YASAKLARI ÇİĞNEDİK, MUTLULUĞU HAKKETTİK-FİNAL

12.4K 1K 176
                                    

İş yerimden dolayı fazla vaktim olmadı =( ve iki finali birleştirdim. Ama bir ara vaktim olursa ayırıp, uzun versiyonunu yazacağım. öpüyorum sizleri.

Ada yatakta gerindi ve ağzını kocaman açarak esnedi. Odasının penceresinden dışarı baktığında orada uçuşan beyaz balonları gördü. Gülümseyerek yataktan kalktı ve koşarak pencereye gitti.

Pencereyi açtığında gördüğü manzara ile kaşları çatıldı. Koca bahçeleri düğün yeri gibi süslenmişti. Üstelik bembeyazdı. Her yerde değişik vazolarda konulmuş, farklı farklı çiçekler vardı ve ortada herkese emirler yağdıran bir adet Akay. -Rüyadan uyanmamıştı anlaşılan...

Ama gerçekti ve dönmesi kısa sürmüştü, "Akay?" dedi dehşetle yüzünü buruşturarak. Ailesi... annesi... babası... şimdi kahvaltı için bahçeye çıkarlarsa kalpten giderlerdi.
Adama fısıltı ile seslendi, "Akay! Akay!"

Akay sesin geldiği yere kaldırdı başını ve kızı görünce gülümsedi
"Aşkım günaydın," dedi el sallayarak.
Kız aşağı kapıya eğilip baktı ve kaşlarını çattı.
"Ya ne aşkımı? Annem babam seni görürse görürsün o aşkı. Git buradan. Hem bu bahçenin hali ne? Anama babama sürpriz mi yapıyorsun? Kahvaltılarını nikah masasında mı edecekler-" derken nikah masası dikkatini çekti. "Akay Allah aşkına burada neler oluyor?"

"Düğünümüz olacak ya aşkım."
Ada öksürmeye başladı, "Akay delirdin mi ne düğünü? Bak annem babam uyanacak. Daha seni tanımıyorlar. Kalpten götürecek valla sülalemi. Aile katliamı. Sebep ne? Sürpriz."
"Biz tanışmıştık. Sıkıntı yok demişlerdi. Vermişlerdi ya seni bana. Aşkım sen de erken bunamam mı var çok affedersin?"

Ada dehşetle açtı gözlerini "Sen de bir gariplik var aslında. Ben neden bunları hatırlamıyorum?"
"Erken bunamışsın işte."
"Sensin bunak, edepsiz.” Sonra birden çemkirdi, “Akay sen beni öldürecek misin?"
"Hayır ama düğünümüze geç kalırsan annenle annem bizi öldürecekler. Hadi hazırlan. Daha torun yapacağız onlara," dedi gülerek ve işine geri döndü. O sırada evin kapısı açıldı. Ada o an kıyamet kopacağı için gözlerini kapadı. Ama babasının söylediği şeylerle gözleri de ağzı da kocaman açıldı.

"Ooo damat erkencisin bakıyorum. Bizim kız tembel çıktı, daha uyanmadı. Sen bu kızla evlenmek istediğine emin misin?"
"Aslında bi gözüm korkmuyor değil. Ama kalp seviyor işte babacım, ne yapacaksın."
"Yuh!" diye bağırdı Ada pencereden.
Akay onun tepkisine gülmüştü.
Babası da yukarı baktı, “Hah, tembel gelin uyandı.”
Akay ile adam kahkaha atarken, Ada şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.

Her şey bir hafta önce olmuştu. Savaş amcasına ve yengesine olayları baştan sona anlatmış ve Akay'la onları tanıştırmıştı.
Ada'nın babası Akay'ın yaptıklarını duyunca ona saygı duymuş ve kızını ona gözü kapalı emanet edeceğini söylemişti. Sonrası da hızlı bir hazırlık süreciydi. Akay zaten her şeyi kafasında hazırlamıştı. Ada'nın önceden gelinlik seçerken yanında olması da ona yardımcı olmuş ve bir ara uzun uzun bakıp seçmediği gelinliği aldırmıştı.

Ve düğün günü gelip çatmıştı işte...

Ada hayretler içinde banyoya girdi. Hala şoku üzerinden atamamıştı. Neler olduğunu bir türlü kavrayamıyordu. Duşunu alır almaz giyinme odasına girdi ve tavandan aşağı sarkıtılan gelinliği görmesi ile eliyle tuttuğu havluyu bıraktı. Gelinliğin yanına yaklaştı.
“Hayalindeki gelinlik,” dedi inanamayarak.
Üzerindeki notu eline aldı.

"NEYSEKİ BUGÜN 'NE GİYSEM?' DERDİN YOK. SENİN YERİNE BEN SEÇTİM GİYECEĞİN ŞEYİ... UMARIM BEĞENİRSİN."

"İyi de nasıl ya?" diye mırıldandı. Ne yani bunca zamandır onca hazırlık kendi düğünü için miydi? Sonra dolabına asılan başka bir notu gördü. Gülümsedi.

DAVETİYE - YASAK SERİSİ II / FİNALWhere stories live. Discover now