18-"Cesaretlik."

693 32 14
                                    

Her gece beraber uyuyup, sarmaş dolaş açmışlardı gözlerini. Rebecca Blackwell minik tavizler verirken kendinden, Colin Ower yok olmuştu. İpleri elinde tutmak istediği an, vücudunun çeşitli noktalarında hissettiği  kemikli çubuklar olmuştu. Ve tabii o dudaklar…

Hiçbir derslerini asmamaları için Colin tüm yapabileceğini yapıyordu. Başarıyordu da. Bugün 3.haftalarıydı ve aslında ilk haftada var olan Rebecca da buralarda sayılmazdı.

Aynı olan şeyler Colin’e göre; bacak boyu, vücut ölçüleri, asi ve uslanmaz bakışları ya da elleri –ha bir de dudakları- dudaklarının sahip olduğu hafif aralık, sıkıldığında ya da sinirlendiğinde saçlarını geriye itmesi –Colin artık hangisi için yaptığını anlayabiliyordu- özgürlük alanına girildiğini fark ettiğinde gözlerini kısıp savaşa hazır olması, sigaraları, alkolleri, hala aynı dozda olan tozları, kitapları ve şarkı söylemesi. Colin onu birkaç kez kendi kendine mırıldanırken duymuştu bile. Ayrıca ev boşken Angel’in günlüklerindeki tariflerden yapıyordu Colin’e ve hepsi gerçekten harikaydı.

Günlükler Colin Ower’ın yatağının altındaydı ve sık sık mezarlığı ziyaret ediyorlardı. Hatta bir keresinde Rebecca da Colin’le Amy’nin mezarlığına kadar gitmişti. Gerçi uzak bir mesafede durmayı tercih edip, Colin’e mahrem bir an tanımayı tercih etmişti.

Beraber onlarca kitap okumuşlardı. Rebecca normal bir hızla Colin’e eşlik edince Colin şaşırmıştı. Çünkü hiçbir şey söylemeden böyle minik düşünceli hareketler sergilemesi onu mutlu ediyordu. Colin’e ayak uydurması. Bu yüzden gülümseyip onu öpmüştü. Tabii Colin’in nedenini bilmediği kesindi. Sadece onu her saniye öpmek istiyordu. Gittikleri her yere kollarının arasında götürmek…

Rebecca bu durumun farkın bile değildi. Colin harikaydı ve onunla zaman geçirmeyi seviyordu. Çoğu zaman. Hem neredeyse, sadece 4 ay kalmıştı. Bu zaman zarfını onu eğlendirip, hayatını daha umursamaz kılabilmekle geçirebilirdi. Colin ona yardım ediyorsa, o da bir şekilde teşekkür edebilirdi. Çünkü şaşırtıcı bir şekilde eksilen dozları fark etmiyordu bile artık. Gerçi hala üniversitede tuvalete girip gizlice birkaç sigaranın dibini getiriyordu.

Gwen Grey’in ödevi için yardım edeceği kişiyle tanışmışlardı berebar. Gerçi Rebecca’nın yaptığı tek kibarlık, susmak olmuştu. Ortamdakiler bunu olumlu olarak karşılaşmıştı. Baş başa kaldıklarında da Colin Gwen’e, Oliver’la konuşmasından rahatsız olduğunu söylemişti. O da “Seni sadece Oliver tam olarak tanıyor ve senin için endişeleniyor çünkü spor salonu haricinde görüşemiyormuşsunuz. Telefonda da pek bir şey anlatmadan geçiştirerek kapatıyormuşsun. Üzgünüm ama senin için endişeleniyoruz, Colin. Ve özür dilerim, bu bir daha olmayacak.” diye açıklamış ve güvence vermişti. Öyle de olmuştu. Artık Oliver’la düzenli olarak telefon görüşmeleri yapıyordu Colin. Ona, en son neler yaptıklarını aktarıyor ve eski zamanlardaki gibi duygularını ona yansıtıyordu. Kimi zaman Rebecca’nın neden böyle davrandığını sorguluyor ve karşılıklı komik seçenekler sunuyorlardı. Bazen de harika ilerlemesini kutluyorlardı.

Rebecca; çalışmadan girdiği tüm sınavlardan yüksek notlarla ayrılırken, Colin o uyurken çalışacak zaman buluyor ve genelde sabahlıyordu. Bölümünün birincisi olmaya devam ediyordu ama aynaya baktığında göz altları hafif morarmış birini görüyordu. Gözleri de hep yorgun bakıyor gibiydi. Yine de çoğu zaman harika hissediyordu. Rebecca’yla tartışmadığı zamanlar… Rebecca onu yorarken bile mutlu gibiydi aslında. Çünkü… Onu yorabilecek kadar yanındaydı.

“Neden öyle bakıyorsun?” diye sorarken çikolatalı pastasının yarısını tek seferde ağzına sokuşturmuştu.

Colin ağzının içini sayamadığı kez görünce yorum yapmadan durabilme potansiyeline ulaşmıştı ama sol dudağının kenarına kamp kuran kıvrılma bir başkaydı. “Çok saçma yiyorsun.” Yemek düzenini de tam olarak oturtmuşlardı ama Rebecca gram kilo almıyordu. Colin bunu maddelere yükleyip, kendi kendine söverken, “Birkaç ay sonra sana 100 kilo olduğumu bildiren bir kart atacağım.” diye takılıp duruyordu Colin’e. Genç adama göreyse, sadece gideceğini yüzüne vurup duruyordu. Kasten de yapmıyordu üstelik.

Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin