+5

2.3K 273 328
                                    

"Ben Park Jimin. Seninle tanışmak istiyorum."

Jungkook'un şaşkın ifadesi yüzüne yansımıştı, cevap vermeden önce.

"Bir şey soracağım. Bipolar mısın?"

"Hayır. Terazi burcu olabilirim, ama bipolar değilim."

Sesli bir 'hah' çekti.

"Hayır mı? Çok değil bir kaç saat önce karşıma geçmiş bağırıyordun. Şimdi ise gelmiş, tanışmak istediğini söylüyorsun. Benimle oyun mu oynuyorsun?"

Jimin ifadesini artık ciddileştirmişti.

"Haklısın. Oradan bakınca tuhaf durduğunun farkındayım. Ama inan ki kötü bir amacım yok. Bugün yanına gelip, sesimi yükseltmem ve öyle bir tepki vermem normal değil biliyorum. Sana bunun nedenini anlatmak isterdim. Hoş, anlatsam da bana inanmayacaksın. Samimiyetime güvenmeni rica ediyorum, seninle tanışmak istiyorum."

Jungkook, gerginlikten kasılan damarlarının, hafif kırışmış alnının ve çatılmış kaşlarının gevşediğini hissetti.

"Neden? Neden tanışmak istiyorsun?" Bir kaç saniye düşündükten sonra konuşmasına devam etmişti. "İnsanlar bizi yan yana görürlerse eğer, o gün salonda yaşananlardan sonra sevgili olduğumuzu veya flörtleştiğimizi düşünüp yanlış anlayabilir. Böyle bir yanlış anlaşılmanın getireceği yükü omuzlamayı kabullenipte, neden benimle tanışmak istiyorsun?"

"Çünkü, sen özelsin."

"Ne?"

"Şu an bunu sana açıklayamam, ama özelsin."

Jimin'i baştan aşşağı süzdü.

"Acaba.. Gay misin?"

"Cidden.. benim provalara dönmem gerekiyor. Çıkışta eğer istersen zaman geçirebiliriz. Hoşçakal."

Ardından cevap bile beklemeden lavobodan çıkmıştı.

Yirmi dakikadır hiç bir şekilde konuşmamışlardı ve ölüm sessizliğinin hakim olduğu bir masada oturuyorlardı. Seokjin ortamdan rahatsız olmuştu ve artık bir diyalog başlatması gerektiğine karar verdi. Konuşmaya başlamadan önce boğazını temizledi.

"İsmin ne?"

Masadaki desenleri inceleyen yüzünü Seokjin'e kaldırmıştı. Fazla bekletmeden cevap verdi.

"Taehyung, Kim Taehyung."

"Hoş bir isim. Soyadlarımız da aynıymış."

"Biliyorum, teşekkürler." Mini minnacık bir tebessüm eşliğinde söyledikten iki saniye sonra pişman olmuştu, ama artık çok geçti.

"Nereden biliyorsun?" Şaşkın gözlerini normale çevirdi ve evrenin ışığı, güneşi bile kıskandıran gülümsemesini yüzüne yerleştirerek devam etti. "Yoksa beni stalkluyor musun?"

"Ne? Ah hayır. Hayır. Jimin'in telefonunda, açtığınız grupta görmüştüm ismini." Durumu toparlamaya çalışarak yapabildiğince doğallık katarak konuşmuştu.

"Anladım."

Sessizlik tekrar ortamı ele geçirdi. Geçen bir iki dakikanın daha ardından tekrardan ilk konuşan Seokjin olmuştu.

"Sanırım artık kalkmamız gerekiyor. Öğrencilerin provasının bitmesine az kaldı. Zaten, pek sohbetimize de doyum olmadı." Sonlara doğru gülümsemesini yine de eksik etmemişti.

"Ah, haklısın kalkalım. Bugün için kusura bakma. Senin yanındayken konuşmayı unutuyorum sanırım."

"Ne?"

Solitude • Jikook+Taejin (Askıda)Where stories live. Discover now