BENDE SON DURUM: SERVİS BEKLİYORUM, GÖZLERİM KAPALI

Y/N: Selam!

Coca-Cola_TR ile beni çok sevindiren, heyecanlandıran bir iş birliği yaptık ve onlar için kısa bir okul hikâyesi yazdım.

Ben bu hikâyeyi çok sevdim, umarım sizler de en az benim kadar seversiniz, diyor ve sizleri hikayeyle baş başa bırakıyorum.

*

BENDE SON DURUM: SERVİS BEKLİYORUM, GÖZLERİM KAPALI

Pazartesi,

''Bu çocuk da kim?'' diye mırıldandım, evimin önünde okul servisini beklerken göz ucuyla yan apartmanın önündeki çocuğa bakıyordum.

Esmer, uzun boylu bir erkekti, zayıf ama kaslı bir vücudu vardı. Bizim okulun üniformasını (gömlek, kravat ve pantolon) giyiyor, elinde de açılmamış bir Coca-Cola şişesi tutuyordu.

Yakışıklıydı, hatta çok yakışıklıydı.

On altı yıldır aynı evde oturmama, iki yıldır da aynı okulda okumama rağmen kendisini ilk kez görüyordum. Tahminimce apartmana yeni taşınmış, okula yeni kayıt olmuştu.

Servis apartmanlarımızın ortasında, kaldırımın yanında durduğunda ikimiz de park ettiği yere doğru hareketlendik. Aynı anda yola çıksak da uzun adımları sayesinde benden önce vardı ve o önde, ben arkada servise bindik.

Servis en son beni, dolayısıyla bizi, alıyordu ve sadece iki boş koltuk kalmıştı. Çocuk pencere kenarındakine, ben de yanındaki koltuğa oturdum.

Okula gidene kadar okumak için çantamdan bir kitap çıkarırken çocuğa kaçamak bir bakış attığımda boştaki eliyle kulaklıklarına kulaklık takıyordu, kulaklık da telefonuna takılıydı.

Çok geçmeden küçük hoparlörlerden müzik sesi gelmeye, çocuk da başını pencereye dayayıp dışarıyı izlemeye başladığında gözlerimi kitabıma çevirdim.

***

''Sen ne düşünüyorsun Çisil?'' dedi Derin kolumu dürterek, öğle teneffüsünde en iyi arkadaşlarıyla (Beren ve benimle) birlikte okulun bahçesindeki banklardan birinde oturuyordu.

Başımı okuduğum kitaptan kaldırıp soru soran gözlerle ona baktım. ''Ne hakkında?''

''Yeni çocuk hakkında tabi ki!'' dedi 'Başka ne olacak?' diyen bir sesle. ''Dürüst ol, beğendin mi?''

''Çok yakışıklı çocuk,'' diye yanıtladım.

''Sonunda kitap karakterlerinden başka bir erkekten hoşlandın ha!'' dedi Beren şaşkınlıkla.

''Hoşlandım demedim. Dış görünüşünün çok iyi olması ondan hoşlanmam için yeterli değil... Onu hiç tanımıyorum. Adını bile bilmiyorum. Ya beter bir kişiliği varsa?''

''Alper.''

''Hı?'' dedim anlamayarak.

''Adı bu,'' diye açıkladı Derin. ''Alper Gençer.''

''Okulun ilk gününden bunu nasıl öğrendin?'' dedim şaşkınlık ve merakla.

''Tuvalette birkaç kız konuşurken duydum.''