13| bunlara kanmam

3.2K 380 56
                                    

Size K-drama yazıyorum, buyrun.
Snow Patrol- Chasing Cars

Yürüdük, sıcak birer bardak kahve içtik, birbirimizi izledik ve çok az konuştuk.

İlk randevum böyle geçti.

Bana en az üçüncü randevuda öpüşebileceğimizi söyledi, ilerleyen zamanlarda da sevgili olmamız için teklif edecekmiş. En azından planları buydu, benim ona ilişkiyle ilgili sorduğum sorular üzerine sevgili olmamız gerektiğini düşünmüştü çünkü belliydi ki önünde sonunda onu sevecektim. Eh, ben onu seversem onun da sadece benden hoşlanmayla yetinmemesi gerekiyordu, yine de bunu ona söylemedim. Bana aşık olursa eğer nasıl hissederdim, o nasıl hissederdi, bilmiyordum. Hayır, beni sevecek miydi ki?

Beni eve bıraktı ve elbette randevuda olmanın getirdiği sorumluluklara uyarak el ele tutuşmuştuk bütün buluşma boyunca, gitmeden yanağımdan öptü, ona gülümsedim ve el salladım.

Eh.

Kıyaslayabileceğim başka bir randevu denemem olmadığı için şu ana kadarkilerin en iyisi buydu diyebilirdim.

"Hyung, bir sorunumuz var."

Ben kapattığım kapının ardında aptal gibi sırıtırken Jimin bütün 'an'ın içine etti, en azından modumu düşürdü ve beni endişelendirdi. Jimin ile sahip olabileceğimiz ortak sorunlar mutlaka ev ile alakalı olmalıydı.

"Ev kirasını ödeyemiyorum, parayı yatırdığımız hesap kapanmış."

Birkaç gün içinde çözülemeyecek bir sorunsa evden atılmamıza neden olabilirdi. O yüzden kısmen ciddiydi, salona doğru ilerlerken cebimden telefonu çıkardım. Ev sahibiyle ben konuşurdum ama para işleri Jimin'deydi. Taehyung öylesine bir koltukta oturuyordu ve bacaklarını sehpaya uzatmıştı. Onun bacakları üzerinden atladım.

"İyi günler, bayım." Telefonum cevaplandığında hemen konuşmaya başladım. "Biz kirayı yatıramıyoruz da... Bundan haberiniz var mı? Yani banka hesabında-"

"Ha, evet." Adam sözümü kestiğinde karşımda bana kocaman gözlerle bakan Jimin'e döndüm. "Binayı satın aldı birisi," dedi. "Artık ev sahibiniz ben değilim, aslında kiracılarla şu ana kadar konuşulmuş olması gerekiyordu. Size kimse gelmedi mi?"

Kaşlarımı çattım.

"Hayır?"

"Oysaki bir hafta oldu neredeyse... İlginç... Zaten yeni ev sahibini ben de görmedim, asistanı geldi, vekilmiş. Tapu işlerini falan da o yaptı zaten. Neydi adamın adı... Woo Kyunghwa? Sanırım."

"A-Anladım."

Boşta olan elimi bir şeylere tutunmak üzere havada salladım. Başım dönüyordu sanki, en azından dünya ayaklarımın altından kayıyordu. Buna emindim.

"Teşekkür ederim," dedim, boğazım kurumuştu. "Teşekkürler." Ne diyeceğimi bilemeden telefonu kapattım, şimdi ne olacaktı?

"Hyung? Ne oldu?" Jimin bana doğru bir adım attı. "Kötü bir haber mi?"

Bilmem. Kötü mü? Asistan Woo babamın vekiliydi, evet, ama böyle bir şeye gerek var mıydı gerçekten? Buna kanmayacağımı bilmeleri gerekirdi, sonuçta içinde milyonlar olan bir hesabım vardı. İstiyor olsaydım çoktan ben satın alırdım zaten burayı. Onların parası zehirliydi.

"Artık kira ödemeyeceğiz, Jiminie." Sadece bu işin içinde ben olsam sıkıntı değildi, sonuna kadar inat edebilirdim ve ortalığı ayağa kaldırırdım ama Jimin evin masraflarına yetişmek için geceyi gündüze katıyordu. Onun biraz rahatlayacağını düşündüm, belki çalışmak zorunda bile kalmazdı.

Lilac Wine |yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin