0.2 Muhabir mi Oyuncu mu?

1K 95 19
                                    


" Günaydın millet! " dedim ofise girerken. Fakat girdiğimde neşem şaşkınlığa dönmüştü. " Bu haliniz de ne?! " dedim gülerek.

  Baekhyun siyah şapka giymiş ve de güneş gözlüğü takmıştı. Chanyeol da onun gibi gözlük takıyordu, ek olarak maskesi vardı.

" Bu ikisi tam bir aptal. " dedi Yixing. " Sanki Aşçılık oynamaya gidiyorlar.

" Aşçılık? " demiştik Chanyeol ile aynı anda. Gülüp " Öyle mi dedim? Ajancılık olacaktı. " dedi. Gülüşüne bizde karşılık verdik. (Y/N: Korece de 2 kelimenin birbirine benzeyip benzemediğine dair en ufak bir fikrim yok kdmwşxçdşc)

" Hadi gidelim. " dedi Baekhyun. Kamerasını çantaya koymuştu. Çekim yapmak zor olursa diye mini kamerasını da almıştı.

" Güzel haberlerinizi bekliyoruz. " dedi Jongdae.

  Jongdae ve Minseok ofiste kalacaktı. Ben şirkete girip Oh Sehun'un vakti olup olmadığını, şirketten çıkıp çıkmadığını öğrenmeye çalışacaktım. Diğerleri ise bulduğumuz kafede oturacaktı.

  Şirkete girdiğimde hayran kalmıştım. Oldukça büyük ve eğlenceli bir ofisti. Danışmanın arkasındaki panoda bir sürü çalışanın fotoğrafı vardı. Oyun programlayan bir şirkete göre normaldi bu atmosfer.

" İyi günler size nasıl yardımcı olabilirim? " Danışmadaki kadının sesi ile gözlerimi resimlerden ayırdım.

" Vay canına Sehun gerçekten iyi bir iş çıkartmış. Mükemmel bir şirket. Aile gibiyiz dediğinde ona inanmamıştım. Ne de olsa her şirket öyle der. Ama Sehun gerçekten haklıymış. " dedim resimlere bakarken. Evde biraz çalışmıştım görevime. Çünkü bu benim son görevim olabilirdi. 1 haftamız vardı. Başarılı olmak zorundayım!

" Oh Sehun'un arkadaşı mısınız? " dediğinde gülerek kızın gözlerine baktım.

" Ah..üzgünüm bir anda kendi kendime konuşmaya başladım. Kanada'da tanışmıştık. " Kız böyle bir sürüyü görmüş gibi taviz vermemişti.

" Sanırım onu görmeye geldiniz. "

" Evet. "

" Randevunuz var mıydı? "

" Randevu alsam sürprizimin ne anlamı kalırdı hanımefendi? " Ara sıra korecemi kaydırıyor, sanki uzun zamandır konuşmuyor gibi hatalar yapıyordum.

" Üzgünüm sizi randevusuz içeri alamam. "

" Pekala o zaman onu arayın ve Kanada'dan misafiri olduğunu söyleyin. " dediğimde kız telefonunu alıp bir numara çevirdi.

" Merhaba Bayan Kim. Oh Sehun'a bağlayabilir misiniz? Ah demek öyle... Pekala teşekkürler. " dedi ve telefonu kapadı. " Üzgünüm, Oh Sehun şirketten çıkmış. " Bingo!

" Öyle mi? Ev adresini de bilmiyorum. Ne yapmalıyım? " dedim kendi kendime konuşurcasına. " Peki nereye gittiğini biliyor musunuz? Öğle paydosu sanırım bir yerlerde kahve içmeye gitmiş olabilir mi? " dediğimde kadın tereddüt edercesine bana baktı. " Hanımefendi lütfen yardımcı olun, uçağım bu gece. Gitmeden onu görmek istiyorum. O benim ilk aşkım. Anlarsınız umarım beni. " Fazla mı ileri gitmiştim?

" Pekala. Buraya yakın Han Kafe adında bir kafe var. Oraya gitmiş. "

" Ah size minnettarım. Umarım sırrımız aramızda kalır. " dedim ve çantamdan bir çikolata çıkardım. Bunu kendime saklıyordum ama eğer kız ağzından bir şeyler kaçırırsa benim için kötü olabilirdi. Çikolata oldukça pahalıydı ve bana ofisten hediye gelmişti. " Lütfen bunu kabul edin. Her kadın çikolatayı aşk kadar sever. " dedim gülümseyerek. Kadında benim gibi gülüp hediyeyi aldığında rahatlamıştım.

  Şirketten çıkarken hemen Chanyeol'u aradım. " Ben kesinlikle oyuncu olmalıymışım Chanyeol! "

" Ne? "

" Oh Sehun, Han Kafe'ye gitmiş! "

" Vay canına bu kadarını öğrenebilceğini düşünmemiştim! O zaman biz bu kafeden kalkıp oraya gidelim. "

" Tamam bende geliyorum. " dedim ve telefonumdan konum araması yaptım.

·MAGAZİN· ГOh Sehun Fanfic Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt