4. Bölüm

347 12 0
                                    

Eylül Bulut'un kaleminden,

İlk günden müdür (namı değer çilli horoz veya çirkin ördek) beni çağırıyo. Bakalım ne çıkacak?

-Gir.

Kapıyı açtığımda müdürün yanında nur topu gibi bir çocuk vardı.

-Eylül. Bu genç okula yeni geldi. İsmi Ateş. Senden ona okulu gezdirmeni istiyorum.
-Cezam bu mu hocam?
-Ceza mı ne cezası? Ben seni bunun için çağırdım. Ama ceza istiyorsan ceza verebilirim.
-Aman aman hocam hiç gerek varmı. Ben Ateş'i gezdiririm.
-Harika çıkabilirsiniz.
-Çıkmak mı? Hocam daha yrni tanıştık.
-Kızım odamdan çıkabilirsiniz.
-Öyle desenize hocam.
-Eylül.
-Efendim.
-Çıksak mı?
-Olur.

Odadan çıktık. Mallığım yine devreye girdi.

-Önce nereyi gezelim?
-Dersten sonra gezsek?
-Tabi nasıl istersen.

Sınıfa girdik. Ama yerimi Berk kapmış. Ne yani ben şimdi yeni çocukla mı oturucam?
-Hocam Berk yerime oturmuş.
-Kızım lise sondasın hala 1. sınıf çocukları gibi senin yerin benim yerim mi yapıyorsun?
-Ama hocam.
-Boş sıraya otur dersimi bölüyorsun.
-Peki hocam.
-Hadi Eylül sen Ateş'in yanına otur.
-Pisliksin sen. İyiki ayrılmışız.
-Ben de bunu düzeltmeye çalışıyorum ya.
-Asla düzelmicek bu Berk.
-Asla asla deme güzelim.
-Artık çok geç.
-Bana geri gelicen Eylül.
-He Berk tamam tamam.
-Yapma şunu.
-Hıhı aynen tamam tamam.
-Yemekte görürsün.

Çantamı Berk'in oturduğu sıradan aldım ve Ateş'in oturduğu yerin yanındaki askılığa astım. Ardından saate baktım. Saat 08:40'tı. Veee 3...2...1... Zil çalar. Artık Ateş'e okulu gezdirebilirim.

-Eveeet nereden başlayalım?
-Sen nereden başlayalım dersen.
-Ben katinden başlayalım diyorum.
-Bende olur diyorum.

Koşar adımlarla merdivenden inmeye başladık. İnerken Itır beni durdurdu.

-Şşt Eylül. Berkten başka erkeklerin peşinden koşmak içinmi ayrıldın?
-Kim kuyruğunu kıstırdı Itır? Yine herkese saldırmaya başlamışsın.
-Kim kimin kuyruğunu kıstırcak görücez.
-Hadi canım işine.
-Eylül sinirimi bozuyorsun.
-Tamirciye götür güzelim.

Ateş aşağıya indi galiba. 2şerli 3erli merdivenlerden inerken birden kendimi Ateş'in üstünde buldum. O sırada haneye çilli horoz geldi.

-Öhöm öhöm. Okulu gezdirmeyi bıraktın mı Eylül?
-Yok hocam tam gezdiriyodum ayağım takıldı.
-Ateş bey sevdiniz mi okulu?
-Tam geziyorduk Eylül üstüme düştü.
-Peki neden hala yerdesiniz? Siz okulu böyle mi geziyorsunuz?
-Amca sadece üzerime düştü.
-AMCA MI!!??
-Eylül okulu gezmeye devam etsek mi?
-Böyle iyiydi ama.
-Nasıl yani?
-Bunu dışımdan mı söyledim?
-Biraz.
-Lanet olsun.
-Hadi Eylül hadi.
-Tamam bea ne bağırıyorsun?

O sırada Can ve Su geldi. Şimdi sçtm.

-Ooo... Kanki hayırdır bu ne hal?
-Yanlış anlamayın ayağım takıldı.
-Su bak Eylül'ün AYAĞI TAKILMIŞ.
-Biz biliriz o ayağım takıldıları.
-Can yürüyün gidin işinize.
-Sen yeni eniştemizsin galiba.
-Ne eniştesi ya?
-Sevgili değil misiniz?
-Daha ilk günden mi?
-Kıvırmayın işte öylesiniz.
-Şimdi değil ama belki sonra değil mi Eylül?
-Ne? Cidden okulun ilk günü bunu mu düşünüyorsunuz? 3'ünüz kanser sebebim olucaksınız. Biriniz müdüre amca der, biriniz enişte naber der, biriniz diğerine laf atar. Cengiz belkide beni anlayan tek kişi.
-Selam KUZEN.
-Kerem!
-Kerem abi nerde?
-Güldürme beni ne abisi?
-Bakıyorum özlememişsin beni.
-Bir bu eksikti neden geldin?
-Okulumu ziyarete gelemez miyim?
-OKULUMU derken?
-Sevgili 12B öğrencileri, ben müdürünüz Aslan Gece. Hepiniz odama gelin hemen.
-Yürü kuzen müdür seni çağırıyo.
-Blablabla...
-Konuşmayı bırakıp yürümeye ne dersiniz?
-Olur.
-Bende geliyorum bakalım Aslan hoca ne diyecek?
-Aman eksik kal.

DÜŞMAN ÇETELERWhere stories live. Discover now