43) HAYRETLER İÇİNDE

835 109 4
                                    

Selamlaarr.. ponçiklerim umarım beğenir ve bunu uygulamalı gösterirsiniz gfdklghfd
sefiyorum sizi ❤️
İYİ OKUMALAR...

O günü geride bıraktığımızın üçüncü haftasında her şey normale dönmeye başlamıştı. Geçen üç haftanın üç yıldan bir farkı yoktu. Hiçbir şekilde o güne dair tek bir kelime edilmemişti. Kimse o günü hatırlamak istemiyor haliyle bahsini açmak istemiyorduk.

Cansu'nun tüm yaşam enerjisini sömüren o günün ardından hiçbir şey olmamış gibi davranmak bize de zor gelir olmuştu. Hala kulaklarımda yankılanan "Katilsin sen, katil!" Diye hastaneyi inletip Cansu'nun o anda tüm güç maskesini düşüren Ceren'e lanetler ediyordum.

Arkadaşım, kardeşim gözlerimin önünde hiç olmadığı psikolojiye bürünmüştü. 'Katilim' diyerek sayıklaması ise bizi çileden çıkarmaya yetmişti daha fazla boş durmamış günden güne kötüye giden hali için destek almasını sağlamıştık. Biz yetememiştik elimizden geleni yapmış olsak dahi yetersiz kalmıştık.

Cansu da hiç itiraz etmeden kabul etmişti belki de bu vesileyle bizden uzaklaşmak onun daha iyi düşünmesini sağlayacaktı. Bize karşı ailesine karşı kendini suçluyordu. Kendinden lanetli diyerek bahsediyordu. Büyük bir mahcuplukla utana sıkıla karşımıza geçmişti ve bizden zaman istemişti. Yalnız kalamaya kendini toparlamaya ihtiyacı olduğunu söylemişti. Karşı çıkacaktım ancak Mete beni durdurmuştu.

Cansu'ya istediğini yapmasında özgür olduğunu söyleyerek göz göre göre bizden gitmesini izlememize neden olmuştu. Korktuğum buydu bizden uzaklaşması ve yapmıştı da uzaklaşıyordu bizden gidiyordu. İyi düşünmeme neden olan bir diğer husus ise iyi olacağını biliyordum. Ne olursa olsun gücünü elden bırakmayacaktı. Tökezlemek herkeste olan bir şeydi lakin önemli olan ayağa kalkmak değil miydi? Cansu kalkacaktı. Bizden gidişini mükemmel dönerek telafi edecekti.

Zaman dediğimiz kavram neydi ki? Su bile zamanla yarışıyor olsaydı eğer mağlup gelebilirdi. Öylesine hızlıydı ki sömestr tatilini bitirmiş son iki gün kalmıştı. Bense ufak bir kaçamakla annemlerin yanına gelmiştim. Planlı olmayıp babamın ısrarlarıyla bu fırsatı değerlendirmem gerektiği bir hayli fazla vurgu yapılınca gitmem gerektiğini anlamıştım ve gelmiştim çabucak geçen zamanda dönüş vaktim de gelmişti.

Birçok kez sorgulamama neden olan gelişim içler acısıydı. Babam sürekli olarak ortaklarıyla beni tanıştırma uğraşına girmişti. Bu benim ne işime yarayacak diye düşünüp durmuş olsam dahi babamı mutlu görmek ses çıkarmadan direktiflerine uymamı sağlamıştı. O ve annem benimle tamamlandıklarını söyleyip durmaları üzerinde sürekli mutluluklarını dillendiriyorlardı.

Geldiğimden bugüne gizemli patron sıfatıyla geziniyordum hele ki şirkette babamın genç yaşlı fark etmeksizin ortakları dahi bunu söylediğinde artık kanıksamıştım. Evet, buraya geldiğimde babam ilk iş beni şirkette özenle hazırlattığı odama götürmüştü ve gidene kadar burada olmamda sakınca olmadığını söylemiş düşüncesinden taviz vermemişti. Körelip körelmediğimi anlamak içinde beni toplantıya dahil etmesiyle bir çok yerde söz hakkı verip düşüncelerimi sorduktan sonra. Hala körelmediğimi anlayarak son noktayı koymuştu.

Şimdi benim için hazırlanan odada gözlerimi gezdiriyordum nasıl olurda yıllardır bu odada bulunuyormuşum hissine kapılmıştım anlamıyordum. Olmuştu babam bunu da yapmıştı. Lakin atladığı bir şey vardı ki benim bu oda da ve koltuk da gözüm yoktu. Olmamıştı. Sürekli bu odada tıkılmak beni sıkıyordu ve şirketi keşfe çıkıyordum.

Çalışanların ilgi odağı olduğumdan gördüklerinde gizli patron ile başlayan fısıltılar kulağıma çarpmıyor değildi. Babamların odasının bulunduğu katta ilerlemeye devam ederken bana doğru gelen Bay ukala John uzaktan selam vermiş şimdi yanıma gelmişti. Bana ukala gelen tavırları babamın iş alanında oldukça başarılı buldukları bu adamı övgüden alıkoymalarına engel olmuyordu.

Benim UğrumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin