1. BÖLÜM

169 61 40
                                    

Siz uyurken etrafınızda yaşanan ve yapılanları bilseydiniz hayatınızda hiçbir anlam olmadan amaçsızca yaşadığınızı anlardınız. İnsanı hayatta tutup anlamlı bir hayat yaşamasını sağlayan görevi ve elde etmek istediği sonuçtur...
RÜYA...
"Sevgide bir büyü müydü bedelini bu kadar ağır ödedik? Belkide haklıydın bizim birlikte olmamız kabul edilemez. Ama söyler misin bana, o zaman neydi senin benimle ilgili gördüğün rüyalar ve şeytanın bizi bir araya getirmesinin nedeni? Peki bana açıklar mısın tüm bu çabalarımız vazgeçmek için miydi? Eşlerin sonsuza kadar birlikte olmaları gerektiğini bilirken neden o zaman benimle evlendin?"

Rüzgar gözünlerinin önüne düşen siyah bukleli saçlarını uçururken çaresizlikle bana bakıyordu. Bakışları kalbimi yoğun bir acıyla paramparça etse de konuşmaya devam ettim. "Bizi ayırmak için görevlendirilen o kadar tanrı ve melek varken birlikte olamayız. Bir çok kuralı çiğnedin kahininle birlikte oldun bunun sonucunda ne olacağının farkında değil gibi konuşmayı bırak artık!" dedim.

"Gözlerinde yanan ateşi gördüm, bana her şeyin yoluna gireceğini söyler gibi gülümsüyordu. Ben Şeytan'ın oğluyum Alev, biz bir çok zorluğu aştık, babam her şeye rağmen bizim yanımızda olacaktır. Bunları da aşacağız, söz veriyorum."demişti ve aynı zamanda Ellerimi sıkı sıkı tutuyordu. Gözleri alev alev yanarken gözlerinde bizi gördüm.

"Peki ama artık dünyada yaşayamam biliyorsun değil mi? Ne yapacaksın? Ben ölümlüyüm öldüğümde ne olacak? Yeniden yaşamayı hak etmek kolay değildir bunu sende biliyorsun." dememle Gözlerini kıstı. Onun anlamlı konuşmasının yanında benim söylediklerim fazla çocukça kalıyordu.

"Alev yeniden bu dünyaya dönmeyeceğiz ki, dönsek bile döndüğümüzde insan olmayacaksın."

"Nasıl şeytan mı olacağım?"

"İstersen... Sana seni sevdiğimi söyledikten sonra dediklerimi hatırlıyor musun?"dedikten sonra yeniden gözlerini kısmış beni izliyordu.

"Tabii ki, hatırlıyorum." Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Yumuşak ve dolgun dudakları dokunduğu yerde yanma hissi bırakırdı onun. Şimdiyse alıştığım o hoş sıcaklık olmuştu hissettiğim yanma duygusu.

"Gel benimle cehenneme...
Sonsuza kadar sev beni.
Belki imkansızız senle ben,
Olsun sen bana sarıl yeter...

Bu sefer cevabın ne olacak?"

Her an akmaya hazır olan göz yaşlarımla ona sıkıca sarıldım...

Sevdiğin için ne kadar ileri gitmeyi göze alabilirsin? Onun için kendinden vazgeçer misin mesela? Yoksa şöyle düşünenlerden misin sende; ben öldükten sonra sevgime ne olacak? Ama gerçek sevgi onun için ölmeyi göze alabilmektir. Ölmek ondan vazgeçmek değildir, asla onu bırakmak değildir gerçek sevgi. Ölüm asla bir veda değildir sevenler hep birlikte olurlar... Önemli olan ona ne kadar bağlı olduğundur. Birbirine bağlı çiftleri hiçbir varlık ayıramaz...

Uyandığımda rüyamın da verdiği hisle birlikte onun gelişinin hayatımı değiştireceğini düşünmeye başladım. Hiçbir şey boş ve anlamsız değildir. Rüyalar insanı gelecekte olacak şeylere dair uyarır. Peki bu rüya ondan uzak durmamı mı yoksa endişeye düşmememi mi anlatıyor bana? Bu olayların gidişine bağlı olacak gibi. Sanırım beklemeliyim. 'Sen hiç ay ışığında şeytanla dans ettin mi?' Sözün kime ait olduğunu hatırlamıyorum ama anlaşılan yakında edeceğim. Belki de zaman geçen kadar müzik dinleyebilirim. Telefonumu elime aldıktan birkaç dakika sonra bilmeyen bir numaradan mesaj geldi. 'Sensiz nefes alamazken nasıl benden yaşamamı beklersin?' Anlaşılan biri şaka yapıyor ama ne yazık ki herkimse oyun oynayacak zamanım yok evi hazırlamam gerek akşamki tapınım için...

ŞEYTAN'IN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin