26

1.6K 167 27
                                    

- kim jungwoo

karşılıklı oturuyorduk, son üç gündür sık sık yaptığımız gibi. bacaklarını kendine çekip çenesini dizlerine yaslamış, büyük dikkatle beni izliyordu. utandığım için çok sık gözlerimi kaçırıyordum ve bu kıkırdamasına neden oluyordu. sırf gülmesi için bazen bilerek bunu yaptığım bile oluyordu çünkü daha çok gülmesini istiyordum. o güçlü bir çocuktu ve öyle olmaya devam etmeliydi.

"ameliyatın için en kısa sürede doktorla konuşalım, bir an önce iyileşmelisin."

"bir an önce iyileşeyim de git, değil mi?" derken hafifçe sırıtmıştı.

gözlerimi devirdim. "saçmalama. sadece, gün geçtikçe daha kötü oluyorsun. kaybedecek zamanımız yok."

"teşekkürler, moral verdin."

kaşlarımı çatıp bakışlarımı çevirdim ve cevap vermemeyi tercih ettim.

kısa bir sürenin ardından tekrar gözlerimiz buluştuğunda dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim kısaca. hemen ardından gözlerim başındaki peruğa kaydığında, yavaşça yutkundum ve oturduğum yerde ona doğru yaklaştım. ellerimi yukarı doğru  kaldırmışken, dirseklerimden yakaladı ve durdurdu. huzursuzca "yapma." diye mırıldandığında yüzümü buruşturup ellerinden kurtuldum ve peruğu tutup yavaşça çektim.

dudaklarımda buruk bir tebessüm peydah etti. yine güzel görünüyordu.

ilk baktığınızda, 'SAÇLARI OLAMADAN O BİR HİÇ' diyeceğiniz bu çocuk, şimdi bile çok güzeldi ve onu izlerken sessizce iç çekişimi engelleyememiştim.

ben bir şey diyemeden, kapı aralandı ve doktoru içeri adımladı. gözleri elindeki dosyadaydı ve ciddi bir şekilde bir şeyler yazıp altını çiziyordu.

"değerlerin gittikçe düşüyor Yukhei."

böyle sert bir giriş beklemediğimden şok içinde bakakaldım. nasıl bu kadar duygusuz ve ani bir şekilde kötü haber verebiliyordu?

"ben,"

gözlerimiz buluştu. ne diyeceğini anlamıştım. güven verircesine gülümseyip ortamızda kalan elini tuttum.

"...ameliyat olmaya karar verdim." diye tamamladı cümlesini.

doktor şaşkın bir şekilde başını dosyadan kaldırdı. gözlerinden geçen parıltıları gördüm ve sandığım kadar duygusuz biri olmadığını farkettim. sevinmiş görünüyordu.

"senin adına sevindim evlat. olabildiğince erkene almaya çalışacağım. hatta en geç yarın diyebilirim. yalınlarına haber versen iyi edersin."

odadan çıkan doktorun ardından birkaç saniye daha bakıp ona döndüm. boş gözlerle yatağa bakıyordu ama dudaklarında minik bir tebessüm vardı. beklemeden kolundan tutup kendime çektim ve sarıldım.

"her şey iyi olacak."

doktorun odadan çıkmasının ardından geçen iki saat ve odaya dalan hemşireler...

"Wong Yukhei? ameliyatınız akşam sabah 8'de gerçekleşecektir. 6 gibi sizi hazırlamak için burada oluruz."

distances || luwooWhere stories live. Discover now