9.BÖLÜM

3.3K 200 55
                                    

Utanç neydi?

Bu utanç denen şey Mehir'in bedenini istila etmiş bütün kanı yüzünde toplanmasına neden olmuştu. Hem kocasına hem kaynanasına rezil olmuştu. Elleriyle örttüğü yüzüne ara ara homurdanışı eşlik ediyordu.

Fatma hanım kendini gülmekten kurtardıktan sonra gelinini savunmaya geçti.

"Şş uğraşma gelinimle."

Ellerini yüzünden çekmiş kendini savunan kaynanasına teşekkür gülücüklerini göndermişti.

"Aman hemen sahiplen. İki gülmeyelim şurada"

"Savunurum tabi evladım o da benim."

"Ben neyim ana çöptenmi buldunuz beni. Doğru söyleyin bak vallaha üzülmeyecem"

Ellerini göğüsüne vurarak yalandan yakınmıştı Bora.

"Hayır kapıya bırakmışlardı seni kardeşim bizde el mahkûm almak zorunda kaldık."

Sonunda suskunluğunu bozabilmişti Yiğit. Mehir bakışlarını kocası üzerine kaydırmış çok nadir rastladığı tabessümünü seyrediyordu. Bu tebessüm ona bakanları içine çekiyor. Saniyeler içinde bi insanı gülüşüyle kendine bağlayabilirdi. Kim bilir kaç kız bu tebessümü yakalamak için gözlerini ayırmıyorlardı Yiğit'den. Keza zaten dikkat çekiciliği yüzünden yine insanların bakası geliyor, kızları ağına düşürüyordu.

"Hahaha. Gıdıklada güleyim ya"

Umursamaz tavırla abisine verdiği cevap Yiğit'in kahkaha atmasına sebep olmuştu. Ta ki Mehir'in onu izlediğini fark edene kadar. O kadar dikkatli bakıyordu ki bakışlarında ne nefret vardı ne öfke hissiz soğuk ve derin bakıyordu.

Uzun süre göz göze kaldıklarını anladığında yine utançla çekti gözlerini Mehir. Bu gün bu kadar çok utanmak gerçekten iyi değildi.

"Yemek yedinizmi oğlum"

Fatma hanımın konuyu değiştirmesiyle herkes ciddileşmiş bu sorunun cevabını Yiğit vermişti.

"Yedik ana. Yorgunum ben hadi size iyi oturmalar"

Dudaklarını annesinin alnı ile buluşturduktan sonra odadan çıktı.

"Hadi kızım kocanı yanlız bırakma bak birşeye ihtiyacı varmı"

Fatma hanımı onlayıp hayırlı geceler dileklerini söyledikten sonra ağır adımlarla odaya doğru gitti. Sabahki tepkisinden korktuğu için yaklaşmak istemiyordu. Yine aynı tepkiden korktuğu için odaya girmesini bekledi merdivenlerden çıkmak için. Sert kapı sesini duyduktan sonra oflaya oflaya merdivenleri çıktı. Odanın kapısına geldiğimde açıp açmamakta tereddüt etse de başka şansı olmadığını bildiği için girmek zorundaydı.

Takım elbisesinin ceketi kapının önüne hoyratça fırlatılmış, gömlek ve pantolonu banyo kapısına çıkarılmıştı. Banyodan gelen su sesleri banyoda olduğunu işaret ediyordu. Odanın dağınıklığına göz dezdirdiğinde Yiğit'in ne kadar dağanık biri olduğunu fark etti. Ayağının ucundaki duran ceketi eğilerek aldığında yoğun gelen kadın parfümü ile duraksadı. Yanlış düşündüğünü sanarak elerinde tuttuğu ceketi burnuna götürdü.

Hayır! Hayır! Yanlış falan düşünmüyordu. Bu.... bu düpedüz bayan parfümü idi. Hızla banyo kapısına ilerleyip gömleğide eline aldı. hiç tereddür etmeden burnuna götürdü. Aynı koku...

Ceketti aynı koku gömlektede vardı. Banyo kapısı açıldığında alev topuna dönmüş gözlerini yeşillere sabitledi. Şuan Yiğit'in sadece belinde olan havluyu düşünemeyecek kadar sinirlenmişti. Bu asla gururuna yediremeyeceği bir konuydu. Bu kendine yapılan büyük bir hakaretti!

MEHİR -yazımı Durduruldu-Where stories live. Discover now