Can Borcu: 19. Bölüm

268 17 6
                                    

Bölüm şarkısı:Sleeping With Sirens-All My heart

 

Vapur en sonunda Kadıköy Sahile ulaşınca indik. Alican bizi görmek için Kadıköy’e gelmişti. Masaların birinde oturan Alican’ı gördüm. O da beni gördü. Sonra ağzı ‘o’ harfi şeklini aldı ve gözleri de gözlük camlarına yapışabilirmiş gibi yerlerinden fırladı. Şimdi bir şey anlamadınız, biliyorum. En iyisi şunu 2 gün önceye saralım.

Çağrı beni öptüğünde ben de karşılık vermeye başladım. Kesinlikle istemsiz olarak oldu! Sonra ondan ayrıldım. Gözlerimin içine bakmaya başladı. Yüzünde muzipçe bir gülümseme vardı.

‘’Neden karşılık verdin?’’ diye sordu. Daha ben bile bunun cevabını bilmiyordum.

O an en yapılmayacak hareketi yaptım. Sağ omzuna hafif bir yumruk atıp ‘’EBE!’’ dedim ve kaçmaya başladım. Yokuş aşağı koşarsam kesinlikle bir yerimi kırarım diye şu büyük bayrak direğinin oraya koştum. Arkama baktığımda Çağrı peşimden koşuyordu. Direğin arka kısmına gittim ama Çağrı ters yönden gelerek omuzlarımla dirseklerimin arasında olan yerleri tuttu. Yani kolum işte ne uzatıyorsam.

Tek kaşını kaldırıp konuşmaya başladı. Tek kaşını en son kaldıramıyordu bu çocuk ama ya!

‘’Yakalandın!’’ dedi.

‘’Bana ne! Hile yaptın! Hep hile yapıyorsun zaten!’’ dedim ben de.

‘’Her neyse! Şimdi soruma cevap ver.’’

‘’Hangi soru? Ben bir soru filan hatırlamıyorum.’’  dedim ve kollarımı kurtarmaya çalıştım. Ama çok sıkı tutuyordu, hayvan.

‘’Neden karşılık verdin?’’ dedi tekrar. Sabrı taştı taşacak gibi duruyordu. Aman bana ne! Taşsın! Yüzüne mal mal bakmaya başladım. Beni salladı.

‘’Cevap vermeni bekleyebilirim.’’ dedi. Amanın! Çok emin konuşuyor valla! Ama inat değil mi? Evet, inat!

‘’Pekala. Şimdi seni tekrar öpeceğim.’’ dedi. Aa! Tekrar öpecek!

‘’Eğer sen de beni öpersen bunu evet olarak kabul edeceğim.’’ dedi.

‘’Neyi evet olarak kabul edeceksin?’’ diye sordum. Çok zekiyim.

‘’Cevabını bildiğin soruları sorma.’’ dedi yumuşacık sesle. Bana yaklaşmaya başladı. Sonra tekrar öptü. Ben de yeter bu kadar naz dedim.

Tatilin son 2 gününü Çağrı’nın kıskanç halleriyle geçirdim. Az kalsın tişörtle yüzecektim ya!

Şimdi Çağrı ile el ele vapurdan indik ve Alican’ın yanına gittik. Bu yüzden şaşırdı bu çocuk yani.

Yanına gidince Çağrı sandalyemi çekti ben de oturdum. Alican karşımda oturuyordu, Çağrı da yanımda.

Alican’nın yüzü gevşedi ve gülmeye başladı. Çocuk haklı! Ben olsam ben de gülerdim.

‘’Biliyordum!’’ dedi. Kaşlarımı çattım ve kolumu göğsümde birleştirdim.

‘’Neyi biliyordun?’’ dedim.

‘’Bir gün birlikte olacağınız tabii. Çağrı artık şu taşınma işini ciddiye al derim.’’ dedi ve sırıtmaya devam etti. Ne taşınması bu?

‘’Nereye taşınıyorsunuz Alican?’’ diye sordum.

‘’Kadıköy’e.’’ dedi. Kaşlarımı kaldırdım ve Çağrı’ya baktım. Onun yüzünde de anlamamış duygusu vardı. Alican biz konuşmayınca Çağrı’ya döndü.

Can BorcuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin