BİR YAZI, BİR KİTAP, BİR DÜNYA

MANTIK MI? AŞK MI?

Aşk deyince aklımıza ilk gelen ne. Karşı cinse duyulan bir ilgi mi? Aşkı bu manada düşünmek onun dünyasına aykırıdır. Aşk, sözün poetikayla kesiştiği noktada filizlenir. Aşırı isteklerin gerçekleşmeme durumudur. Yaşamla bir savaş halidir. Sahip olamadığımız olgunun elimizden kayıp gitme olasılığının korkusudur. Düşüncelerimizi tutsak eden, amaçsal hareketlerimizin tutku noktasına vardığı zirvedir. Cemal Süreya, '' Aşk yanlı ve ilkel bir duygudur.'' Der ve evlenince aşkın biteceğini ileri sürer.

Peki aşk sadece bir insana karşı yapılan bir eylem mi? Tabi ki hayır. Sahibi olmadığımız bir yazarın, bizim olmayan bir kitabın en güzel pasajındaki betimlemelerine karşı duyulan ilgidir belki de. Ya da Nietzche'yi okurken kendimizi ve düşüncelerimizi farklı boyutlara getiren, Nietzche'nin kaleminden çıkan sözcüklere duyulan hazdır. Aşk, yaşamda elde edemediklerimiz için tutkuyla girdiğimiz çetin bir savaş muharebesidir.

Mantık; doğru, akla uygun düşünme yetisi ve yoludur. Post Endüstriyel Toplumun en çok kullanılan malzemesidir. Aristotales'in; Özdeşlik ilkesi, Çelişmezlik ilkesi ve Üçüncü durumun olanaksızlığı ilkesi olarak ele aldığı üç ilke üzerine kurulan bir olgudur. Mantık, duygudan arındırılmış düşünme sanatıdır. Hayatın düzeni için gerekli yapı taş, ama her durumda kullanılmaması gereken kilit taş tır. Hayatımızın her noktasında mantığımızı kullandığımızı düşünelim. Sizce nasıl olur? Dostoyevski, '' Hayatı ve her şeyi mantıkla yaşamak sizce de sıkıcı değil mi?'' der.

Mantık ve istekler... Bazı isteklerimiz mantık doğrultusunda olabildiği gibi bazı isteklerimiz mantık dışı olabilmektedir. Bazen dünyanın en saçma isteği bizim için çok önemli ve vazgeçilmez bir tema haline gelmektedir. Dolayısıyla isteklerimizin mantığımızı bir süreliğine taca attığına şahit oluruz.

Mantık mı? Aşk mı? Paradoksuna bakalım. Hepimiz birer Homo Sapiens olarak, doğumla ölüm arasında olan süreçte varız. İsteklerimizle, istemediklerimizle; Aşkımızla, nefretimizle; Sevgimizle, saygımızla; Mantığımızla, mantıksızlığımızla en önemlisi de mantıkla aşkın evrilmesi noktasında varız. Eksik ve yarım kalan duyguları tamamlamak isteyen bedenlerimiz için aşk ta gerekli mantıkta. İkisinin ortak noktası da.