29

1.5K 168 141
                                    

"hayır!"

Jungwoo kan ter içinde, sıçrayarak uyandığında aniden dönen başıyla duraksadı. parmakları şakaklarına giderken bir yandan da sorgulayan gözlerle etrafındaki odaya bakmıştı. küçük bir hastane odasıydı. her taraf bembeyaz, içerisi ilaç kokuyordu. kolundaki seruma kısaca göz atıp hemen yanımdaki sandalyede uyuyan Jae'ye döndü.
yanaklarında taptaze duran gözyaşlarını silip burnunu çekti. yorgun bedenini geri yatıracakken, aniden gözlerinin önünde düşen görüntülerle nefesi kesildi, gözleri tekrar dolup hıçkırıkları boğazına dizildi ve hızlıca ayağa kalktı. burada olmamalıydı.

Jae de onun irkilerek uyanıp ve serumunu sökmeye çalışan arkadaşını görünce öne atılıp ellerini yakalamıştı. "ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"o-onun ölmediğini doktorlara s-söylemem lazım hyu-ng,"

gözleri şokla aralanan çocuk kısa bir süre bekledi. ardından sakince "kimin ölmediğini? neyden bahsediyorsun sen?" diye konuştu.

Jungwoo titreyen elleriyle kapıyı işaret edip silmesine rağmen ısrarla akan gözyaşlarıyla "Y-yukhei..." diye mırıldandığında Jae gözlerini arkadaşının terlemiş saç diplerinde gezdirip olayı yeni anlamış gibi sırıttı.

"kimse ölmedi zaten Woo, kabus görmüşsün."

"n-ne?"

"Yukhei iki saat önce çıktı ameliyattan, birkaç güne uyanır dediler."

Jungwoo büyük bir hızla odadan çıkıp etrafına bakınırken arkadaşının arkasından "koridorun sonundaki yoğun bakım ünitesinde." diye seslendiğini duydu. adımlarını o tarafa yönlendirdi.

duvarın büyük kısmını kaplayan camın önünde geldiğinde içeride gördüğü manzarayla bacaklarının titrediğini hissetti. ellerini ağzına bastırırken yüreğine sular serpildiğini hissetmişti.

buruk bir tebessümle başını cama yasladı, beyaz çarşaflar arasında uzanan çocuğu izlemeye başladı.

tam olarak dört gün bitmişti. odaya henüz kimseyi almıyorlardı. Yukhei bebek gibi uyumaya devam ediyordu.

Jungwoo yine camdan onu izlemeye devam ederken, çocuğun ellerinde gördüğü minik hareketlerle irkilerek dikeldi. iki avcunu birden cama yaslarken yüksek sesle "uyanıyor!" diye konuştu.
Jae'nin de haber vermesiyle doktorlar içeri doluşurken, yaklaşık yarım saat sonra etraf sakinleşmiş ve hemşirelerden biri çok yormamak şartıyla sıra sıra içeri girebileceklerini söylemişti.

Jungwoo, diğerlerinin de desteğiyle içeri ilk adımı attığında gözleri direk küçüğün gözleriyle buluştu. Yukhei bitkin bir şekilde yatıyor ama bir yandan zorlukla da olsa tebessüm ediyordu.

"tanrım! çok korktum " diye konuştu Jungwoo dolan gözlerini kırpıştırırken.

"...beni bırakacaksın diye çok korktum."

Yukhei elleri arasındaki elleri sıktı. "daha yeni kavuşmuşken mi?"

Jungwoo gözyaşları arasında gülümsedi,
Yukhei doya doya izledi.

distances || luwooWhere stories live. Discover now