Güneş Tutulması

148 26 1
                                    

.

.

.

.

.

Onu son gördüğümde rengi kırmızıydı. Gökyüzü çorba gibi kaynayıp köpürüyordu. Bazı yerleri yanmıştı. Siyah kırıntılar, kırmızılıklar arasında biber rengi noktalar vardı.

Daha önce çocuklar yağ lekeli sayfalar gibi görünen o sokakta seksek oynuyordu. Ben geldiğimde seslerini hâlâ duyabiliyordum. Ayaklar yola vuruyordu. Çocuklar gülüyordu, gülümsemeleri tuz gibiydi ama çabucak siliniyordu.

Ve bombalar.

Bu kez her şey için çok geçti.

Sirenler. Radyodaki alarm sesleri. Hepsi çok geçikmişti.

Dakikalar içinde, beton ve toprak yığınları oluştu. Sokaklar delinmiş damaralara döndü. Akan kanlar yolda kurumuştu ve cesetler selle sürüklenen kütükler, çalı çırpılar gibi oraya buraya sıkışmıştı...

Her biri yere yapışmıştı. Bir ruhlar paketi.

Bu yazgı mıydı?

Talihsizlik miydi?

Onları öyle yere yapıştıran şey bu muydu?

Elbette hayır.

Aptallık etmeyelim.

Muhtemelen bulutların arasına gizlenmiş insanların attığı bombalarla daha çok etkisi vardı.

Saatler boyunca gökyüzü yıkıcı bir kızıllıkla kaplandı. Küçük kasaba bir kez daha yıkılmıştı.

i just ✓ Where stories live. Discover now