Bir süre hayal gördüğümü düşünerek gözlerimi kırpıştırdım. O ise bu sırada gülümseyerek tepkilerimi izliyordu. Gerçekten geldiğine emin olduktan sonra meraklı bakışlarımı ona sundum.
"Koşturarak içeri girdiğin sırada kafedeydim fakat muhtemelen aceleci davrandığın için beni görmedin. Ben de dedim ki, saçının çok güzel olduğunu söylemek için daha fazla beklemeyeyim."
Kocaman gülümsememle Renjun'e baktım.
"Şey, teşekkür ederim"
Kafasını hafifçe sola yatırıp gülümsedi
"Bir de şey diyecektim, kız kardeşim seni merak etmiş"
Gözlerimi kocaman açtım
"Benden mi bahsettin ona?"
"En sevdiğim kafeye güzel bir garson geldi ve sanırım bana karşı bir şeyler hissediyor ne tesadüf ki hislerimiz karşılıklı, dedim"
Şaşkın şaşkın ona bakarken yüzündeki silinmeyen gülümsemesiyle yanağımı sıktı
"Yarın çıkışta bizimlesin ona göre, hadi işe geç kalma Chenle isyan ediyordu en son."
Birkaç adım geri geri gittikten sonra hâlâ şaşkınca bakan beni öylece bırakıp gitti
"Ne yani bu kadar basit miydi?"
Kendi kendime mırıldandım ve ayaklarımı süre süre yürümeye başladım. Üzerimdeki şaşkınlığı hâlâ atamamıştım.
Şaşkın bakışlarımla içeriye girdiğimde Chenle bana sorar gözlerle bakmıştı. Ben de sonra anlatacağımı söyleyerek garson çağıran müşterinin yanına koşarak gittim.
Tüm gün sakin geçse bile ben olayın etkisinden hâlâ çıkamamıştım, benim için ani olmuştu. Tezgaha yaslandım ve elimdeki tepsiye sarıldım. O sırada Donghyuck kolunu omzuma atıp saçlarımı karıştırmıştı
"Mor inek mi oldun sen şimdi?~"
Sinirle onu yanımdan ittirdim o ise genişçe gülümsedi
"Şaka yapıyorum ya, güzel olmuşsun."
Ellerim saçlarıma giderken şaşkınca ona döndüm
"Beğendin mi cidden?"
Baş parmağını kaldırdı ve kafasını yukarı aşağı salladı
"Kırmızı yanaklarınla uyum sağlıyorlar."
Gözlerimi devirerek onu mutfağa doğru ittirdim
"Hadi git sen bulaşık falan yıka"
Bana dil çıkartarak mutfağa girdiğinde gülerek yaslandığım tezgahtan doğruldum.
Kafe kapanmak üzere olduğu için etrafı toparlıyorduk. Chenle masaları silerken elime paspası aldım ve yerleri silmeye başladım. Her zaman yaptığı gibi Chenle şarkı söylemeye başladı ve Donghyuck elinde bulaşık süngeriyle çıkarak ona eşlik etti. Gülerek ikisini izlerken Chenle elini uzatıp dans teklif etmişti. Dansını kabul ettiğimde boş kafede yankılanan Donghyuck'un sesi eşliğinde bir o yana bir bu yana gitmiştik.
"Siz ne yapıyorsunuz burda?"
Sunae'nin sesiyle Chenle'dan ayrılmıştım ve Donghyuck susmuştu. Sunae elindeki anahtarı salladı
"Hadi hadi kapatacağım kafeyi üstünüze bak!"
Sahte kızgınlıkla konuşup elime paspası geri tutturdu. Artık bu Moomin Cafe'nin klasik kapanma rutini olmuştu ve hiçbirimiz bundan şikayetçi değildik.
Sınav haftası, ilhamsızlık, hastalık derken buraları unuttuğumu fark ettim ve baya bir boş yaptım galiba... Üç bölüme bir günü sığdırmam da ayrı bir olay üsfkhdüdhühldühsk Umarım bir daha arayı bu kadar açmak zorunda kalmam :'(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moomin Cafe | 런쥔 |
FanfictionMoomin aşığı yalnız bir çocuk, bu kafede çalışmama sebep olmuştu. Belki de, o çocuk sayesinde hayatım değişecekti; kim bilir? •To: My plush lover heart•