61~

8.2K 508 289
                                    

Hellüğ
...

Deniz yerde sımsıkı sarılıp beni koklamaya başladı. Hayır hayır öyle romantik bi şekilde değil bildiğiniz köpek gibi koklamaya başladı çocuk.

"Deniz yerden kalksak mı annecim?"

"Hayır hayatta bırakmam gidersin!" Dedi çocuk gibi sinirle.

SENİN AĞIZINI YÜZÜNÜ BURNUNU GÖZÜNÜ MINCIRIRIM ÇOCUK.

"Gitmem,koltuğa oturalım hadi!"dedim kollarından çıkmaya çalışarak.

"Olmaz hem çok güzel kokuyorsun gitme." Birden şokla kalakaldım.

"Deniz." Birden daha fazla sıkıp kafamı boynuna gömünce sesim kesildi.

Oğlum bu içti ben içmedim benim başım dönüyor ya

İçki ve parfüm kokusunun karıştığı penyesinin kokusu boğmaya başladı. Elini tuttum. "Hadi kalk." Dedim. Kapının oradaki Musa'ya kaş göz yapıp el birliğiyle bunu yerden kaldırıp koltuğa oturttum.

"Şunun elini tut ben sansın seni kahve yapıp geleceğim." Diyip Musa'ya denizin elini tutturdum ve hızla kalktım koltuktan.

Şşşt az önce olanlardan dolayı şu anda beynime ulaşılamıyor.

Kahve yapmak için suyu açtığımda içeriden Musa'nın çığlık attığını duydum. Suyu kapatıp içeri seslendim. "Ne oluyor be?"

"Bu beni öpmeye çalışıyor üstüme çıktı kurtar beni." Diye çığlık attı.

ay tövbe.

Çok tövbe.

Şip.

"Bırak kahveyi duşa sok şunu yoksa kahveyle ayılmaz bu!" Dedim Musa'ya.

"Orda benim ırzıma geçer bu."

"Ben mi sokayım tövbe tövbe!"

"Tamam be tamam." Diyip zor da olsa Deniz'i kucağına aldı.

Bende Denizin yatağını açıp ona kıyafet hazırladım.

"Havlu getirsene yatak odadaki ufak dolaptan." Diye seslendi içerden Musa.

Havluyu bulup banyonun önüne attım ve kaçtım.

Mazallah bi şey görürüm tövbe tövbe.

"Giydirdim üzerini gel şunun yanına seni sayıklıyor bu." Diye bağırınca salondan içeri odasına gittim.

Denizi elinde bir buket Çiçek'le görünce gözlerimi ovaladım.

Herhalde içki kokusundan kafam iyi oldu.

"Musa!"

Ses yok. (Kapı kapanma sesi)

"Ama sen?" Dedim elimi ona doğru uzatıp anlamaya çalışarak.

"İyi rol yaparım."

"Ne?"

"Seni yanıma getirip konuşmak istedim."

"Şerefsiz." Dedim sinirle.

"Senin şerefsizin olacaksam olur ona da kabul."

"Deniz?" Dedim gözlerim dolu dolu.

" Berceste(değerli güzel). (Biraz bekledi derin bir nefes aldı.) Kumsal. Bana hayatımı güzelleştirmem için yardım etsene kız."

Gözümdeki yaşı sildim. "Deniz cidden ne demem gerekli bilmiyorum."

"Bir kere sarılalım mı ?" Dedi.

Açtım kollarımı sarılıp ayaklarımı hafif yerden havalandırdı. "Aslında sarhoş değildim. Beni sarhoş yapan sendin. Gözlerin , kokun , ses tonun. Ne yaptın bana be?" Dedi gülerek. Bende güldüm.

(Hala sarılıyoruz)

"Bir şey yapmadım ki."

"Öyle mi minik hanım?"

"Öyle."

"Ay tutulur. Güneş tutulurda.
İnsan insana tutulur mu hiç?"

"Tutulur." Dedim. Şarkıyı biliyorum ama çok da mükemmel bi sesim yok.

"Ellerin diyorum hanımefendi bence elime çok yakışırlar bi denesek mi?" Dedi. Ayrıldık.

Koltuğa oturdu elini uzattı bana doğru. Parmaklarımı uzun inçe parmaklarından geçirip baktım şöyle.

Olduk biz be.

Ay kalbim.

Ay ölüyom ay

"Tutuldum."

"Hep tutulmuştum." Dedim. Gülümsedi.

"Çok güzelsin zalım." Diyip yanağımı ısırdı kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Bakma öyle öpesim geliyor."

Kafamı diğer tarafa çevirdim.

"Kızardın mı sen?" Dedi dalga geçerek.

"Bünyem kaldırmıyor!" Dedim. Kahkaha attı.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

...

Bu sefer fake değil :)

14 şubatta ben yalnızım onlar olmasın dıdkxmxx

Sonunda be sonunda diyeni buraya alayım.

Ayayayayyaayayyaay

ANONİMİŞTEAQ ~Yarı Texting~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin