Dönüşüm Zamanı Geliyor!

66.1K 3.4K 210
                                    

Bu sefer okul çıkışı okulun bahçesinde oturmaya karar verdik. Bahçede otururken Luke birden saçlarıma baktı ve

"Cidden hızlı değişim geçiriyorsun."

Bende Luke' un baktı yöne yani saçıma dikkatle bakmaya başladım. Eskiden çok az kısmı sarıydı. Ama şimdi saçımım yüzde yirmi beşi sararmıştı. Luke' a baktım. ve

"Nasıl yani sen daha yavaş bir dönüşüm sürecimi geçirdin."

"Evet."

"Ben neden bukadar hızlı dönüşüm geçiriyorum."

"Unutma sen bizden farklı bir türsün."

"Unutmadım."

David

"biz hızlı değişim gösteririz."

Layla

"Evet. Biz hemen hemen kırksekiz saatte değişiriz."

Ben

"İyide ben bu değişimi babamdan nasıl saklıycam."

Luke

"Benim bir fikrim var."

Sam

"Neymiş o?"

Luke

"Sacının rengi tam değişene kadar babasının yanında şapkayla gezsin. Tam değişirsede desinki 'Saçımı bir kısmı sarı diye herkez alay ediyodu bende her yerini sarıya boyattım."

Ben luke sen salakmısın der gibi bakışlarım hepsini güldürdü.

Luke

"İyi sen bilirsin. Bak başının çaresine."

"Bakarım."

Sonra ordan kalktım. Eve doğru yürürken. Ne desem diye düşündüm.  Hiç birşey bulamadım.

Eve girdim. China koltukta oturuyordu. Onunla tartışmaya girdik. Ne desek ne yapsak konuşurken babam içeri girdi. Benim bu halimi görünce tuhaftuhaf baktı ve

"Bu halin ne?"

Diyecek hiç birşey bulamadım. China durumu kurtarmaya çalışarak

"Ergenlikten dolayı. Ergenliği hızlı geçiriyo."

Babam koltuğa otururken

"İyide bukadar hızlıda olamaz. Bi doktora git."

Ben

"Gittim zaten. Bu gün."

China ekleme yaptı.

"Evet ben götürdüm. Doktor önemli birşey olmadığını söyledi. Bazı gençler böyle hızlı değişim gösteriyormuş. Yani göz renginin griden maviye dönmesi ve saç renginin değişmesi."

Babam

"Eminmisiniz. Bana söylemediğinoz bişey yok değil mi?"

İkimiz aynı anda

"Hayır kesinlikle yok."

"İyi! Öyleyse bencede sorun yok."
China bana zafer kazanmış gibi bir bakış attı. Bence saçmaladığımızı düşünüyordum. Bukadar saçma yalan olamazdı.

Akşam yemeğini yedik. Ondan sonra odama gittim. Biraz kitapları kurcalarken. Kan kokusu aldım. İlk önce iğrenç geldi. Sonra birden susadığımı hissettim. Ardından bu his gecti. Bir iki dakika sonra China içeri girdi.
"Baban parmağını kesti. Onla ilgileniyordum. Seninle konuşmak için geldim."
"Demek hissettiğim o kan kokusu babama aitti."
"Hissettin mi?"
"Evet bir iki saniyelik bişeydi."
"Olamaz sen cidden çok hızlı değişim gösteriyorsun."
"Ciddin mi?"
"Luke beni aradı senden bahsetti. Ben babanla konuştum ikna ettim. Seni kamp yapmaya götürmek istediklerini söyledim. Biliyorsun yarın doğum günün. Bende sana süpriz yapacaklarını falan söyledim. Akşam seni Layla ve Luke gelip alıcak."
"Aa! Yarın doğum günüm değil mi? Hiç hatırlamıyodum. Ama artık önemi olmayacak sanırım."
"Olucak! Hadi eşyalarını hazırlayalım." Sonra yatağın alından küçük bir valiz çıkarttı ve tekrar bana dönerek
"Haa! Bu arada Luke' un anneside dönmüş. Onların evinde kalacaksın. O da sen dönüşürken sakin olmana yardım edecektir."
"Luke' un annesi mi? Keşke sen olsaydın yanımda!"
"Çok isterdim ama olmaz. Banada saldırabilirsin dönüştüğünde. Sana zarar veremem. Layla ve David onlarda olmayacaklar." Benim yere dalmış gözlerimi farkedince "Heyecanlımısın?"
"China! Ben korkuyorum. Neler olacağını bilmiyorum."
China bana sarıldı kulağıma eğilerek
"Korkacak bişey yok. Sen güçlü kızsın. Senin dönüşümünden bir ya da iki gün sonra bende gelicem. sana ders vermem gerekiyor. Yoksa uzun süre yaşayamazsın. Büyü yapman lazım."
"Evet biliyorum. Layla bahsetti."
Sonra bir haftalık giyebileceğim şeyler hazırladık. 
Aşağıya indik. Televizyon karşısında oturduk ve sohbet ettik.
Sonra zil çaldı. China açtı. Luke ve Layla gelmişti. Bende hemen eşyalarımı aldım ve evden çıkıp arabaya bindik.
Luke'ların evine gittik. İçeri girerken Luke valizimi elimden aldı. İçeri girdiğimde uzun boylu siyah saçlı güzel bir kadınla gözgöze geldim.
Luke' un annesi olduğunu anlamam geç olmadı. Çünkü çok benziyorlardı.
"Merhaba tatlım. Hoşgeldin!"
"Merhaba efendim!"
"Lütfen Emma de!" Bana gülümsedi ve "İçeri geçin."
Diğerleri içerdeydi. Bizde onların yanına oturduk. Ama fazladan biri daha vardı. PETER! Ben luke' a şaşırmış bir şekilde baktım. O da
"Korkma! Hem bunu halan istedi. Oda benim gibi doğuştan vampir olduğu için sana yardımı olabileceğini düşünmüş."
"Ama o iyi biri olduğuna hani emin değildiniz."
"Evet. Ben hala emin değilim. Ama halan aynen şöyle söyledi 'Ben büyü güçlerimi kullanarak onunniyetini anlayabilirim. Ve öylede yaptım. Ondan korkmayın. Artık sadece sizinle arkadaş olmak istiyor.' işte bukadar" eliyle bana oturmamı işaret etti. Bende oturdum.
Emma geldi. Yanıma oturdu. Kolyeyi görünce
"O kolyeyi görmüştüm. Başka bir kadındaydı."
"Siz.. siz yani annemi gördünüz mü?"
"O senin annenmiydi."
"Büyük ihtimalle. Bu kolyeden sadece onda vardı. Oda şimdi bende. Peki nerde ve nezaman gördünüz?"
"Çok eski değil. 18 yıl önce falandı sanırım. Ormanda hızla koşuyodu çarpıştık. Benden özür diledi. O an kolyesi dikkatimi çekmişti. Sonra gitti. Güzel ve kibar bir bayandı."
Luke
"Anne Lily annesini hiç görmedi."
"Ah! Özür dilerim."
Ben
"Önemli değil. Sadece nasıl biri olduğunu merak ediyorum."
Emma
"Birgün onu göreceksin eminim." Bana sıcacık bir gülümseme ile baktı. Sonra hepsi yine bana bakıyordu.
James
"İşte artık saçının %50 si sarardı. Haa ama sana yakışmıyoda değil. Çok güzel görünüyor. Yarı siyah yarı sarı. " sonra pispis sırıttı.
Layla
"Biz sana yiyecek bişeyler aldık. Biz burda olmuyacağımız için acıkırsan yersin diye getirdik."
Sonra Davidin elini hareket ettirmesiyle Kavada iki üç poşet uçtu ve yanıma çok sakin bir şekilde indi. Sonra Emma
"Siz oturun. Benim işlerim var. "
Sam Layla'yı kolundan tuttu ve kapıdan çıktılar. Sanırım onunla yürümek istiyordu. James'de Peterin yanına geçti. Kendini yalnız hissetmesin diye öyle yaptığını düşünüyorum.
james peterin boynuna elini atarak
"Hey bukadar sessiz olursan boynunu koparırım."
Peter
"Neden ki?"
"Çünkü beni sevmediğini düşünürüm!"
Hepimiz gülüyorduk. Peter sadece tebessüm etti ve james konuşmaya devam  etti.
"Nedem güldün!"
"Beni erkekleri seme gibi bir hobim yok kusura bakma."
James gülmemek için kendini zor tuttu. Ama oyununu sürdürdü.
"Demek beni gerçekten sevmiyorsun. Sorun değil. Bende erkekleri sevmiyorum. Bende beni sevecek bir kız bulurum."
Peter
"İyi sorun değil. Hiç darılmam." Yine kahkahalara boğulduk.
Sam ve Layla içeri girdi. Bana bakarak
"Lily biz gitmek zorundayız. Sam burda durmamızın tehlikeli olduğunu söylüyor."
"Hayır. Kimseye zarar vermek istemiyorum. Bende gitmenizi istiyorum." Bana sarıldı.
"Bol şans!"
Sonra david ve laylayı bırakmak için samda onlarla birlikte evden çıktılar. James ise hala peterle uğraşıyordu. Emma geldi. Petere bakarak
"Sanada oda yaptım. Artık bizimle burda kalabilirsin. Tek kalmana gerek yok."
Peter
"Teşekkürler emma!"
"Ònemli değil. James gidip petere odasını gösterirmisin?"
James
"İyide o bemi sevmediğini söylüyo."
Emma ona tuhaf tuhaf bakınca petere bakarak
"Gel benimle."
Onlar gidince emmada koltuklardan birine oturdu. Benim gözlerim birden luke'a kaydı. Sanki onu istemiyo gibiydi.
Emma da Luke'a bakarak
"Tamam. Artık sende ona güvenmelisin. Bukadar sinirlenmene gerek yok." Luke emmaya sinirli sinirli baktı be bahçeye giden  kapıdan çıktı. Emma bana bakarak
"Sana Luke 'un odasını hazırladım. Bu gece sen orda yat."
"Aslında ben burda koltukta yatsam. O dalar bana korkutucu geliyorda."
"Sen bilirsin canım. Dur ben sana yastık ve üstüne örtebileceğin birşey getireyim. " Çok hızlı gidip gelmişti. Aslında bu duruma alışmıştım. Etrafında bukadar vampir olunca alışmamak mümkün değildi. Sonra bana bakarak
"Ben bu gece olmuycam avlanmam lazım sabah sen dönüşüm geçirmeden gelirim. İyi geceler tatlım." beni öptü ve kapıdan çıktı.
Ben gece yatarken sam kapıdan girdi. Beni fark edince
"sen hala uyumadınmı?"
"Hayır"
Sonra bişey demedi ve yukarıya çıktı. Saat üç olmuştu hala döndüm döndüm uyuyamadım. Kendimi oturur pozsyona getirdim. Sonra bahçedeki luke' u fark ettim. Onun yanına doğru yürüdüm. Bahçedeki banklardan birinde oturuyordu. Arkası bana dönük olmasına rağmen beni fark etti.
"Sen uyuyamıyorsun değil mi?"
"Hayır!"
"Bende ilk önce öyle hissettim."
Yanına geçtim oturdum. Ona bakıyordum. O ise ileriye doğru boşboş bakıyordu. Çok sinirli görünüyordu. Bende
"Bence ona bir şans vermelisin. Belki iyi biridir."
Oda artık bana bakıyordu. "Tamam deniyeceğim." Sonra bana bakışları tuhaflaştı. Korkuyor gibiydi. İki eliyle kafamı sabitledi ve
"İnanılmaz göz rengin birden kırmızı oldu ve sonra sarıya döndü."
"Şuan sarı mı?" Ona biraz çekinerek baktım. Birden iki eliyle başımı tutup yakından incelemesi hem utandırdı hemde tuhaf geldi.
O da benim bu halimi fark edince yavaşça ellerini çekerek.
"Özür dilerim. İlginç geldiği için öyle davrandım. Sanırım daha kibar olmalıydım."
"Tamam. Sorun değil."
Luke
"Bukadar hızlı bir dönüşüme şahit olmamdım."

~Bölüm Sonu~

Arkadaşlar epey uzun bir bölüm olduğunu düşünüyorum. İnşallah beğenirsiniz. :)

Bir VAMPIRE Aşık Olmak!Where stories live. Discover now