Bölüm 7

68 8 0
                                    

Annemin ölümü ben şok etmişti. 3 gün boyunca ne düzgün bir yemek nede düzgün bir uyku uyuyabilmiştim.

   Köye varınca bize sığınacak barakalar, temiz kıyafetler ve yemekler verilmişti burası tam bir

   cennetti ama annemin ölümünün acısı hala üzerimede olduğu için bu cennetin tadına varamıyordum.

   Jeff ben ve Karsi aynı barakada kalıyorduk, Sindi ile Zera ayrı bir barakada, Setena tek başına

   kalıyordu.

    Jeff: Kendine gelmelisin artık Nikon.

    Ben: Elimde değil, annemin ölümünü gördüm.

    Jeff: Evet, ama bu geride kaldı hayatına devam etmek zorundasın.

    Ben: Hayır zorunda değilim.

    Jeff: ( Sert bir şekilde ) Senin bir kızın ve Baban var Nikon onlar için hayatına devam etmelisin

   en azından kızın Zera için.

    Ben: O benim kızım değil, ve o benim babam da değil.

    Jeff: ( Daha sert bir şekilde ) Sen istemesen de öyleler.

    Karsi: Jeff Nikon'un üzeirne gitmeyi kesmelisin dostum bunun bir yararı yok.

    Tam bu konuşmalar sırasında Setena barakaya girdi.

    Jeff: Dostum Setena sende kapı çalma adeti yokmudur.

    Setena Jeff'in gırtlağını sıkarak.

    Setena: Kes sesini Jeff yoksa o gırtlağını param parça ederim!!

    Setena kızgın görünüyordu, pençeleri ortaya çıkmıştı ve Jeff'e çok sert bakıyordu.

    Ben: Ne istiyorsun Setena.

    Biraz duraksama olduktan sonra.

    Ben: İstediğini yaptık, Zera köyüne geldik ve annem öldü ya şimdi, şimdiki planın nedir ?

    Setena: Annen senin için öldü. Şimdi yapaca...

    Daha cümlesini bitiremeden Zera barakaya hızlıca girdi.

    Jeff: Gerçekten dostum sizde kapı çalma adeti yokmudur ?

    Zera: Kes !! Setena yerine ben anlatayım. Şimdiki planımız Larso'yu ormanda öldüren o yaratıkları

   bulup köklerini kazımak tır.

    Karsi: İyide o yaratıkların ne ve nerede olduklarını bilmiyoruz.

    Zera: Setena ne olduklarını biliyor.

    Setena'ya döndük ve Setena'da bize döndü. Kısa bir sessizlikten sonra.

    Setena: O yaratıklar Munos'lardı.

    Jeff-Karsi: Onlarda nedir ?

    Setena: Munos'lar efsanevi yaratıklardır çok uzun zamandır ortalıkta görülmemişlerdi.

    Zera: Ne kadar uzun ?

    Setena: 300 yıl kadar bir süre.

    Ben: Öyleyse sen bunları nereden biliyorsun ?

    Setena: Köyün en yaşlısı Bilge Meşe anlatmıştı o yaratıkları, tabi şuan kendisi ölü yani onlar

   hakkında yeni bir bilgiye ulaşamayacağız.

    Ben: O zaman o yaratıkları nasıl bulacağız ?

    Zera: Bulmamız gerekmez onlar bize gelecektir.

    Karsi: Dur bi dakika !! Zera köyün en yaşlısı kaç yaşında ?

    Zera: 500 yaşında, neden ?

    Setena: O bir şeyler biliyor olmalı.

    Jeff: Öyleyse o yaşlı moruğu bulalım ve biraz sorgulayalım.

    Setena: Sert kullanmayacaksın Jeff, buranın halkı barışçıldır genelde ama onlara zarar verirsen

   aradığım yaratıklardan, vampirlerden ve ırksızlardan kötü olabilirler.

    Jeff: Ne yapmamızı planlıyorsun o zaman gidip düzgünce 'acaba bize saldıran canavarların ne

   olduğunu biliyormusun'' mu diyeceğiz.

    Jeff'in suratında alaycı bir gülümseme vardı, Zera ve Karsi bir şeyler olmamış gibi sakindi,

   Setena ise çok öfkeli görünüyordu. Bi anda aklıma gelen ilk şeyi söyleyiverdim.

    Ben: Hey bir dakika!! Sindi nerede ?

    Zera: Sindi ormana ava çıktı.

    Ben: Neden ? Buranın haklı etçil değildir ki neden çıksınlar ?

    Zera: Hey yemek için otlar kendi kendine gelmiyor.

    ( Bu sırada Sindi )

    Sindi: Hey Nina bu ne otu yiyebilirmiriz ?

    Nina: O bir ökse otu onu yersen ölürsün.

    Sindi: Vay canına. Hey bizim için zehirli hangi tür bitkiler vardır ?

    Nina: Sen ciddimisin ? Siz kurtlar kendiniz için tehlikeli olan bitlikeri bilmiyormusunuz ?

    Sindi: Bizler etobur olduğumuz için otlar hakkında bilgimiz yoktur pek fazla.

    Nina: Şuan üstüne bastığın ot bir kurtboğandır eğer onu eline alırsan yada biri onu sana sürerse

   canın yanar. Ve diğer ot ökse otu o da tehlikelidir yanlışlıkla yersen hiç bir şekilde kurtulamazsın

    Sindi: Vay canına bu kötüymüş.

    Ufak bir çatırtı duyarlar.

    Nina: Artık gitmeliyiz.

    Sindi: Neden ? Ufak bir çatırtıdan mı korkuyorsun ?

    Nina: Bunlar Munos'lar. ( Bağırarak ) Arkana bile bakmadan koşş!!

    Ellerinden geldiği kadar hızlı bir şekilde koşarlar, Nina doğası gereği çok hızlı olduğu için

   Sindi'yi geride bırakır ve gözden kaybolur. Sindi Nina'nın ortalıkta olmadığını görünce çok

   korkmuş halde oturur ve sonunun gelmesini bekler. Ama sesler kesilmiştir oda hemen köye doğru

   koşmaya başlar ve köye varır. Köye gelince ilk işi köy gerevlilerinden birine.

    Sindi: Nina nerede ?

    Köy gerevlisi: Nina seninle birlikte değilmiydi ?

    Sindi: Evet öyleydi ama ormanda bir çıtırtı duydu ve kaçtı, çıtırtıların munoslardan geldiğini

   söyledi.

   ( Bu sırada bizimkiler )

   Jeff: Dışarıdan sesler geliyor.

   Ben: Bu Sindi'nin sesi.

   Hızla dışarı çıktık ve Sindi yerde korkmuş halde oturuyordu. Yanına gidip ne olduğunu sorduk.

  Sindi korkmuş bir şekilde kafasını yukarı kaldırdı ve.

   Sindi: Ölmüşş !!

    Sonn :P

SürüWhere stories live. Discover now