~17~

2.5K 202 8
                                    

"Duygu'ya bir şey mi oldu?" dedim titreyerek. Buse sadece yönünü mezarlığın girişine çevirdi ve yavaş yavaş ilerledi. Peşinden gittim.

Çok huzursuz hissediyordum. Buse en son bir mezarlığın önünde durdu. İşte o beyaz mezar taşı.

Duygu Özcan. Doğum tarihi ve benim telefonu bulduğum tarih. O gün telefonu bankta bıraktığı gün ölmüştü. F mi öldürmüştü? Anonim aşk hikayesi sandığım şey aslında bir cinayet miydi? Bir delil bulabilelim diye telefonu orada mı bırakmıştı?

Toprağının üzerinde fazlasıyla çiçek vardı. Buse aşağıya çömeldi ve çiçekleri düzeltti. Yanağından akan göz yaşlarını eliyle siliyordu. Hiçbir şey soramıyordum. Cevapları duymaya hazır değilim.

"Hadi gidelim. Birisi başımızın açık olduğunu görürse taşlayabilir." diye elimden tutup yürüdü. Boynum yine de oraya dönük kalmıştı. Ben aslında yaşamını bitiren birinin telefonunu, yaşamını bitirdiği dakikalarda almışım. Polise teslim etmediğim için gerçekten çok pişman hissediyordum ve içimden ağlamak geliyordu.

Mezarlıktan çıkıp uzaklaştık. Titreyen sesimle "Duygu nasıl..." diyebilmiştim sadece.

"Araba çarptı." dedi boğuk sesiyle.

Bir banka doğru ilerledik ve oturduk. Buse başını öne eğmişti. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Benim de gözlerim dolmuştu istemsizce. Kendini toparladı iç çekerek sonra

"Sonra kaçtı orospu çocuğu." dedi sinirle.

"Bulamadılar mı?"

"Araba zaten kiralıkmış ve sahip ölmüş. Yani kimin çarptığını bulamadılar. Duygu yolda son nefesini vermedi zaten. Önce komaya girdi sonra.." devamını getiremedi.

"Duygu'nun yanında birisi var mıydı?"

Buse başını döndürdü hızla ve dümdüz gözlerimin içine baktı. Ürkmüştüm.

"Sen bir şeyler mi biliyorsun?"

Yutkundum.

"En son.."

"Mesajları okudun. Kimdi o?"

Buse'nin F'ten haberi yoktu.

"İnan bilmiyorum. Sen biliyor musun?"

"Kamera görüntülerinde araba çarptıktan hemen sonra koşarak birisi başında ağlıyor ve ben o kişiyi cenazede de gördüm. Ama kim olduğunu bilemedim."

"Telefonda sadece F ile konuştuğunu biliyorum. En son telefonu bankta bulduğum yerde buluşmuşlar ama o zamana kadar hiç buluşmamıştılar. F platonikti ve saklanıyordu. İsmini bile öğrenemedim." diye cebimden telefonu çıkarıp alması için uzattım.

Telefonu aldı ve açıp hemen galeriye girdi.

"Burda bir sürü fotoğraf vardı. Silinmiş."

"Ne fotoğrafı?"

"Bilmiyorum. Bakmama izin vermezdi. Ahmet biliyordu."

"Ahmet?" diye sordum.

"Duygu'nun yapışık arkadaşı. Ben Duygunun ana okul arkadaşıyım. Ahmet kadar sıkı olmasa bile..."

Biraz telefonu kurcaladıktan sonra ayağa kalktı, ben de kalktım. Kollarını yanına salmıştı. Yüzüme bakıyordu.

Sarıldı. Kollarımla karşılık verdim. Daha duygusal hissediyordum.

"Az önceki şımarıklığımı affet. Mental sağlamlığımı kaybettim."

"Anlıyorum. Sorun değil. Başınız sağ olsun." dedim.

"Teşekkür ederim."

Buse gidecek yeri olduğunu söyleyip gitmişti. Ben ise boşluğa düşmüştüm. Nasıl hissedeceğimi bilmiyordum. Parka yeniden girip biraz dolaştım.

Kayıp Telefon || TextingWhere stories live. Discover now