Cenazeden sonra tam bir hafta geçmişti. Babamın evinde kalıyordum. Yani sadece uyuyordum bir haftadır. Ne yemek yiyordum ne de dışarı çıkıyordum. Duş almak dışında yataktan kalktığımda söylenemezdi aslında. Evi bile dolaşmamıştım daha. Aslında buraya ev demek haksızlık olurdu. Hayatımda ilk defa böyle bir yer görüyordum. Herşey kusursuzdu.
4 katlı bütün eşyaların siyah olduğu bir ev düşünün ? Veya bir saray yavrusu ? Hah tam da ondan bahsediyorum.
Teyzeme Türkiye'de kalmak istediğimi söylemiştim. O da İngiltere'deki işlerini tamamlamak için geri dönmüştü.
Uyanalı yarım saat falan olmuştu ama hala yatakta dönüp duruyordum. Birden telefonum çalmaya başladı. Ekrana baktığımda babamın avukatının aradığını gördüm. Ahh tabi ya nasıl unutmuştum. Babam ölmeden önce holding hariç herşeyi bana bırakmıştı. Holdinginde yarı hissesi benimdi. Ama 18 yaşımda olmadığımdan teyzeme vekalet vermek zorundaydım.
-Alo
+Günaydın masal hanım
-Günaydın
+Ben şu vekalet işlemleri için aramıştım ama müsaitmiydiniz?
-Evet, tabi
+Peki öyleyse. Şimdi öncelikle ben herşeyi hazırladım sadece teyzeniz ve sizin imzanız gerekiyor. Ondan sonra 18 yaşınıza kadar işlerle sizin yerinize teyzeniz ilgilenicek
-Teyzem İngiltereden geldiğinde imzalarız
+Peki efendim
-Ya ben şey diycektim. Babamın şu okulu. Ben kaydımı oraya aldırmak istiyorum
+Tabiki. Ben hallederim. Eğer isterseniz bugün beraber okula gidebiliriz. Hem kayıt işlemlerini hallederiz hemde siz okulun yerini öğrenmiş olursunuz efendim
-Ahh çok iyi olur. Ben bir saate hazır olurum
+Peki efendim bir saat sonra kapıdayım iyi günler
-İyi günler
Telefonu kapatıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda çok yorgun gözüktüğümü farkettim. Bir duş alsam fena olmazdı.
10 dakkada duş alıp hazırlanmaya başladım. Dizime kadar gelen siyah çoraplar, kısa kot şort ve üstüme siyah bir t-short ahh evet süper. Belime kadar olan düz sarı saçlarımı da taradıktan sonra kırmızı sırt çantamı alıp içine cüzdanımı ve bir kaç ıvır zıvır daha attım. Çantamla aynı renk olan vanslarımı da giydikten sonra telefonumu alarak aynanın karşısına geçtim. Evet harika gözüküyordum.
Saate baktım. Avukatın gelmesine 10 dk vardı. Aşağıya inip mutfağa girdim. Bir haftadır su içmek dışında mutfaktan yediğim veya içtiğim hiçbir şey yoktu. Türkiye'ye geldim geleli alışverişte yapmamıştım. Anlıycağınız yiyebileceğim bir şey yoktu. Neyse okulun kantininden bir şeyler alırdım artık sonra da güzel bir alışveriş yapardım. Birden telefonum çalmaya başladı. Arayan avukattı.
-Alo
+Ben geldim efendim. Aşağıda sizi bekliyorum.
-Tamam iniyorum.
Telefonu kapatıp aşağıya indim. Beni görünce hemen inip kapıyı açtı. Uzun süre hiç konuşmadan yolları izledim. Birden sorduğu soruyla irkilip ona döndüm.
+Bir şey sorabilir miyim?
-Tabiki?
+Türkçeyi nasıl öğrendiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Masalı
RomanceHerşey bu kadar zormu olmalıydı onun için? Herkes gibi sıradan rahat bir hayatı olması niye bu kadar zordu? Zaten hayatın en acı yüzünü doğduğu gün öğrenmişti. Annesi doğumdan bir kaç saat sonra ölmüş, babası ise doğduğunda bir kere bile görmeye gel...
