twenty oneゃ Beni sevdiğini biliyorum

407 48 14
                                    

Vişne çürüğü renkli nevresimin içinde yatmış, gözlerimi tavana dikerek düşünmemeye çalışıyordum. Fakat bu bana hiç yardımcı olmuyordu. Düşünceler bir yılan gibi zihnime kayarken onları durdurabilecek hiçbir şeyim yoktu.

O gün toplantı salonunda tahtanın önünde duran erkek silüeti bana derinden gelen sesiyle "Yakında senin için bir sürprizim olacak Jennie." demişti. Her şey o kadar kısa bir anda gerçekleşmişti ki ne olduğunu anlayamamıştım. Ben normal koşullarda beni etkileyebilecek kadar erkeksi bir sesin bana ilettiği mesajı anlayamadan sesin sahibi, salonun diğer kapısından çıkarak yanımdan ayrılmıştı. Anı tekrar yaşıyormuşun gibi kalbim çarpmaya başladığında gözlerimi sıkıca kapattım.

Bir şeyi düşünmemek için en iyi yol bu değildi. Bir şeyi düşünmemek istiyorsam kalkıp kendimi meşgul etmeliydim. Öyle yorulmalıydım ki düşünmek için haracayacak enerjim kalmamalıydı. Gözlerimi açarak ince yorganı üzerimden atıp ayaklarımı yataktan aşağıya sallandırdım. Geceliğimi çıkarıp yatağımın üzerine attıktan sonra odamın içinde bir duvarı boydan boya kaplayan dolaba doğru ilerledim. Dolabın sağ tarafına ilerleyip koşu için birkaç parça kıyafet çıkaracağım sırada odamın kapısı açıldı. Elimde tuttuğum basit bir tişörtü göğsüme bastırarak kapıya doğru döndüğümde Taeyong'u gördüm.

"Sen buraya nasıl girdin?"
Ona endişe, korku ve şüpheyle dolu bir bakış atarken içinde bulunduğum durumdan utanarak tişörtü kendime biraz daha bastırdım.

"Kapıdan." Taeyong alaycı cevabını alaycı bir gülümseme ile taçlandırırken ona arkamı dönerek elimdeki tişörtü hızla çıplaklığımın üzerine geçirdim. Tişortün içinde kalan saçlarımı dışarıya çıkarırken bu sefer "Seni içeri kim aldı?" diye sordum hiddetle.

Dolaptaki raftan aceleyle bir pantolon çektim ve onu bacaklarıma geçirirken Taeyong'a baktım. Yatağımın üzerine oturmuş ve ellerini önünde birleştirmişti. Anlam veremediğim garip bir bakışla benim telaşlı hareketlerimi izliyordu.

"Annen." dedi kısaca ve sonra "Biliyor musun? Jisoo varken annen beni bu eve hiç almazdı. Jisoo ile arkadaşlığımız hep bu evin dışında sürdü." dedi.

Kelimeleri bana acı vermekten çok beni rahatsız etmişti. Buraya Jisoo ile olan arkadaşlığından bahsetmeye mi gelmişti? Öfkem algılama yetimin önüne geçmeden hemen önce Taeyong'a doğru ilerledim. Onu buradan kovmak üzere ağzımı açtığımda söylediği üç kelimelik cümle beni olduğum yere çiviledi.

"Beni sevdiğini biliyorum."

Homework | JenyongWhere stories live. Discover now