Çaresizlikten Doğan İntikam..

410 82 430
                                    

İnsanlar neden sürekli güler? Mutlu oldukları için mi ? Yoksa, üzüntülerini gülüşleriyle kapatmak için mi ? Şimdi mutluyuz belki de .. Peki ya yarın? Yarının garantisi var mı?
Şimdi diyeceksiniz 18 yaşında bir genç kız ne yaşamış olabilir ki.? Ama insanı olgunlaştıran yaşı değil yaşadıklarıdır.

Uçurumun kenarında 'Ne yapmam?, Nasıl hareket etmem?' gerektiğini düşünürken zihnimden milyonlarca düşünce geçiyordu. Bugüne kadar hep ailemin arkasına saklandım. Cesaret edemezdim ki , insanların karşısına geçmeye . Çok az arkadaşım vardı zaten.

Ailem?

Onlara ne olmuştu? Ölmüşlerdi değil mi?
Beni, kızlarını bırakıp gitmişlerdi . Artık eve geldiğimde kapımı açan bir annem, günümün nasıl geçtiğini soran bir babam olmayacaktı.

Peki ben ne yapıyordum?

5 gündür bu uçurumun kenarında 'Ne yapacağımı?' düşünüyordum.

Ailemi?

Kendimi?

Annem ve babam beni görseler bu şekilde olmasını istemezlerdi değil mi?
Babamın hayallerindeki gibi başarılı bir genç kız olacaktım. Annemin dediği gibi herkesin korktuğu,sözünü esirgemeyen bir ALİSYA SAYAR..
Yerden hızlı bir şekilde kalktım. Yeterdi artık bu kadar düşündüğüm. Babamın
18. yaş günümde aldığı arabama bindim. Eve doğru sürmeye başladım. 2 gün sonra okullar açılıyordu. Artık kendimi toparlamalıydım. Eğer okula gideceğimi düşünüyorsanız oldukça haklısınız. Tabiki okula gideceğim ve ailemin dediği gibi nasıl güçlü bir kız olduğumu göstereceğim.

Eve geldiğimde arabayı park edip anahtarımla eve girdim. Acı bir tebessüm bıraktım yeryüzüne.. Trafik kazasıydı ailemin ölüm sebebi. Ama sonradan arabanın frenlerinin tutmadığını, kasıtlı yapıldığını öğrenmiştim.
Trafik kazalarından nefret ediyordum.
Kuzenim Lidya'yı da 2 yıl önce trafik kazasıyla kaybetmiştim. Şimdi olsaydı 20 yaşında olacaktı. Öz ablam gibiydi. Yine koruyacaktı beni.

Babam, hatrı sayılır zengin, başarılı bir iş adamıydı. Kendi emekleriyle küçücük bir dükkanı kocaman bir tekstil şirketine dönüştürmüştü.

Annem, ünlü bir moda tasarımcısıydı. Babamla da bu şekilde tanışmışlardı zaten. Hep en zor zamanlarında destek çıkmıştı babama.

Kapıda dikilmeyi bıraktım. Odama doğru adımladım. Soğuk bir duşa ihtiyacım vardı. Duşumu aldıktan sonra üzerimi değiştirdim. Annem ve babamın yatak odasına girdim. Onların harmanlanmış kokusu sardı dört bir yanımı. Yataklarının üzerine kıvrıldım. Kokularını içime çektim.

Unutmak istemezmiş gibi...

Daha fazla üstümdeki yorgunluğu kaldıramadım. Ve 5 gün sonra kendimi ilk defa uykunun soğuk ama kendine mıknatıs gibi çeken kollarına bıraktım.

Sabah normal insanlar gibi Güneş ışığının gözümü kamaştırmasıyla değil de odadaki ikilinin sesleriyle uyandım.

"Uyuyor. Söylemesek mi acaba?"
Neyi söyleyecekler ki?
"Eğer söylemezsek ve kendisi öğrenirse bizi buradan Ukrayna'ya kadar kovalar. Ulan kesin sinirden deliye dönecek."
Haydaa ne bu benden sakladıkları?
"Peki o zaman uyanmasını bekleyelim."

"Ne bu söyleyemediğiniz şey??" dedim ve yatakta doğruldum. İkisi birbirine bakıp 'Sen söyle' bakışı attılar.

"Ya hadi söyleyin artık sinirleniyorum."dediğimde canım,balım,çiçeğim ve en çok da böceğim söze başladı.
Ama sinir krizine girecek kadar etkili olan o sözlerine.......
___________________________________________
Evet!! İlk bölüm ve 420 kelime oldu. Normalde baya az yazacaktım ama burda bitirmek istedim . İlk hikayem. Umarım beğenilir. Çok güzel düşüncelerim var çünkü. Biraz da gerçek hayattan,çevremden esinleneceğim. Neyse umarım okunması olur. Bir sonraki bölümü atabilirim . Çünkü eğer okunmazsa silmeyi düşünüyorum.. Çok konuştum. Ha son olarak eğer kitap tutulursa daha uzun bölüm yazarım.

ACIMASIZIN KİMSESİZ ŞEYTANI #Wattys2019   [ASKIYA ALINDI!]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن