•Geç Kalmak•

9.4K 350 18
                                    

Anıl, Ant isimli mekana girdiğinde piste uğramadan kırmızı loş ışıklı koridora yürüdü. Koridorun sağında kalan kapıdan girdi. Melih orada oturuyordu.

Tuna'nın babası masada oturuyor ve ellerini başının arasına almış gözlerini kapatıp düşünüyordu. Gürültüyle açılan kapı dikkatini çekti. Gözgöze geldiği adam bugün konuştuğu kızın abisi, oğlunun ölümüne sebep olan kişiydi. Anıl'la kısa bir bakışma yaşadılar.

Anıl hızla masaya yaklaştı ve gür sesini kullandı.

"Demir nerede!?"

"Onu kurtarmaya çalışma." dedi Melih rahat bir tavırla. Ama aslında bu kadar rahat değildi. Kızın ölmesini istememişti. Kızın o konuşmasından ve güçlü duruşundan sonra hiç istememişti. Nedenini bilmiyordu.

"Kız kardeşimin bu işle hiçbir alakası yok!"

"Bunu herkes biliyor zaten." dedi Melih başını ovarken.

"Kız kardeşin dahil herkes biliyor."

"Ona söylediniz mi?" diye gürledi bu sefer.

"Oğlumu öldürdüğünü mü? Evet söyledik."

Anıl'ın sinirle yüzü geriliyordu. Kız kardeşi hakkında ne düşünüyordu kim bilir? Ama olayı bir de onun ağzından dinlemesi gerekiyordu.

"Kardeşimi verin. Bana ne yaparsanız yapın."

Melih başını iki yana salladı.

"Alin de senin kadar fedakardı. Hatta belki daha fazla."

Anıl delirmek üzereydi. Adamın bu rahatlığı onu iyice öfkelendiriyordu. Kız kardeşi tehlike altındayken bu rahatlık onun bedenine tersti.

"Ona dokunmayın!"

"Anlamıyorsun..." dedi Melih çekmeceden çıkardığı telefonun galerisindeki fotoğrafın birini açarak.

"Alin sizin için ölmeyi tercih etti."

Telefonu Anıl'ın önüne uzattı. Anıl eğilip fotoğrafa baktığında kız kardeşini gördüğü için panikleyip telefonu eline aldı. Yüzünde telaşlı bir ifade vardı. Çünkü fotoğrafta kız kardeşi arabanın arka koltuğunda yatıyordu. Bir an gördüğü şeyin cansız bir beden olduğunu düşündü ama bunu hemen sildi kafasından.

Hem ne demişti o adam? Kardeşi kendisi için mi ölmek istiyordu? Kendi kendine utanmıştı bu sefer. Kardeşi onun için ölüme gidiyordu. Alin buna razıydı.

"Bu onun meselesi değil." dedi Anıl.

"Bu benim meselem de değil."

Anıl bunu duyduğuna şaşırmıştı. Kız kardeşinin ölümüne bu adam karar vermiş olmalıydı. Ne demekti şimdi bu?

"Her şeyi Demir kendi yaptı. Noyan ya da Okan'ı bekliyordum. Ama o Alin'i bulmuş. Kardeşe karşılık kardeş, Anıl. Yanlış kapıdasın."

Anıl duyduklarıyla küçük çaplı bir şok yaşadı. Ne diyeceğini bilemedi. Sinirden köpürüyordu.

"Aynı zamanda yanlış zamandasın. Büyük ihtimalle şu an öldü."

TEHDİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin