayvani kadına ulaşmak için hayvanları aşacaktı. Yeri buz yaptı ve ayaklarının altından plazma su fışkırtmaya başladı. Buzun üstünde hızla paten yapabiliyordu. Hangi yöne gitse o yönün yerini donduruyordu. Sanki bir buz patencisi gibi buzun üstünde dans ediyordu. Hayvanlar ona saldırırken onlara yavaşça dokunup onları donduruyordu. Ağızlarından ışın atan kuşların kanatlarını dondurup onları düşürüyordu. Yere düşen kuşlar Yuki'nin ayaklarına ateş ediyorlardı. Bu yüzden Yuki artık yaptığı buz yolunu kenarlı yapıyordu. Dinazorların ve aslanların da ağızlarını donduruyor, dişlerinin ve pençelerinin keskinliğini buzla kapatıyordu. Hiç zarar vermeden ilerleyecekti. Geçmişte önüne çıkanı öldürürse sorunların çözüleceğine inanırdı. Ama uzun zamandır öldürmemeye aynı zamanda kalıcı zarar vermemeye çok dikkat ediyordu. Ama bu canavarın sonsuza dek bastırılamayacağını biliyordu. O yüzden o canavar kadınla özgürce savaşacaktı. Onu koruyan bütün hayvanları aşmıştı. Canavar kadın, Yuki yaklaşınca Can'ı habersizce öldürmüştü! Yuki ve Ulu Malkuth dehşet içinde kadına baktılar. Vahşi kadın Yuki'yle dövüşmek için hazırlandı. Kendine güveni yerindeydi. Yuki çok hızlandı ve kendine bir rampa yapıp havaya fırladı. Ellerinde iki dev buz kılıcı oluşturdu ve taklalar atarak hayvani kadına saldırdı. Kadın sırıtarak pençeleriyle kılıçları durdurup kırdı! Yuki ve kadın karşı karşıyalardı.
-Benim adım Tarzan, Hayvan Ordusu'nun kaptanı!
Yuki cevap vermedi. Hızla Tarzan'ın üstüne fırladı. Elini savurdu. Savururken aynı anda keskin bir buz kılıcı oluşturdu. Tarzan geri eğilip kılıç saldırısından kurtuldu. Sonra Yuki'nin kılıç tutan kolunu kavradı ve dengesinin bozuk olduğunu düşünüp onu itti. Yuki yerde yuvarlandı. Yuvarlanırken yerden buz dağları çıkarmıştı. Ayağa kalkıp buz dağlarının eteklerine buzdan oluşturduğu dev çekiçle vurdu. Darbenin etkisiyle dağlar parçalanıp dairesel biçimde Tarzan'a fırladılar. Tarzan hepsinden kaçınabilmişti. Hayvani içgüdüleri vardı. Birkaç buz parçasını tutup iki katı hızıyla Yuki'ye fırlattı. Yuki bacaklarını açarak zıpladı. Yan yana gelen iki buz parçası tam bacaklarının altından geçerken onları tutup havada öne doğru bir takla attı. Takla biterken buz parçaları büyük tırpanlara dönüşmüşlerdi. Tırpanlarla önce yukarıdan aşağı dikey ve kuvvetli bir saldırı yapıp sonra da onları çapraz tutup birbirlerine geçirdi. Paramparça olan buzdan tırpanlar keskin buz tozu şeklindr Tarzan'a uçtular. Dikey saldırı doğrudan Tarzan'a saldırmak için değildi. İki tane momentum duvarı oluşturup tozu bir rayda yoğunlaştırma amaçlı yapılmıştı. Bir bölgede yoğunlaşan toz hem daha hızlı gidecekti hem de kaçacak yer bırakmayacaktı. Pompalı silah gibiydi. Tarzan bu yüksek hızlı toz bulutundan kaçamadı. Acıdan gözlerini kocaman açtı. Artık ne zaman hareket etse kılcal buz parçaları ona batıyordu. Sinirlenmişti.
-Nasıl olur?! Sana bana çektirdiğin acının on katını çektireceğim!
Elinde büyük miktarda kızıl tai yoğunlaştırıp bir yumruk attı. Yuki son anda yumruğun önünden çekilip Tarzan'ın geldiği yöne doğru fırlamıştı. Bunu yaparken elini onun yumruk attığı kolunda kaydırıp kolunu dondurmuştu. Tarzan elli milisaniye içinde o buzu kırıp özgür kalacaktı. Fakat Yuki elini onun kolundan kaldırmadan hemen önce yapılması çok zor olan bir şey yaptı. Çok fazla tai harcaması gerekliydi. O buzu aniden plazma suya çevirdi. Kolu patlamıştı! Tarzan acı içinde bağırdı. Yuki zaman kaybetmeden onun sırtına elini koydu. Ve bir anda bir buz dağı oluşturdu. Tabiki içe doğruydu. Tarzan karnından taşan buz sarkıtlarıyla birlikte yere düştü. Yerde yatıyordu. Dehşetle elini karnına götürdü. Sinirden titriyordu. Gözleri kanlanmıştı. Dişleri ağzından dışarı çıkmaya başlamıştı. Kızıl tai kullanarak buzları yok etti. Yaralanan organlarını vücudundan dışarı çıkardı. Yuki gözlerini kıstı.
-İğrenç. Demek ki ölümüne savaşacaksın.
Tarzan hızla Yuki'ye uçup onun boynunu ısırmayı başarmıştı. Yuki'nin kıyafetlerini yırttı. İyice üstüne çıktı. Yuki şaşırmıştı. Kas gücünde kendisine çok güveniyordu fakat Tarzan'a karşı gelemiyordu. Tarzan karşılaştığı en kuvvetli kişiydi. Yuki'yi yere yatırıp üstüne yatmıştı. Onun kollarını tek eliyle onun kafasının üstünde tutuyordu. Yuki'yi yemek için ısırmaya başlamıştı. Yuki acıyla ıkındı. İlk önce elleriyle onun ellerini donurdu. Sonra da ellerini serbest bıraktı. Onun sırtına ellerindeki buz haçerleriyle saldıracaktı ki Tarzan yuvarlandı. Yuki şimdi onun üzerindeydi. Bu durumdan çok rahatsızdı ve sinirlenmeye başlamıştı. Tarzan'ın dişleri Yuki'nin kemiklerine ulaşmasına rağmen Yuki onun sırtına elli kere vurup nefesini kesmişti. Tarzan ısırmayı bırakmayınca da onun boynunu kesti. Ama Tarzan kafası boynundan ayrılmasına rağmen hala hareket edebiliyordu! Omurilik soğanı bedeninde kalmıştı. Hareket edebiliyordu etmesine ama hareketleri ardında hiçbir mantık yoktu. Yuki onu kuvvetlice ısıran kelleyi çeneden ayırmıştı ve omzundan çıkarmıştı. Yuki'nin kolundan kan çeşme gibi fışkırıyordu. Kızın zaten beyaz olan teni şimdi hayalet gibi olmuştu. Yuki hızlıca kelleyi kalbe sapladı ve ölü olması gereken Tarzan'ın işini bitirdi. Efsuna'nın diğer büyülerinden birini kullandı. Yaralarının tam önünde havada buz parçaları oluşuyor ve yaranın içine girip onu önce tamir ediyor sonra kapıyordu. Yara tamamen kapandıktan sonra da ten rengine dönüşüyordu. Yuki önce göğüslerini kapatmak için Tarzan'ın vücudundan deri ve post alıp sonra da onları buz parçalarla destekledi. Xrunch, velociraptorlar tarafından etkisiz hale getirilmişti. Yuki ciddice savaş alanında yürüyordu. Ulu Malkuth'a gidene kadar tüm hayvanları parmağını bile oynatmadan, sadece havayı soğutarak etkisiz hale getirdi. Ulu Malkuth, Yuki'yle üzgünce konuştu.
-Sahibimizin bu bedeni de öldü.
Yuki yere baktı. Ulu Malkuth sesini yükseltti.
-Ama bu kadar üzülmemize gerek yok. Bir bedeni daha var.
Yuki şaşırmıştı. Ulu Malkuth anlatmaya devam etti.
-Yalnız o bedenle ilgili bir sıkıntımız var.
-Ne?
-Bir daha karşılaşırsak görürsünüz. Sana şükranlarımı sunarım, Yuki. Bizi o kadından kurtardın. Şimdi Kızıl Monarch'ın karşısına çıkıp orduyu tekrar Can'ın yapacağım. Yeni bedeni Kızıl Monarch tarafından tanınmıyor. Ve Kızıl Monarch'ın Hümanoid Dörtlü denilen bu gruba ihtiyacı var. Biz liderimizin o olmasını istersek kabul eder. Can olmadığı sürece her hayvanlardan anlayanı kabul eder. Bizi burada bırakıp arkadaşlarının yanına git.
Yuki teşekkür etti. Yürüyerek oradan uzaklaştı. Biraz ilerlemişken bir "Şey" gördü. Yoksa bu Can'ın son yedek bedeni miydi?

Battland Maceraları Vol. 2Where stories live. Discover now